Gördüğüm rüya ile yatakta doğruldum.Saç diplerimi ıslatan ter yüzünden oldukça sıcak hissediyordum.Fakat aldırmadım.
Şimdiki tek amacım annemin isteğini yerine getirmemdi.Yorganı üzerimden bir çırpıda atarak ayağa kalktım.Çıplak ayaklarıma aldırmadan odadan çıktım.Saat umrumda bile değildi.Hızlanarak aşağıya indim.Büyük kapının önüne geldiğimde ritmik bir şekilde kapıya vurdum.İçeriden gel sesi duyulunca kapıyı araladım.Tıpkı rüyamdaki gibiydi.Şöminenin ışığı karanlık odayı aciz bir şekilde aydınlatıyordu.
Koltukta oturan Ramiz kafasını bana çevirdi.Önce duraksadı.Sonra şaşkınlığı gözlerinden belli olan bir ifade ile beni süzdü."H-Hafsa ? Bu gecenin saatinde burada ne işin var ?" Dedi.Ses tonu hiç hoşuma gitmemişti.Gidip yanındaki deri koltuğa oturdum.
"Bir rüya gördüm." Dediğimde önünde duran boş bardağa sarımtrak bir içki koydu.
"Ben bir rüya yorumcusu değilim." Dediğinde gözlerim yavaşça dolan bardakta gezindi.
"İçinde sende vardın." Diyerek konuşmasını bekledim.Zehri dudaklarına götürüp bir yudum aldı ve masaya bıraktı.
"Dediğin gibi, bir rüya görmüşsün. Bunun için buraya gelmene gerek yoktu." Dedi.Sakladığı birşeyler varmış gibiydi.Gözlerini kaçırıyor kısa cevaplar veriyordu.
"Bir kere görmedim.Bu iki oldu.
Annem, ölen annem seni bulmamı istiyordu.Çok garip ama seninle bir bağımızın olabileceğini düşünüyorum." Dedim sıkılarak."Annemi tanıyor musun ? Anılarıma girdiğinde onu gördün.Belkide daha fazlasını.Benim unutmuş olabileceğim birşeyler..." Dedim ve konuşmasını bekledim.Bardaktaki zehri bir dikişte bitirdi.Tekrar doldurmak için elini şişeye uzattığında buna izin vermemek için elini tuttum.
"Konuş benimle." Dedim ciddi bir tavırla.Belkide öğrenmek için can attığım en önemli konuydu bu.
"Hayır." Dedi buz gibi çıkan sesi ile.
"Daha zamanı var.Şimdi değil." Dediğinde gözlerim kısıldı.Diğer eli şişeye uzandığında.Almasını engellemek için cam şişeyi alıp arkama sakladım.
"Zamanının gelmediğini düşündüğün şeyden konuşmalıyız bence." Dedim ve ilave ettim.
"Sağlam bir kafa ile." Gözleri kısıldı.
Şişeyi alamayacağını anladığında ayağa kalktı.Camdan yapılmış bir dolabın önünde durup kapağını açtı.
Gözlerim şaşkınlıkla büyüdü.Bir sürü içki vardı.Bu midemi bulandırdı.
Bir tanesini alıp kapağını açtı tam ağzına götürdü ki konuştum."Sen kendi isteğinle anlatmazsan bile ben istediğimi alabilirim.Bunu biliyorsun.Zihnine girip merak ettiğim herşeyin cevabını bir kuş gibi şakımanı sağlayabilirim.Canının yanmasıda cabası olur." Bana keskin bir bakış atıp konuştu.
"Bu yasak.Güçlerini kendi emellerin için kullanamazsın." Dediğinde büyük bir kararlılıkla konuştum.
"İnan bana istediğim şeyi almak için yasağı göz ardı edebilirim." Dedim.
Şuan kendimi çok cesaretli hissediyordum.Bir süre bana baktıktan sonra kapıya yaklaşıp bir düğmeye bastı.Bunun nedenini anlamasamda sorgulamadım.Gelip aynı yerine oturdu."Biliyor musun tıpkı annene benziyorsun.Burnun, dudakların, cesaretin,kırılganlığın, zekân..." dedikleri üzerine içimde bir heyecan tohumu filizlendi.
"Onu tanıyorsun..." Dedim.Kafasını salladı.
"Sana herşeyi anlatırım ama kaldıramazsın." Dediğinde hemen konuştum.
"Anlatmalısın.Ben herşeyi kaldırabilirim." Cam şişeyi masaya bıraktı.
"17 yıl önceydi.Annen... onunla birbirimize aşık olmuştuk.Çok seviyorduk.Onunla evlenmek istediğimi söylediğimde bunu yapamayacağını söyledi.Nedenini öğrendiğimde ise, büyük bir seçim yapmak zorunda kaldım." Şaşkınlık tüm hücrelerimi ele geçirmişti. Nefesim sıklaştı.Ama sesimi çıkarmadım.Sonuna kadar dinleyecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge Avcıları
FantasyHer şey annesinin ölümü ile başlar. Hafsa, Gölge Avcısı olduğunu yeni öğrenip tanışığı olmadığı hayata uyum sağlamaya çalırken kaderin ona getireceği şeylerin hiçbirini bilemezdi. Aşk, tutku, yaşam ve ölüm... Hepsini tattıktan sonra öğrendi. "Her s...