"Onsuz bir ânım bile geçsin istemiyorum."
"Neden yemiyorsun ?" Bakışlarımı dakikalardır oynadığım yemeğimden ayırıp Pars'a baktım.
Sanan ne ?
"Canım yemek istemiyor." Dedim sıkkın bir ses tonu ile.Açtım.Ve deli gibi yemek yemek istiyordum.Ama eğer normal bir kahvaltı yaparsak ona gününü nasıl zehir edebilirdim ki ?
"Canının istediği başka bir şey varsa-"
"Evet, aslında var." Diyerek sözünü böldüm.Şaşkın ve biraz da meraklı gözüken bakışlarını üzerimden çekmeden arkasına yaslandı.
"Nedir ?" Sana acı çektirmek.
"Dondurma."
"Büfeden alırım sonra." Kollarımı önümde bağlayarak dudak büzdüm.
Amacım huysuzluk çıkarmaktı."Ama ben şimdi istiyorum."
"Mideni üşütürsün.Önce yemek ye."
Omuz silkerek konuştum."Yemeyeceğim." Derin bir nefes alarak çatalını masaya bıraktı.
Evet, sanırım istediğimi başarma yolunda ilerliyordum."Hafsa, ben gideceğim." Birden bire söylediği şey ile önce duraksadım.
Ciddi miydi bu ? Nereye gidecekti ki ?
Anlayamamıştım.Kaşlarımı çatarak sırtım ile sandalyenin temasını keserek biraz öne doğru eğildim."Nereye ?" Dedim.Merak ettiğimi açıkça ortaya koyarak.Ondan nefret ettiğim, nereye gittiğini merak etmediğim anlamına gelmezdi.
Aslında onun gitmesini istediğim tek bir yer vardı.Orası da hiç şüphesiz Cehennemin dibiydi.Çünkü onun gibi şeytanları paklayabilecek tek yer orası !"Orasını boş ver." Diyerek benim gibi öne doğru eğildi ve bakışlarını masaya dikti.
"Özlediğim birisi var.Onu görüp geleceğim." Dedi bakışlarını bir an bile masadan çekmeden.Şu an rol olmayacak kadar ciddi duruyordu.
Ama söylediğini düşününce inanmakta zorluk çekiyordum.
O ve özlemek ? Bu gibi duyguları sadece kalbi olanlar hissediyor sanıyordum."Kim o ?" Dedim gerçek bir merakla.
Sarı gözlerini üzerime dikip öylece susarak hiç bir şey demeden bekledi.
Özlem duygusu ağır bastığından mı göz rengi değişmişti ? Hayır, o özleyemezdi."Önemli birisi değil." Dediğinde kaşlarım havalandı.Kurduğu cümlelerde onun gibi dengesizdi.
"Yani senin için önemli birisi değil ama onu özlüyorsun, öyle mi ?" Aradaki çelişkiyi fark etmiş gibi baktı bana.Sonra yutkunarak gözlerini kaçırdı.Bu davranışları ona inanmamı sağlayacak kadar gerçekciydi.
"İrdelemeyerek bana bir iyilik yapmanı istesem fazla şey mi istemiş olurum ?" Dedi düz bir sesle.Ancak üzerine gitsem de bu konu ile alakalı bir şey demeyeceğini biliyordum.
Bakışlarından anlamıştım.Derin bir nefes alarak kollarımı önümde bağladım ve arkama yaslanarak konuştum."Tamam." Dedim gözlerine bakarak.
"İrdelemeyeceğim.Peki ne zaman gideceksin ?"
"Aslında, bu gece yola çıksam fena olmaz.5 gün içinde dönerim.Gece yola çıkarsam daha az bensiz kalmış olursun." Dediğinde zorlukla gülümsedim.Dayan Hafsa, gidene kadar ona katlan ve 5 gün rahat et.
"5 gün mü ? Neden bu kadar fazla ?"
Dedim sahte bir hüzünle.Dudaklarına rol gereği bir gülümseme yerleştirdi.
Artık o gülümsemelerine inanmıyorum, iblis."Uzun zamandır onu görmüyorum."
Dediğinde onu seven biri olarak kıskançlık yapmam gerektiğini düşündüm.Hemen kaşlarımı çatarak konuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge Avcıları
FantasiaHer şey annesinin ölümü ile başlar. Hafsa, Gölge Avcısı olduğunu yeni öğrenip tanışığı olmadığı hayata uyum sağlamaya çalırken kaderin ona getireceği şeylerin hiçbirini bilemezdi. Aşk, tutku, yaşam ve ölüm... Hepsini tattıktan sonra öğrendi. "Her s...