"Bu bir kurban ayini."
Hafsa'dan
Başımın üzerinden uçup giden kelebeğe bakarken günler sonra ilk defa açan güneşin tadını çıkarıyordum.
"Ne kadar da güzel, öyle değil mi ?" Diye sordum benim gibi çimenlere uzanan Yekta'ya bakarak.Kafasını bana çevirdi ve yüzlerimizi itilemez bir çekimle biribirine yaklaştırdı.
"Evet." Gözleri tüm yüzümde dolaştı.
"Kesinlikle çok güzel." Gülümsedim.
Gülümsedi.Kast ettiğim şey kelebekti.
Ama onun güzel dediği şey her gün ölüme emekleyen bir kadındı.Ellerimizi birleştirdim.Sım sıkı tuttu.
Acıdı.Çekmedim.Hiç bir şey demedim.
Severken acıtıyordu.Rahatsız değildim.Emindim ki ben onu sonra daha çok acıtacaktım.Bunu biliyordu."Hey" tok sesi gözlerimim ona dönmesini sağladı.
"Bu gece doğum günü partin var.
Mutsuz olmamalısın." Sanki ne düşündüğümü anlamış gibiydi.
Ben sessiz kalınca o yattığı yerde doğruldu ve oturur pozisyona geldi.
Nedensizce bende yaptığını yaptım.
Uzun bir süre sustuk."Felix, Asenat ve diğerleri harika bir gece geçirmen için şu an şatoda büyük bir savaş veriyorlar." Dedi.
Benim ne düşündüğümü biliyordu.
Ve bunları düşünmemi istemiyordu.
Bunu da engellemeye çalışıyordu.
Aslında hiç ilgilenmediğim bir konuyu konuşarak..."Hafsa" dedi uzanıp kucağımdaki elimi kavrarken.Kafamı kaldırıp siyah gözlerine baktım.Bana derin bir hüzünle bakıyordu.Benim de onun ne düşündüğünü bildiğimi biliyor muydu ?
"Lütfen gül."
"Bunu son doğum gününü kutlayacak bir kıza söylemek ne kadar da ironik."
Bakışları iyice derinleşti.Gözlerim yanıyordu.Bu konuyu açmak hiç hoşuma gitmiyordu ama onun beni hiç kaybetmeyecekmiş gibi davranması ve güçlü durmaya çalışması beni deli ediyordu.Eğer hep böyle olursa gittiğimde daha büyük bir sarsıntı yaşayacaktı.Yıkılışı daha büyük olacaktı."Benden sonra mutlu olmanı istiyorum." Dedim zorlukla.Bir gün bunları konuşmalıydık.Ve ben şimdiyi seçmiştim.Dolan gözlerime aldırmadan devam ettim.
"Başka biri ile-"
"Sus." Dedi kalıplaşmış sesi ile.O kadar katıydı ki ve o kadar soğuktu ki bir an söylediği tek kelimenin beni parçalayacağını sanmıştım. Susmadım.Susamazdım.
"Daha çok gençsin Yekta.Bir çocuğun olabilir." Elimi sıktı.Farkındamıydı bilmiyorum ama acıtıyordu.Devam ettim.
"Yeniden sevmek için önünde uzun bir hayat var."
"Hafsa." Desi çaresiz çıkan sesi ile.
Gülümsedim.Ağlarken gülmek ne kadar da acı bir durumdu."Gözleri siyah olurdu.Kızınca metalik.
Saçları ipek gibi.Senin gibi.Ya da annesine benzeye-""Hafsa sana sus dedim !" Diye bağırdı.
Gözlerimi kapattım bağırışı ile.Sıcak göz yaşları içeri çöken yanaklarımı kucakladı."Yapma bunu bana." Dedi az öncekinin aksine kısık çıkan sesi ile.
"Asla senden sonrası olmayacak." Kafamı iki yana salladım.
"Yalnız yaşayamazsın." O da kafasını iki yana salladı.
"Sen hayatıma girmeden önce ben zaten yalnızdım Hafsa.Tek arkadaşım Kamran'dı.Seni tanımadan önce yalnızlık o kadar da kötü değildi."
"Aynı şey değil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge Avcıları
FantasyHer şey annesinin ölümü ile başlar. Hafsa, Gölge Avcısı olduğunu yeni öğrenip tanışığı olmadığı hayata uyum sağlamaya çalırken kaderin ona getireceği şeylerin hiçbirini bilemezdi. Aşk, tutku, yaşam ve ölüm... Hepsini tattıktan sonra öğrendi. "Her s...