Bölüm 109 (Af dilemek)

42 2 0
                                    

Selam Millet ! 2 bölümü bir bölümde birleştirdim, keyifle okuyun diye.Sizi biraz +18 bir bölüm bekliyor.Şimdiden uyarması.Neyse daha fazla zamanınızı almadan sizi bölümle baş başa bırakıyorum.

Keyifli okumalar...

"Sence her şeyin üstesinden gelebilir miyiz ?"

Ilık suyun altına girip tüm uzuvlarımın ıslanmasına izin verdim ve suyu hissettim.Hissetmek, bize verilmiş en değerli şeydi belkide.
Bunu bir kaç saat öncesinde anlamıştım.Bacaklarımı hissedemediğimde ve Pars yürümeyeceğimi söylediğinde dünya başıma yıkılmış gibi hissetmiştim.
Çaresizlik ilk defa böyle bir şekilde karşıma çıkmıştı.Korkunçtu.

Bir kaç dakika sonra duştan çıkıp vücudumu havluya sardım ve lavobodan çıktım.Tuvaletin kapısını kapattığımda yatağa doğru ilerlemeye  başlayacaktım ki gözlerim koltuğumda oturan siluete takıldı.
Hâlâ gece olduğundan ve ışıklar kapalı olduğundan kim olduğunu seçemiyordum.Yalnızca ay'ın penceremden içeri sızan ışığı yüzünün yarısını silik bir şekilde aydınlatıyordu.Yutkunarak havlumu sıkılaştırdım.

"Özür dilerim." Yekta.

"Öylece çekip gitmemeliydim." Dedi kıpırtısız bir şekilde.Kafamı pencereden tarafa çevirdim ve derin bir nefes aldım.

"Ben, sinirlerime hakim olamadım.
Seni dinlemeliydim." Bir takım sesler duyduğumda ayağa kalktığını anlamıştım.Zeminde çıkan tok seslerden yanıma gelişini de anlamıştım.

"Kendimi nasıl affettirebileceğimi bilmiyorum." Diyerek kısa bir an duraksadı.Sonra elini kolumda hissetim.

"Benimle konuş." Dedi sessiz bir şekilde.Yüzüm ona çevrildiğinde kolumu ondan çektim.

"Seninle konuşmak falan istemiyorum." Dedim hırçınca.
İstemiyordum.Onunla konuşmak falan istemiyordum.

"Git odamdan." Dedim kararlılıkla.
Gitmeliydi.Benimle konuşursa ve üzgün olduğunu görürsem onu affetmekten korkuyordum.

"Hadi." Dediğimde kollarımı önümde bağlamıştım ve gözlerimi karanlık odamda gezdiriyordum.

"Hafsa artık bir açıklama beklemiyorum.Sorgulamayacağım da.
Sadece, ben sadece, bilmiyorum.
Buradayım işte." Dediğinde yüzüne baktım.

"Sana şüphen varsa git demiştim.
Ve sende gittin.Şimdi neden buradasın ?"

"Çünkü, gidemedim.Yanındayım."

"Ben, bana güvenmeyen bir adam istemiyorum yanımda." Diyerek kısa bir nefes aldım ve bakışlarım yatağımdaki kıyafetlere düştü.

"Üzerimi giyineceğim.Gidecek misin ?" Dediğimde bir kaç saniye sustu.

"Gitmeyeceğim.Git üzerini giyin ve gel.Burada bekliyorum." Dediğinde sustum.Karşı çıkmadım.Çıkamadım.
Yalnızca yatağın üzerinde duran kıyafetlerimi aldım ve banyoya girdim.Neden dediğini yapıyordum ki ? Ona karşı olan çekimimden kurtulamadığım sürece bunun böyle süreceğini biliyordum.Ve bu da kötü hissettiriyordu.

Sonunda giyinebildiğimde saçlarımı kazağımdan dışarı çıkardım ve kurutarak bir at kuyruğu yaptım. Kapıyı açıp odama girdiğimde yatakta oturmuş dediği gibi beni beklediğini gördüm.

"Seni affetmeyeceğim." Dedim sert bir şekilde.

"Biliyorum." Dediğinde karanlıkta görünen silüteni baktım.

"Güven problemlerim var Hafsa.
Kime güvendiysem sonu iyi bitmedi.
Sizi de öyle görünce, kan beynime sıçradı."

"Söylediklerinin bir özürü olamaz.
Ne kadar ağır konuştuğunun farkına varmamış olmalısın."

Gölge Avcıları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin