Kamran'dan
Gözlerimi açtığımda nefes nefeseydim.Koridorlardan gelen ayak sesleri ile yataktan kalktım ve kapıya ulaştım.Herkes aşağı iniyordu.
Nasıl yani uyanmışlar mıydı ?
Bende merdivenlere yöneldim.
Aşağıya inip kalabalığa karıştım.
Yanıma gelen Felix'e sordum."Şimdi neden buradayız ?" Elini beyaz saçlarına götürüp konuştu.
"Herkes bir anda uyandı.Ben zaten ilk uyananlardan oldum.Bir çığlık duydum.Ama kime ait olduğunu bilmiyorum." Dedi ve sustu.Az sonra yanıma Yekta geldiğinde ona döndüm.Hiçbirşey demeden beklemeye başladık.Çok geçmeden Büyük Hoca kürsüde belirdi.Yüzünde ifadesizlik vardı.Sözlerine tam başlayacağı sırada koridordan ayak sesleri geldi.Bir bayan doktordu.
Kenarı çekilerek Büyük Hoca'nın yanına gitmesine müsade ettik.
Bayan doktor Büyük Hoca'nın kulağına birşey fısıldadı ve büyük bir tebessüm salonu sardı...Hafsa'dan
Göz kapaklarımı ağırca açtım ve kirpiklerimi kırpıştırdım.Tavandaki parlak beyaz ışık gözlerimi alıyordu.
Yutkunarak kafamı sağa çevirdim.
Neredeydim ben ?Elimi kaldırmak için reflex yaptığımda her yanımın ağırdığının farkına vardım.Kafamı yumuşak yastıktan kaldırıp üzerime baktım.
İnce pikenin sarmaladığı bedenimi görmek için pikeyi ellerimle ittirdim. Vücuduma acayip şeyler bağlanmıştı.
Mavi ve düz bir kıyafet dizlerime kadar uzanıyordu.Zorlanarak kalkmaya çalıştığımda kapı açıldı.
Kafamı o tarafa çevirdiğimde doktor olduğunu tahmin ettiğim beyaz önlüklü bayan duraksadı.Sonra hızlanarak yanıma geldi."İnanamıyorum ! Uyanmışsın ! İşe yaramış !" Diyerek arkasını döndü.
Gideceğini düşünürken geri döndü ve heyecanını belli eden ses tonu ile konuştu."Kalkma tamam mı ? Burada bekle !" Dediğinde kafamı salladım.Hızlıca odayı terkettiğinde bakışlarımı odada gezdirdim.Serum sol koluma bağlanmıştı.Parmaklarıma mandal gibi şeyler takılmıştı.Rahatsız etsede doktor demeden çıkartmak istemedim.Oturur pozisyonda kafamı duvara yasladım.
Son hatırladığım acıya dayanamayıp bayılmam olmuştu.Şimdi ise yoğunbakımdaydım.Peki kaç gündür buradaydım ? Derin bir nefes alıp verdim.Yorgundum.Bir kaç dakika sonra kapı hızlıca açıldı.Kafamı çevirerek baktığımda Kamran'nın olduğunu gördüm.Tıpkı doktor gibi duraksadı.Çok şaşırmış duruyordu.
Gülümsediğimde koşar adımlarla yanıma gelip sıkıca sarıldı.Ellerini sırtımda hissetmemle dişlerimi sıktım.Canım yanmıştı.Kollarımı kaldırdım ve parmaklarımdaki şeylere dikkat ederek ona karşılık verdim.Hızlı nefes alış verişleri saçlarımı okşuyordu.Sıcak bedeni mayışmamı sağlıyordu.Biraz daha sıktığında ağzımdan 'ah' diye bir inilti yükseldi.Benden ayrılarak elimi tuttu."Ne oldu ? Neyin var ? İyi misin ? Nasıl hissediyorsun ?" Ard arda sıraladığı sorular gülümsememin genişlemesine yol açtı.
"İyiyim.Sadece vücudum ağrıyor biraz.Hareketsizlikten olsa gerek." Dediğimde dudaklarını alnıma bastırdı.Gözlerimi kapatıp huzuru hissettim.Sanki yıllar boyu ayrı kalmış gibiydim.Öylesine özlemiştim ki... Benden ayrıldığında gözüm odayı taradı.
"Neden sadece sen geldin ?" Diye sorduğumda konuştu.
"Daha yeni uyandın.Dinlenmelisin.
Bu yüzden ilk beni gönderdiler.
Sırasıyla diğerleride gelecek.Hem, sevinmedin mi beni gördüğüne ?"
Dayanamayarak güldüm.O beni her zaman nasıl mutlu edeceğini biliyordu."Tabiki de sevindim.Sen benim sevgilimsin." Dedim yanaklarımın kızardığını hissederek.Sessiz bir şekilde güldü.
"Evet.Öyleyim.Sevgilim." Tane tane dediği sözcükler ile heyecanım arttı.
Konuyu değiştirmek istedim.Aklıma gelen ilk soruyu sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge Avcıları
FantasyHer şey annesinin ölümü ile başlar. Hafsa, Gölge Avcısı olduğunu yeni öğrenip tanışığı olmadığı hayata uyum sağlamaya çalırken kaderin ona getireceği şeylerin hiçbirini bilemezdi. Aşk, tutku, yaşam ve ölüm... Hepsini tattıktan sonra öğrendi. "Her s...