Kamra'nın vücudu ateş topuna dönerken Yekta da Kamranın canını yakıyordu.İkiside acı içinde bağırıyorlardı.Burada neler oluyordu böyle ? Az sonra ikiside uçarak birbirinden ayrıldı.İkisininde göz rengi turuncuya dönmüştü.
Koşarak Kamran'ın yanına gittim.
Çarptıkları duvarlar çatlamıştı.
Yerde ölü gibi yatıyorlardı.Kamran'ı ayıltmak için dokunacağım sırada arkadan biri elimi tuttu.Bu o kızdı.
Asenat.."Dokunma.Yanarsın.Su getirin !"
Diye bağırdı.İçlerinden biri Kamra'nın baş ucuna gelip durdu.
"Suya gerek yok.Ben hallederim."
"Bu tehlikeli.Ya kontrol edemezsen ?
O zaman hepimiz boğuluruz !"Aralarında tartışırlarken herkesi susturan biri içeri girdi.
"Büyük hoca geliyor !!" İçeriye yaşlı adam girdiğinde kızgın olduğu çok belliydi.Önce Yekta'nın yanına gitti.
Sonra Kamrana doğru baktı."Kim bunun sorumlusu !? Aleti kim kapattırdı ?"
Herkes sessizdi.Yekta ayılmaya başladığında bir kaç saniye etrafına baktı.Sonrada kendisine.Şaşırmış gibiydi.Eline baktığında eldivensiz olduğunu farketti.Hemen cebinden çıkartıp eline geçirdi.Büyük hoca konuştu.
"Derhal odama ! Bunun bedeli ağır olacak."
Yekta verdiği zarara baktıktan sonra koşar adımlarla salondan çıktı.
Kamran da yavaş yavaş ayılıyordu.
Üzerine su dökmüşlerdi fakat ateş gibi olduğu için su buharlaşmıştı.
Bu inanılmazdı gerçekten.Kamran da etrafına bakındı önce.Büyük hoca yanına gelerek ona da aynı şeyi söyledikten sonra kalabalığa döndü."Şimdi size soruyorum.Bunun sorumlusu kim !? Onlar asla kavga etmezdiler.Kim kışkırttı ?"
Başımı eğerek suçlulukla öne doğru bir adım attım.
"Ben...ben yaptım.Benim yüzümden oldu."
Kalabalık şaşkınlıkla bana döndüğünde utanmıştım.
"Demek öyle ! Sen de odama." Diyerek arkasını döndü ve yürümeye başladı.
Ben de onun peşinden gittim.Açtığı kapıdan içeri girdiğimde Yekta ve Kamran başları öne eğik oturuyorlardı.Büyük hoca kendi koltuğuna oturup bağırdı."Sen de otur !" Az önce gördüğüm şeylerden sonra ikisininde yanına oturamazdım.Ortada duran deri koltuğa oturdum.Kısa bir süre sessizliğin ardından büyük hoca konuştu.
"Anlatın bakalım.En başından."
Herkes susuyordu."Sabah Yekta odama geldi.Beni çalıştırmak istemediğini söyledi.
Sonrada gitti.Yemekhanede ise aramızda tatsız bir konuşma daha oldu."Büyük hoca sözümü bölerek konuştu.
"Kamran anlatmaya devam et."
"Bu tatsız konuşmanın ardında Hafsa çok kırılmıştı.Dışarı çıktı.Yanına gidip onunla konuştum.Yektanın nedensizce soğuk ve kırıcı olduğundan bahsetmişti.Onu teselli edip Yekta ile konuşacağımı söyledim İçeri girdik.Yektanın yanında oturmak istemiyordu.Beraber başka bir masaya oturduk.Fakat..."
"Yeter.Yekta sen devam et."
Yekta yere bakmakla meşguldü.
Duymuyor gibiydi."Yekta sana diyorum."
Kaşlarını çatıp hocaya baktı.
"Ben...hiç birşey hatırlamıyorum.
Sadece sabah Hafsa ile yaptığım konuşmaya kadar herşey zihnimde.
Gerisi yok.Sonrasındaki kişi ben değildim.Alet yüzünden kendimi kaybetmişim.Güçlerimin emilmesi beni karanlık bir kişiliğe bürüyor.
Yemin ederim.İsteyerek yapmadım.
Biliyorsunuz.Kamran benim en iyi dostum.Hatta tek dostum.Onunla kavga edecek kadar aptal değilim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge Avcıları
FantasyHer şey annesinin ölümü ile başlar. Hafsa, Gölge Avcısı olduğunu yeni öğrenip tanışığı olmadığı hayata uyum sağlamaya çalırken kaderin ona getireceği şeylerin hiçbirini bilemezdi. Aşk, tutku, yaşam ve ölüm... Hepsini tattıktan sonra öğrendi. "Her s...