Kamran'dan
Hafsa'yı kendi odasına getirip yatağına yatırdım.Bir doktora ihtiyacı vardı.Bileği kırılmış olmalıydı.Ben başında beklerken Yekta ve Şatonun doktoru Yasema girdi içeri.Yekta'ya memnuniyetle baktım.Hiçbirşey yapmadı.Hafsa'ya bakıyordu.Yasema Hafsa'nın sol bileğini avuçları içine aldı ve gereken işlemi yaptı.Bileği kendine doğru hızlıca çekip geri itti.
Hafsa gözlerini açıp çarşafı sıktı diğer eliyle.Sonra bakışları odayı dolandı."Kamran..." Yanına oturup elini tuttum.
"Burdayım Hafsa."Sonra Yekta'ya baktı.
"Bileğim... çok acıyor." Dedi ve Yasemanın sardığı bileğine baktı.
Hâli içler acısıydı.Konuşmadık.
Bir kaç dakika sonra doktorun işi bitti ve gitti.Sargıdaki bileğini havaya kaldırdı ve kafasını yastığa koydu."Hafsa iyi misin ?" Diye sordum. Sesine ihtiyacım vardı.Konuşmasını istiyordum.Bana doğru döndü ve cenin pozisyonu aldı.
"Çok kirliyim.Duş almak istiyorum."
Dedi.Birşey demedim ve kalkmasına yardım ettim.Dolabını açıp yatmaya uygun kıyafetler çıkardı.Havlusunu ve elbiselerini yanına alıp banyoya girdi.Yekta ile baş başa kalmıştık.
Bir müddet ikimizde sustuk.Yere bakıyorduk.Sonra kafamı kaldırdım
ve ona baktım."Sağol Yekta." Diyerek teşekkür etmiş oldum.Kafasını sağa sola sallayarak konuştu.
"Önemli değil."Hiçbirşey açıklamadan ne demek istediğimi anlamıştı.O benim gerçek dostumdu.Bu günden sonra onu daha da çok sevdim.
Eğer bana haber vermeseydi şuanda Hafsa tüm kanı içilmiş bir şekilde karanlık sokaklardan birine terkedilmiş olacaktı.Düşüncesi bile korkutucuydu...Yaklaşık 10 dakika sonra Hafsa'nın ağlama sesleri duyuldu.Yekta bana bakarak konuştu.
"Kamran birşey olmuş olmasın ?" Dedi.Telâşlı gibiydi.Banyo kapısının yanında durup kapıyı tıktıkladım.
"Hafsa iyi misin ?" Ağlama sesi kesildi.
"İyiyim.." dedi titreyen sesi ile.
"Çıkarım şimdi.Gidebilirsiniz." dedi aynı ses tonu ile.Su sesi kesildi.
Oradan ayrıldım aynı koltuğa oturdum.Yaklaşık 5 dakika sonra Hafsa üzerini giymiş bir şekilde odaya girdi.İkimizede kızaran gözleriyle baktı."Size gidebilirsiniz demiştim." Dedi sert çıkan sesi ile.Ayağa kalkıp konuştum.
"Biz... şey şimdi gideriz.Sana birşey olursa diye-" Cümlemi tamamlayamadan bana sarıldı. Diyeceğim şey uçup gitti aklımdan.
Bir dokunuşu bile beni böylesine etkiliyordu.Başını göğsüme koyup ağlamaya devam etti.Şaşkınlığım nedeni ile boşlukta kalan ellerimi sırtına koydum.Onun elleri ise belimdeydi."Teşekkür ederim." Diye fısıldadı.
Birşey demedim.Yekta'ya baktığımda elmacık kemiklerinin belirginleştiğini gördüm."İyi geceler." Diyip hızla odadan çıktı.
Hafsa'yı kendimden uzaklaştırıp yatağına oturttum."Saçların ıslak." Diyebildim.Zihni şuan ne ile meşgulse onu üzüyordu bu yüzden başka birşey düşünmesi lâzımdı.Bana boş boş bakıp ayağa kalktı.Bir tane dolabı açıp içinden yorgan ve çarşaf çıkardı.Galiba yatağı çamur olduğu için değiştirecekti.
Ona yardım ettim.Yatağı tertemiz olduğunda Kirli olan çarşaf ve yorganı banyoya getirip attı.Odaya dönerek yatağına uzandı."Hafsa saçların ıslak ve uzun.Sabah heryerin su içinde kalkarsın." Dedim.
Bana bakarak konuştu."Yorgunum.Sadece uyumak istiyorum." Dedi.Sesinin tınısından yorgun olduğu belliydi.Aklıma gelen fikiri sundum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge Avcıları
FantasyHer şey annesinin ölümü ile başlar. Hafsa, Gölge Avcısı olduğunu yeni öğrenip tanışığı olmadığı hayata uyum sağlamaya çalırken kaderin ona getireceği şeylerin hiçbirini bilemezdi. Aşk, tutku, yaşam ve ölüm... Hepsini tattıktan sonra öğrendi. "Her s...