Bazı insanlar en hüzünlü hikayelerini yüreğinde saklarmış.Kimse üzülmesin diye güler hep içine ağlarmış.Yaşama sevincini kaybetse bile, sevdikleri için yaşarmış...
Hiç kimsenin hayatı mükemmel değil.
Ve hiçbir zamanda olmayacak.Bunu anlamak uzun yıllarımı almadı.Bunu anlamam bu şatoda geçirdiğim yaklaşık 1 yıl içinde gerçekleşti.Güzel başlayan herşey kötü bitiyordu. Aklıma şu sıralar sürekli gelen bir soru var.Mutluluk ne zaman yasaklanmış olabilir ?
Dünya koca bir yalandan ibaret ve sanki hiçbir amacım olmadan yaşıyorum.Son zamanlarda herşeyim değişmeye başladı.Düşüncelerim mesela, eskisi kadar masum düşünceler yok olmaya başladı. Nedenini bilmiyorum ama bir karanlığa gömülmüş gibi hissediyorum.Sanki çırpındıkça batıyorum.Öyle bir yerdeyim.Belkide son olanlar ruhumu zedelemiştir.
Ya da kim bilir hayatın acı yanını gördüğümde içimdeki gerçek insan ortaya çıkmıştır...O günün ardından 1 hafta geçmişti ve ölümler, durmuyordu.Her gün birilerini kaybediyorduk ve bunun en acı tarafı alışmış olmamızdı.Şatoda yaşlı kalmamıştı.Birisi aramıza sızmıştı ve tecrübeli olanları profesyonel bir şekilde avlıyordu.
Bize yol gösterecek kadar tecrübeli olan yalnızca Büyük Hoca vardı.
Bu daha ne kadar sürecekti ? Kimse bu katliamlara dur demeyecek miydi ? Peki ya Büyük Hoca neden kılını dahi kıpırdatmıyordu ?"Ne düşünüyorsun ?" Yanımdaki sandalyeye çevirdim kafamı.Yekta idi.
Ne zaman gelmişti ? Omuz silktim."Söylesem birşey değişir mi ?" Sesim umursamaz çıkmıştı.Bir an duraksadı.
Sanki bunun farkına varmıştı ve şaşırmıştı.Ama bu uzun sürmedi."Düşüncene bağlı." Dediğinde ona döndüm.
"Ölümlerden bıktım Yekta.Artık ölüm istemiyorum.Ve bunun bir çözümüde var ama kimse ilgilenmiyor. Anlamıyorum, sanki herkes tek istedikleri buymuş gibi kenarı çekilmiş durumda."
"Çözüm mü dedin ? Kimse katili bulamadı.Sen nasıl çözeceksin bu durumu ?" Dediğinde günlerdir aklıma yer edinen düşüncelerimi dışa vurdum.
"Sizin güçleriniz var.Ama kullanmıyorsunuz.Bu da katilin işini basitleştiriyor.Güçlerimizi kontrol etmeyi öğrenmemiz gerekiyor.Yoksa avcının karşısında av olmaktan başka birşey olmayacağız." Dediğimde sordu.
"Ne demeye çalışıyorsun sen ?" Dedi.
Sesi bu fikri sevdiğini pek göstermiyordu."Belki uzun sürebilir, ama güçlerimiz biz kontrol edelim diye var.Aksi takdirde gücümüz bizi kontrol eder.Ediyor da." Dediğimde ayağa kalktı.
"Kolay olacağını mı düşünüyorsun ?
Bu şatoda yaşayan her avcı küçüklüğünden beri güçlerini emen bir makinaya bağlılar.O aleti kapattığımızda gücünün ağırlığından ölenler bile olabilir.Acvılar, değişebilir.Kendini güçlü gören bir diğerini öldürebilir.Ve tabiki Büyük Hoca bunu asla yapmaz." Dediğinde sinirlenmiştim."Ya ne yapacağız ?! Burada bir aptal gibi oturup ölümümü bekleyeceğiz ?" Kaşları çatıldı.Konuşmamın ardından ne dediğimi düşündüm.Hızlı bir çıkış yapmıştım.
"Hafsa, üzgünüm ama ben bu konuda arkanda duramam.Çünkü gücümü kontrol etmek istemiyorum.Ölürüm daha iyi." Dediğinde ayağa kalktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge Avcıları
FantasyHer şey annesinin ölümü ile başlar. Hafsa, Gölge Avcısı olduğunu yeni öğrenip tanışığı olmadığı hayata uyum sağlamaya çalırken kaderin ona getireceği şeylerin hiçbirini bilemezdi. Aşk, tutku, yaşam ve ölüm... Hepsini tattıktan sonra öğrendi. "Her s...