Bölüm 47 (Yeni Başlangıçlar)

77 7 0
                                    

Yazar'dan

Sonbahar, sanki tüm hüznü alacakmış gibi rüzgarını salmış ve yaprakların uçuşmalarına izin veriyordu.Gökyüzü kapalıydı.Kara bulutlar az sonra yağmurun yağacağını işaret ediyordu.
Sanki mevsim bitmeden son kez sesini duyurmak için çabalıyordu.
Bulutlar dayanamayıp iri yağmur damlalarını serbest bıraktığında bir kaç damlası,Genç kızın penceresine tutundu.Hafsa battaniyesine sarılmış dışarıyı izliyordu.Kafasını aklına gelen düş ile kapıya çevirdi.

Kamran o kapıdan çıkalı ve bir daha gelmeyeli tam 1 ay olmuştu.İçinde oluşan özlemi dışarı atarmış gibi uzun bir nefes verdi.Penceresi buğulandı...

İlk gittiğinde bu kadar üzülmemişti.
Çünkü geri döneceğini düşünüyordu.
Ancak onun gelmeyeceğini bilmiyordu.Şimdi ise günler üzerine yüreğine misafirlik eden hüznün acısını çekiyordu.

Aslına bakılırsa Kamran'ı çoğu zaman unutuyordu ancak birçok anı hatta Yekta'yı görmek bile onu anımsatıyor,
özlemine özlem katıyordu.Sonra ise böyle olmasını kendisinin istediğini düşünüp en iyisinin bu olacağına getiriyordu yine aklını kurcalayan kelimelerini.Ancak böyle rahatlayabiliyordu.Ve onu unutuyordu.Zaten gerçek bir aşk yaşasalardı buna dayanacağını zannetmiyordu.Aslında özlem diye adlandırıp adına üzüldüğü şey, Kamran'ı kırdığını düşünmesiydi.
Bunun haricinde hiçbirşey onu üzmüyordu...

Pars ise hiçbir zaman yenilgiye uğramadığını tekrar hatırlamış ve hatırlatmış gram acıma duygusu olmadan bu ayrılığın katili olduğunun altına imzasını atmıştı.Maria Kamran'nın gittiğini öğrendiğinde gidip Pars'a öfkesini kusmuştu.Ancak Pars böyle olmasını kendisinin istediğini söyleyerek onu odadan kovmuştu ve tarafına bakmamıştı.
Aptallık Maria'daydı.Ona asla güvenmemeliydi.Çünkü Pars'ın yaratılışından büyüyene dek yalnızca kendi emelleri için uğraşan biri olduğu herkesçe biliniyordu.

O kendi zaferine ulaştığında diğerlerini tanımazdı.Sadece kullanır ve atardı.Hep böyle olmuştu.Yavaş fakat oldukça tecrübeli adımlarla avına yaklaşıyordu.Acele etmesi için bir neden yoktu.Bir kaç ay daha bekleyecek ve sonunda büyük bir zafer ile evine dönecekti.Ayrıca, bu onu zirveye taşıyacak bir ödül olacaktı.İşte o zaman yalnızca bu eyalete değil, tüm dünyaya bütün evrene hükmedecekti.Ölümsüz bir lord olacak ve karşı konulamaz güçlere sahip olacaktı.Yalnızca sabretmesi gerekiyordu.Sabredecek ve istediğine ulaşacaktı.

Her zaman ki gibi...

Hafsa'dan

Bende tıpkı herkes gibi panoya asılan gruplara bakıyordum.Şato 50 kişilik gruplara ayrılmıştı.İlk ay gitmeyecektik.Yani benim olduğum grup bu ay değil sonraki ay gidecekti Şeriflerin bölgesine...

Arkamı dönüp oradan uzaklaşmaya başladım ki Asenat'ı masada otururken görmem ile adımlarımı ondan tarafa yönlendirdim.Gidip yanına oturduğumda kafasını kaldırıp bana baktı.

"Sanırım sende benim gibi buraya hangi grupta olduğunu öğrenmeye geldin." Dediğinde kafamı salladım.

"Evet.Önümüzdeki ay gidecek benim olduğum grup.Ya senin ?" Dediğimde elindeki kitabı masaya bıraktı.

"Aynı gruptayız." Dediğinde gülümsedim ama o gergin gibi duruyordu.

"Asenat sen iyi misin ? Buna sevinmen gerekmez miydi ?" Ağzımdan dökülen sözcüklerden sonra ofladı.

"Pars ve arkadaşları da bizim grubumuzda.Aslında buna şaşmamak gerek.Sonuçta sevmediğin ot burnunun dibinde biter.Ondan korkmasamda dürüst olmak gerekirse beni geriyor.Yani, bakışları, konuşması falan beni sinir ediyor.
Varlığı bile motivasyonumu bozuyor."
Dediğinde bende gerildim.

Gölge Avcıları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin