Bölüm 100 (Karanlık Lord)

39 2 0
                                    

Herkese selamlar ! 🙋‍♀️
100. Bölümde buluştuk yine.
Gerçekten birlikte Avcılar ailesi olarak çok yol kat ettik.100 bölüm olduk.Bu romana başlarken hiç bu kadar süreceğini düşünmemiştim.
En fazla bir 30-40 Diye düşünmüştüm ama öyle olmadı.
Çünkü Pars adlı karakter sürekli zihnimde başka şeyler yapıyordu.
Bu hikâyenin kötüsü ve acımasız adamı olarak yer aldı.
Başından beri bir hedefi vardı.
Onun hakkında her geçen bölüm de bir çok şey öğrendiniz ve öğrenmeye de devam edeceksiniz.
Bu bölümü tamamen ona ayırdım.
Keyifle okumanız dileği ile.

Paragraflar arasında buluşalım.

Bölüm 100

"Hepsi benim olacak.Olması gereken gibi."

Yazar'dan

Pars, süt beyazı kamarasından inerek kapıyı kapattı ve Virginia'nın batısında yer alan Davis şehrine ayak bastı.Derin bir nefes çekti ciğerlerine.
Gözlerini şehrin ışıltılı manzarasında gezdirdi.

"Hiç değişmiyorsun, Virgina" dedi kendi kendine.Ona göre her şey her an değişebilirdi.Kendi kişiliği bunun kanıtıydı ancak o bu şehrin hiç değişmediğini düşünüyordu.

"Garip" dedi buruk bir gülümseme ile.Ve onun için kiralanan eve doğru yürümeye başladı.Sanki her şeyi kendisi ayarlamış gibi tereddütsüz davranıyordu.En sıkışık anında bile öyleydi.Sakinlik, onun en büyük silahıydı.Tabii şimdi sabrı ve sakinliği tükenmişti.Tüketmişlerdi.

Attığı her adımda kalbi hızlanıyordu.
Heyecanlanıyordu.Aylar sonra görecekti oğlunu.İçindeki duygular ne kadar yoğun da olsa ifadesiz yüzü ile korku salarak tüm güzel yönlerini köreltmeyi beceriyordu.

Pars'tı o çünkü.Acımasız canavar,
Karanlık Lord, Deli ve çok daha fazlası.

Gözüne hiç bitmeyecek gibi görünen yolu bitirip adımları kapının önünde durduğunda heyecandan buz kesen elleri titreyerek cebine gitti.Kaçamak bakışlarla etrafı süzdü.Kimse onu kavuşma sevincini yaşarken görmemeliydi.Cebinden çıkardığı anahtarı kapının deliğine tek seferde sokup bir kaç defa çevirdikten sonra kapıyı iteledi ve sonuna kadar açılmasını sağladı.Tereddüt etmeden içeri girip kapıyı kapattı ve çocuk sesi gelen yöne doğru yürüdü.Bir kaç adım sonra büyük salonun sonuna kadar açık kapısının önünde durdu ve gözlerini adeta bir lazer gibi odadakilerde gezdirdi.

Bakıcı ve odanın 4 bir yanında adamları vardı.Tıpkı dışarıda 10'larcası olduğu gibi...

Varis yatağın ucunda oturmuş önünde diz çöken bakıcının sözlerini dinliyordu.Az sonra babasının geleceği ve iyi bir çocuk olması gerektiği gibisinden şeyler söylüyordu.Bakıcı karşısında duran varise büyük bir ilgi ile bakarken, çocuğun babasına çeken mavi hareleri herkesten önce gördü babasını.Bakıcı küçük lordun baktığı yere baktığında bir anda tüm gülümsemesi silindi.Yavaşça yutkundu.Diğer adamlar ise ellerini önlerinde bağlamışlar ve saygı ile lordlarını selamlamışlardı.

"Lordum" dedi kadın titreyen sesi ile.
Sadece karşısındaki adamı görmek onları titretmeye yetiyordu.Pars gözlerini küçük çocuğundan çekerek kadına baktı.Daha sonra odanın içine girerek sert ve soğuk sesi ile konuştu.

"Hepiniz dışarıya çıkın.Beni küçük varisim ile baş başa bırakın." O emrini verdiği anda bakıcı çocuğa son bir kez baktı ve az önce konuştukları şeyleri hatırlatmak istercesine gözlerini kapatıp açtı ve gülümseyerek ayağa kalktı.Ardından diğerleri gibi odayı terk etti ve çıkarken kapıyı kapatmayıda unutmadı.

Gölge Avcıları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin