"Onu öldürdün."
Pars'ın yanımda durduğunu hissettiğimde korkudan titriyordum.
Eli koluma dokunduğunda ateşe değmişcesine çığlık attım."Hafsa korkma." Dedi sakin bir şekilde.Bunu bana nasıl söylüyordu ?
Nasıl bana korkma diyordu ?"Kanaman var.Aç kollarını sana yardım edeyim." Dediğinde konuştum.
"Bana yardım etmek mi istiyorsun ?"
"Evet, elbette."
"O zaman uzaklaş benden !"
"Ama-"
"Yalvarırım uzaklaş ! Beni korkutuyorsun !" Diye bağırdığımda kısa bir an sustu.Ardından tekrar o sakin sesi duyuldu.
"Tamam.Uzaklaştım.Ayağa kalk." Kollarımı yavaşça açarak baktım ona.
Bir kaç metre uzağımdaydı. Boynumdaki acıya aldırmadan hızlıca ayağa kalktım.Bu evden kurtulmalıydım."Bana arabanın anahtarlarını ver." Dedim korkudan titreyen sesim ile.
"Gidemezsin Hafsa.Tehlikeli.Bir vampir seni bulduysa diğerleri de buralardadır.Kokuna gelirler." Bu adam neyden bahsediyordu böyle ?
"Peki senin yanında mı güvende olacağım !?" Diye bağırarak yüzüne baktım.Gözleri maviydi.
"Bana anahtarları ver !" Diyerek tekrarlamış oldum.Hala ağlıyordum ama o kadar büyük bir korku hissediyordum ki ağladığımın farkında bile değildim.O ise hâlâ susuyordu.
"Eğer bana söylediğin şeyler doğruysa, eğer gerçekten beni söylediğin kadar seviyorsan o anahtarları bana verirsin." Dediğimde cebinden anahtarları çıkardı ve konuştu.
"Tamam.Yeter ki sakin ol." Diyerek bana yaklaşmaya başladığında elimi kaldırarak 'dur' dercesine ona uzattım.
"Yaklaşma.Anahtarı bana at ve ben bu evi terk edene kadar da kıpırdama !"
Dediğimde sakinliğini koruyordu.
Ben çaresizce beklerken o dediğimi yaparak anahtarı ayağımın dibine attı.Hızlıca yerdeki şeyi alıp geri geri kapıya doğru ilerledim.Ona arkamı dönecek kadar güvenemiyordum.
Korku iliklerime kadar işlemişti bir kere.Kapıyı açıp dışarı çıktığım anda ayakkabılarımı bile giyinmeden arabaya doğru koştum.Arabanın yanına geldiğimde gelip gelmediğini görmek için eve baktım.Bir kıpırtı yoktu.Tekrar önüme döndüğümde Pars'ın gövdesi ile karşılaştım. Büyüyen gözlerim ile koca bir çığlık atarken kaçmak için geriledim ki beni kolumdan tutup kendine çekti ve sırtımı göğsüne yaslayarak korkumun ikiye katlanmasına sebebiyet verdi.
"Sana tehlikeli dedim ama beni dinlemedin." Sesi içerde olduğunun aksine öfkeli çıkıyordu.Belime sarılan kollarına ellerimi koyarak ittirmeye çalıştım ve bağırdım.
"Bırak beni ! Yalvarırım bırak beni ! İmdaaat !" Diye bağırdığımda konuştu.
"Senden sadece sakin olmanı istiyorum her şeyi anlatacağım." Yumruk yaptığım ellerim ile kollarına
vurdum."Lütfen, lütfen beni öldürme ne istersen yaparım.Lütfen !" Gözlerimden akan yaşlar kollarına damlarken gücümü kaybediyordum.
Sanırım bu kanamam yüzündendi."Hafsa seni öldürmek gibi bir niyetim yok." Diye bağırdı öfke ile.Ancak ben onun söylediğine inanmıyordum.
Ben o manzaraya şahit olduktan sonra sadece kurtulmak istiyordum."Lütfen, lütfen bana zarar verme." Dedim son kalan gücümle.Artık ona direnemiyordum.Kolları gevşedi.
"Sana asla zarar vermem."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge Avcıları
FantasiHer şey annesinin ölümü ile başlar. Hafsa, Gölge Avcısı olduğunu yeni öğrenip tanışığı olmadığı hayata uyum sağlamaya çalırken kaderin ona getireceği şeylerin hiçbirini bilemezdi. Aşk, tutku, yaşam ve ölüm... Hepsini tattıktan sonra öğrendi. "Her s...