2. Sezon/ 7. Bölüm

26 2 4
                                    

"O bizim için bir umut."

1 ay sonra

Bir türlü göbeğimden geçmeyen kıyafeti bıkkınlıkla çıkartıp yere fırlattım ve aynadaki görüntüme baktım.Henüz 2 aylık olmasına rağmen 6 aylık bir bebek kadar gelişmiş durumdaydı ve bu beni zorluyordu.Gücüm yenilenmekti.
Ve o bundan etkileniyor olmalıydı ki hızlı büyüyordu.

"Hafsa ?" Kafamı sesin geldiği yöne doğru çevirdim ve elinde az önce yere fırlatmış olduğum kıyafeti elinde tutan Yekta'yı görmüş oldum. Üzerimde iç çamaşırlarım vardı.
Elbiseyi bana gösterir şekilde bakıyordu.

"Bana artık olmuyor." Dedim kızgınlıkla.Yanıma yürüdü ve saçlarımdan öptü.

"O zaman sana olan bir şeyler bulalım." Dedikten sonra dolaba yöneldi.Ben ise yatağın ucuna oturmuş onu seyretmeye başlamıştım. Bir kaç saniye sonra bir elinde kırmızı pamuklu bol bir kazak diğer elinde ise siyah bir tayt ile bana döndü.

Ne !?

Ben bu ikiliyi bile seçerken en az 5 dakikamı harcarken onun dolaba dönmesi ile seçim yapması saniyeler sürmüştü.

"Bunları giyin.Hem soğuktan korurlar hem de sana olurlar." Dediğinde  uzattıklarını aldım elinden.Hala hüzünlüydüm.O kıyafet bana çok yakışıyordu ve şimdi giyinemiyordum.

"Üzülüyor musun sen ?" Dedi bana ve cevap vermemi beklemeden önümde
diz çöküp kucağımdaki ellerimi tuttu.

"Hayatım bana bak." Dediğinde ister istemez gözlerim onun gözlerini buldu.Bana böyle seslenince garip oluyordum.Her zaman böyle seslenmiyordu.

"Kilo alman çok doğal.O kıyafetin sana olmaması da." Diyerek bana bakmaya devam etti.

"Ben seni her halinle seviyorum.
İster 40 kilo ol ister 140 kilo.İster 20 yaşında ol ister 50.Sana olan sevgim hiçbir zaman azalmayacak.Bunu bil."
Dedi ve elini karnıma koydu.

"Onu da öyle seviyorum.Öyle seveceğim." Söyledikleri eskiye dair hatıralarımı uyandırdı.Onu ilk tanıdığımda sevgiye dair umudunu kaybetmiş ve sevginin varlığından korkan bir adamdı o.Ama şimdi sevmekten bahsediyordu.Bunu korkarak değil umutla ve gururla dile getiriyordu.Elimi ensesine koydum ve eğilip dudaklarını öptüm.Birkaç saniye sonra ondan ayrılıp alnımı alnına yasladım.

"Seninle gurur duyuyorum.Seni seviyorum." Diye fısıldadım.

"Ben de" Dedi.

"Bende seni çok seviyorum."

***

"Hafsa!" Kapının hızla açılması ile oturduğum yerde kafamı gelene çevirdim.Yüzünde telaş vardı.

"Asenat, ne oldu ?" İçeri girerek kapıdan dışarı baktı ve kafasını içeri sokarak kapıyı kapattı.Kötü bir şey olmuştu.Ayaklandım.

"Asenat ne oldu ?" Diyerek tekrarlamış oldum.Soluklanırken bana bakmayı kesip dolabıma yürüdü ve kapaklarını açıp bavul çıkardı.
Fermuarı açıp çekmecelerde ne bulduysa doldurmaya başladığında
kaşlarım çatılarak yanına yürüdüm.

"Asenat! Artık ne olduğunu bana da söyleyebilir misin ?" Durdu.Ayağa kalktı.Kollarımdan tuttu.

"Gitmelisiniz, hemen! Hemen buradan gitmelisiniz !" Dedi hızlı hızlı.Zaten çatılı olan kaşlarım daha da çatıldı.

"Bak." Dedi sol eli ile önüne gelen perçemleri düzeltirken.

"Aragorn buraya geliyor.Arkasında  bir ordu varmış.Sizin artık gitmeniz gerekiyor.Anlıyor musun ?" Dediğinde gözleri beyazlamış ve dolmuştu.Bugünün geleceğini biliyordum ama bu şekilde olacağını bilmiyordum.

Gölge Avcıları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin