"Defalarca kez bıçaklanacaksın.Bunu biliyorsun değil mi ?"
"Defalarca kez de iyileşeceğim."
Araba yüksek ağaçların altında durduğunda kapıyı açarak kendimi dışarı attım.Midem bulanıyordu.
Başım dönüyordu.Acı çekiyordum.
Çok kötüydüm.Geldiğimiz yer ormanın içinde ahşap bir kulübeydi.Kuşların garip sesleri dışında hiçbir şey yoktu.Aniden belimde hissettiğim el ile irkilerek sol tarafıma döndüm.
"İçeri geçelim." Bu o doktordu.Hamile olduğumu öğrendiğim doktor. Başından beri o ilgileniyordu ve Asenat'ın bunu bilerek o doktoru gönderdiğini düşünüyordum.
Attığım her adımda kasıklarım patlayacak gibi hissediyordum.Sanki bir anda karnımdan onun kanlı elleri çıkacak ve bu acıdan ölecek gibiydim.
Ahşap eve girdiğimizde doktor elini belimden çekti ve üzerindeki montu el çabukluğu ile çıkararak konuştu."Sen yatağa uzan.Ben gerekli malzemeleri alıp geliyorum." Diyerek yanımdan ayrıldığında gözleri ile işaret ettiği yatağa yürüdüm. Oturduğumda karnımı yırtmak istercesine içimde hareket ediyordu.
Elimi karnımın üzerine koyarak konuştum."Yapma" dedim.Sanki beni duyacakmış gibi.Karnımın sağ tarafında hissettiğim sızı ile gözlerimde hazır bekleyen gözyaşları harekete geçti.
"Dur yalvarırım." Boğazımdan kaçan hıçkırık acıma eşlik etti.Ölürken bile böyle bir acı hissetmemiştim.Bu kadar zor olacağını tahmin etmemiştim.
Doğum bu kadar zor olmamalıydı."Nerede kaldın ?!" Dedim acı içinde.
Biran önce doktorun bana yardım etmesi gerekiyordu.Sanki içimde bebeğimi değil de beni öldürmek isteyen bir varlık taşıyordum.Bir takım sesler duydum ancak hâlâ gelmemişti.Gözlerim odayı turlarken kulağıma gelen tıkırtı sesi ile kafamı perde ile kapanmış pencereye çevirdim.Ses dışarıdan geliyordu.
Dizlerimin üzerinde zorlukla hareket ederek perdeyi hızlıca kenarı çektiğimde görüş alanıma yalnızca bir şeyin hızlıca uzaklaşması girmişti.
Sanırım bir kuştu.Ben dışarıya bakarken duyduğum ses az da olsa rahatlamamı sağladı."Geldim !" Kafamı doktorda çevirerek
"Nihayet" diye fısıldadım ve yatağa uzandım.Bacaklarımı iki yana açarken kıyafetimi yukarı sıyırmıştım.Yatağa oturarak ellerine geçirdiği eldivenlerle kıyafetimi biraz daha yukarı sıyırdı.Elim çıplak karnıma gitti.Öyle bir tepiniyordu ki her an dışarı fırlayabilirdi."Ikın" dedi.Sesi tanımlanamayacak bir tonlama ile çıkıyordu.Dediğini yaptım.Zaten acıdan kıvranıyordum.
Bunu demesi bir şeyi değiştirmedi.
Aradan geçen birkaç dakikanın ardından bir şeylerin ters gittiğini hissediyordum.Müdahale etmiyordu.
Dediği tek şey 'Ikın' kelimesiydi."Bir şeyler kötü gidiyor." Dedim.
Doktorun gözlerine baktım."Neden yardımcı olmuyorsun ?" Sesim ağlamaklıydı.Alnımda biriken ter damlaları yavaş yavaş şakaklarıma konuk oluyor oradan da yatağı boyluyordu.
"Sana diyorum !" Dedim.Ben can çekişirken onun öyle durması ne kadar katlanılabilir bir durumdu ?
"Yapabileceğim hiçbir şey yok." Dediğinde adeta beynimden vurulmuşa döndüm.Bu kadın ne diyordu ? Benimle dalga mı geçiyordu ? Kollarımın üzerine durarak konuştum.
"Ne diyorsun sen ?" Derin bir nefes aldı.Ellerini kucağında birleştirdi ve konuştu.
"Bak, benim yardım etmem için açılmanın gerçekleşmesi gerekiyor.
Rahim açılıyor ama yenilenme ve iyileşme gücün yüzünden bu uzun sürmüyor.Bu yüzden de elimden bir şey gelmiyor." Dedi.Yutkunurken göğüs kafesim hızlı hızlı alıp verdiğim soluklarım yüzünden inip kalkıyordu.
Öyle ise ne olacaktı ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge Avcıları
FantasyHer şey annesinin ölümü ile başlar. Hafsa, Gölge Avcısı olduğunu yeni öğrenip tanışığı olmadığı hayata uyum sağlamaya çalırken kaderin ona getireceği şeylerin hiçbirini bilemezdi. Aşk, tutku, yaşam ve ölüm... Hepsini tattıktan sonra öğrendi. "Her s...