Gözlerimi ağırca açtım.Olduğum yerde doğruluğumda babamın burada olmadığını farkettim.Yatağa bakarak tokamı buldum ve dağılmış saçlarımı gelişi güzel topladım.Odanın içerisini incelerken saatin 12 olduğunu gördüm.Kahvaltı saati çoktan geçmişti.En azından öğle yemeğine yetişmeliydim.Hemen lavaboya girip elimi yüzümü yıkadım.
Odadan çıkarak yemekhaneye ilerledim.Neredeyse herkes buradaydı.Yavaş adımlarla yemek istediğim şeylerden tabağımı doldurup Yekta gilin olduğu masaya ilerledim.Dün akşam yemeğini yiyemediğim ve kahvaltı edemediğim çin çok acıkmıştım.Masaya ilerleyip kendime bir sandalye çektim ve oturdum."Günaydın." Dedim sessiz bir şekilde.
Aslında çoktan gün doğmuştu ama bunu laf olsun torba dolsun diye söylemiştim.Asenat ve Felix yoktu.Kamran ve Yekta vardı.Onlarda sessiz bir şekilde günaydın diyip yemeklerine geri döndüler.Arada sırada Kamran'a kaçamak bakışlar atıyor ve üzerimde gezinen bakışlarını yakalıyordum.Tabağımı bitirdiğimde sandalyeyi geriye iterek kalktım hiçbirşey demeden arkamı döndüm ve gitmeye hazırlandım.
"Hafsa.Biraz konuşabilir miyiz ?" Sesi soğuktu.Duraksayıp ona döndüm.
"Kamran, bence bir süre daha konuşmasak iyi olur.Hala sinirli gözüküyorsun." Dediğimde ayağa kalktı.
"Hayır.Şimdi konuşmak istiyorum." Dedi ve kolumdan tuttu.Karşı gelmedim.Gerçi gelsem ne yazardı ?
Eninde sonunda konuşacaktık.
Çıktığımız merdivenlerden onun odasına gittiğimizi anlıyordum.
Kapısının önüne geldiğimizde benim girmemi bekledi.Daha sonrada kendiside girip kapıyı kapattı."Evet Kamran.Ne konuşacağız ?" Dedim kırgın bir şekilde.
"Dün, sana istemeden zarar verdim.
Bakabilir miyim ?" Dediğinde ona yaklaştım.Hala değiştirmediğim kazağın kolunu yukarı doğru kaldırdım ve yanık izini görüş alanına soktum.Dokunmak için elini uzattığında istemsizce kendimi geri çektim.Bunu neden yaptığımı bilmiyordum.Yutkunarak saçlarını karıştırdı."Bak, isteyerek yapmadım.O an çok sinirlenmiştin ve gözümü öfke bürümüştü.Pişmanım." Dediklerinde samimi gözüküyordu.Bilerek bana zarar vereceğini asla düşünmüyordum ama sarsılmıştım.
"Biliyorum Kamran.Ama fazla tepki verdin." Dediğimde yanındaki koltuğa oturdu.
"Hafsa, benim en tahammül edemediğim şeyi yaptın.Birşeyler sakladın.Bunu yapma.Her ne olursa olsun söyle bana." Dedi.Hiçbirşey demedim.Devam etti.
"Küs müyüz ?" Kafamı salladım.
"Değiliz." Dedim.
"Öyleyse ne için soğuksun bana ?"
Pencerenin yanına ilerledim.Dışarıyı seyrederken konuştum."Sadece, biraz sarsıldım.Ve birşey daha var." Adım seslerini yutan halını üzerinde bana doğru geldiğini anlamak zor olmadı.Az sonra belimde hissettiğim kolları ile gerildim.
Kulağımın üzerinedeki saçlarıma dokunan dudakları gözlerimi kapatmama sebep oldu."Nedir o şey ?" Dedi sessiz bir şekilde.
Bunu nasıl söyleyeceğimi nereden başlayacağımı bilmiyordum.En iyisi akışına bırakmaktı."Hafsa ?"
"Babam.Onu buldum." Dediğimde belimi kavrayan kolları gevşedi.
"Ne ?" Sesinde şaşkınlık vardı.
"Dün Ramiz'e gittiğimde... anılarımda O da vardı.Babammış Kamran.
İnanabiliyor musun ?" Konuşmadı.
Ona önümü dönüp sırtımı pencereye yasladım.Aramızdaki mesafe azıcıktı."Ne oldu ?" Diyerek bu konu hakkında birşey demesini bekledim.
"Sadece şaşırdım.Peki ne yaptın, yani ilk öğrendiğin an."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge Avcıları
FantasyHer şey annesinin ölümü ile başlar. Hafsa, Gölge Avcısı olduğunu yeni öğrenip tanışığı olmadığı hayata uyum sağlamaya çalırken kaderin ona getireceği şeylerin hiçbirini bilemezdi. Aşk, tutku, yaşam ve ölüm... Hepsini tattıktan sonra öğrendi. "Her s...