"Ödeşme vakti."
Her şey bir anda olmuştu.Daha ben bile ne olduğunu kavrayamazken Yekta'nın ateş saçan gözleri üzerimizde dolanmayı sürdürüyordu.
Ben kollarımı kendime çekerken Kamran belimdeki ve ensemdeki ellerini çekti.Elimin teki yukarı sıyrılan geçeliğimi aşağı doğru çekiştirirken alt dudağımı üst dudağımın altına almış ve dişlerim ile işkence ediyordum."İğrençsiniz." Dedi yüzünü buruşturarak.Gözlerini Kamran'dan çekerek bana baktı.Nefesimin kesildiğini hissettim.Metalik rengi gözleri cehennem sıcağını üzerime püskürtüyordu.
"Yazıklar olsun." Diye fısıldadıktan sonra bir kaç adım geriledi ve sonra hızlıca arkasını dönerek odadan çıktı.İstemsiz hareketler ile oturduğum yataktan kalktım ve odadan çıkarak peşinden koşmaya başladım.Odasına gitmemişti. Merdivenlerden aşağıya iniyordu.
"Yekta !" Diye bağırdım birilerinin uyanıp uyanmamasını umursamadan.
"Yekta bekle ! Hiç bir şey anladığın gibi değil." Durmadı.Aksine daha da hızlandı.Sanki benden kaçıyordu. Hayır, kaçmıyordu. Tiksiniyor ve isteyerek uzaklaşıyordu.Bunu düşünmek canımı yakıyordu.
"Lütfen dur !" Diye bağırdım son kata giriş yaparken.Nereye gidiyordu bu ?
Öylesine hızlıydı ki yetişmek mümkün değildi.Uzun ve geniş koridoru bitirerek şatodan çıktı.
Hava, olduğumuz mevsime ihanet edercesine soğuktu.Artık, dışarıdaydık."Sana dur dedim !" Diye bağırdığımda beklediğimin aksine duraksadı.O durunca ben de durdum.Nefes nefese kalmıştım.Aramızda yaklaşık 3 metre vardı.Yavaşca bana döndü.Hızlı adımlarla yanına ilerledim.
"Bak gerçekten hiç bir şey düşündüğün gibi değil.Sadece konuşuyorduk." Dediğimde gözleri bedenimde gezindi.Her bir ayrıntıda duraksıyordu.Büyük bir yavaşlıkla gözlerini gözlerime çıkardı.
"Sadece konuşmak için ne kadar da uygun bir kıyafet." Dedi imalı bir şekilde.
"Bak, izin ver anlatayım." Dediğimde bir adım yaklaştı bana.
"Neyi anlatacaksın ? Seni eski sevgilin ile yatakta bastım Hafsa." Dediğinde yutkunmak istedim ancak kuruyan boğazım buna engel oldu.Sarf ettiği kelimeler kalbime tekmeler savuruyordu.Bu nasıl bir düşünceydi ? Kalbimin onun için attığını bilirken böyle bir şey yapacağımı nasıl düşünürdü ? Hadi kendimden geçtim.Onca yıllık arkadaşının, Kamran'ın, böyle aşağılıkça bir şeyi aklının ucundan dahi geçirmeyeceğini de mi akıl etmiyordu ?
"Çok yanlış düşünüyorsun Yekta." Dedim dolan gözlerime lanet ederek.
Neden kahrolasıca göz yaşları beni rahat bırakmıyorlardı ki ?
Yekta'nın her ters sözcüğünde böyle olursam o gözyaşlarım ile çok işim vardı."Her ayrıntısını anlatırım sana.
Ama burası soğuk.İçeri geçelim." Kısa bir an yüzümde dolandı bakışları."Utanmadan bir de anlatırım mı diyorsun ? Neyi anlatacaksın ? Ben engel olmasam nasıl sevişeceğinizi mi ?" Dediğinde dudaklarım bir şeyler söylemek için aralandı ama tekrar kapandı.
"Ayrıca sana ben demedim o kısa şeyi giy diye.Üşüyorsan yatağa geri dön.
Kamran'ın koynu sıcaktır.Hemencecik ısınırsın." Dediğinde yüzüne sert bir tokat geçirdim.Böylesine iğrenç düşüncelere sahip olması beni hem kırmış hem de öfkelendirmişti.Yüzü tokatın etkisi ile sağ tarafa düşerken alıp verdiğim sık soluklar soğuk geceye karışıyor öfkemi körüklüyordu."Hakkımda gerçekten böyle düşüyorsan yazıklar olsun sana !" Diye bağırdım ses tellerime yaptığım kaçıncı işkenceyi umursamadan.
"Kamran'ı da kirletme sakın ! Buna en ufacık bir hakkın yok ! Senden de temiz bir yüreği var onun." Kıpırtısız bir şekilde duruyordu.Sanki transa geçmişti ve yapabildiği tek şey dinlemekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge Avcıları
FantasyHer şey annesinin ölümü ile başlar. Hafsa, Gölge Avcısı olduğunu yeni öğrenip tanışığı olmadığı hayata uyum sağlamaya çalırken kaderin ona getireceği şeylerin hiçbirini bilemezdi. Aşk, tutku, yaşam ve ölüm... Hepsini tattıktan sonra öğrendi. "Her s...