"Bu eli tuttuğuna pişman olmazsan, bana yaptıklarına seni pişman etmezsem bana da Hafsa demesinler !"
"Şimdi daha iyi misin ?" Mavi gözleri yalancı bir telaşla bakıyordu gözlerime.Elindeki su bardağını alıp dudaklarıma yalancı bir gülümseme kondurdum ve konuştum.
"Evet, sağol." Diyerek sudan bir kaç yudum aldım ve bardağı masaya bıraktım.
"O kadar yüksek çığlıklar attın ki, ev başımıza yıkılacak zannettim." Dedi ve elimi tuttu.
"Beni çok korkuttun."
Tabi tabi kesin öyledir.Pislik.
"Uykum var.Uyuyacağım." Dedim gözlerine bakarak.Yerimden kalkıp bakışlarını umursamadan attığım adımlarıma tebessümümün silinip yerine ifadesiz bir yüz ifadesinin gelmesi eklendi.
***
Gözlerimi güneşin parlak ışıklarıyla zorlanarak açtım.Yatakta yavaşça doğrularak etrafıma bakındım.
Ne ses vardı ne de başka bir şey.
Normalde Pars erken uyanırdı.
Bunu onunla geçirdiğim iğrenç günler içinde anlamıştım.Yataktan kalkarak odadan çıktım ve Pars'ın odasına doğru ilerledim.
Kapısını çaldığımda 'gel' demesi ile içeri girdim ancak gördüğüm manzara ile aniden ellerim gözlerime gitti.Üzeri çıplaktı ve altında sadece siyah bir havlu vardı."Üzerimi giyiniyorum, sonra gel diyebilirdin." Dediğimde bir gıcırtı sesi duydum.Sanırım dolabın kapağını açmıştı.
"Beni bundan 1 hafta önce böyle görmüştün ve tepkin gayet normaldi.
Şimdi ne değişti ?" Sesi merak içermiyordu.Ama öyle yapıyordu.
O sahteydi.Her şeyi sahteydi.Gülüşü, merakı,şefkati hatta bakışları bile.
O bir yalancı değildi.Çünkü yalanla bütünleşmişti."Bunun normal olmadığını düşündüm.Sonuçta biz seninle hâlâ aynı evin içinde yaşayan iki yabancı gibiyiz." Dediğimde bana doğru gelen adım seslerini duyarak üzerini giyindiğini düşündüm ve yüzümdeki parmaklarını aralayıp baktım.Emin olduğumda elimi tamamen yüzümden çektim.Bu sırada yanıma gelip kollarını belime doladı ve gülümsedi.
İğrenç varlık.
Eğilip sağ yanağıma bir öpücük kondurdu.Tabi ya, sabah öpücüğü.
Geri çekildiğinde son anda dudaklarıma bir gülümseme yerleştirdim.Ancak şu an yüzüne tükürmemek için kendimi çok zor tutuyordum.Ellerimi belimdeki kollarına yerleştirerek ittirdim ve konuştum."Buraya sana bir şey söylemeye geldim." Dedim büyük bir ciddiyetle.
"Neymiş ?" Dediğinde derin bir nefes alıp verdim.
"Artık dönmek istiyorum." Diyerek gözlerine baktım.
"Şatoya." Diyerek te ekledim.Gözleri kısılarak bana yaklaştı ve tekrar ellerini belime dolayıp midemin bulunmasına davetiye çıkardı.
"Hımm, bu gün biraz aksi gibiyiz." Dedi şakacı bir tavırla.Bu sefer onu daha sert ittirdim ve kaşlarının çatılmasına neden olarak konuştum.
"Alay etmiyorum Pars.Gerçek anlamda gideceğiz diyorum.Artık ortada bir güven problemi de olmadığına göre dönebiliriz." Bakışları değişti.Evet.Bu bakışları çok iyi biliyorum.İstediğini iyilikle yaptıramayınca bu tavıra geçiyordu.
Emir eden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge Avcıları
FantasyHer şey annesinin ölümü ile başlar. Hafsa, Gölge Avcısı olduğunu yeni öğrenip tanışığı olmadığı hayata uyum sağlamaya çalırken kaderin ona getireceği şeylerin hiçbirini bilemezdi. Aşk, tutku, yaşam ve ölüm... Hepsini tattıktan sonra öğrendi. "Her s...