Bölüm 49 (Canın Cehenneme)

67 5 0
                                    

Loş ışıkların aydınlattığı kocaman yapıtın önünde durduk.Bizim için hazırlanan davetiyeleri göstererek iblislerin bulunduğu salona ulaştık.
Hunharca içiyorlar deli gibi gülüp dans ediyorlardı.Pars'ın yanından ayrılmak istediğimde kolumdan tutarak durdurdu.Kulağıma eğilerek konuştu.

"Nereye gidiyorsun ?" Kolumu ondan çekerek konuştum.

"Sadece verdiğin ilacı içtim.Bunun haricinde dediklerini yapacak değilim.Zaten sana söyledim.
Yanında olmayacağım dedim." Sözlerimi bitirmiştim ki yanımıza bir adam gelerek konuştu.

"Merhabalar efendim.Bize eşlik eder misiniz ? Adlarınızı öğrenebilir miyim ?" Dediğinde Pars konuştu.

"Pars ve kız arkadaşım Alexandra." Dediğinde Kafamı ona çevirdim.
Ne diye kendi ismini değiştirmiyordu  da benim ismime burnunu sokuyordu ? Bozuntuya vermedim.
Pars ve adam bir masaya geçerken ben de tek başıma başka bir masaya geçtim.Onun yanında asla durmazdım !

Aradan geçen 5-10 dakika da içki servisi yapılmaya başlandı.Ben ise portakal suyu alarak etrafa göz gezdirmeye başladım.Yanıma iki tane iblis olduklarına emin olduğum adam geldi.

"Merhaba, acaba bize isminizi bahşeder misiniz ?" Dediğinde konuştum.

"H- Alexandra."  Diyerek toparladım.

"Çok güzel bir isminiz var.Anlamı nedir acaba biliyor musunuz ?" Dediğinde afalladım.

"Aslına bakarsanız, bugüne kadar hiç merak etmemiştim." Dediğimde sol tarafımdaki güldü.

"Alexandra, insanlığın koruyucusu anlamına gelir.Ayrıca liderlerin koruyucusu anlamına da eş değer sayılır.Size ve görünüşünüze yakışıyor." Bunun üzerine diğeri atıldı.

"Evet.Oldukça zarif ve bir o kadarda asil duruyorsunuz.Güzelliğinizde cabası.Bu zamana kadar hiç bu kadar güzel bir kadına rastlamadım.Yoksa siz melek falan mısınız ?" Dediğinde bir an korkuya kapıldım.

"Bu nasıl bir iltifat Carlos ? Bir melek bile bu kadar güzel olamaz.O size iltifat etmeye çalışıyor ama pek beceremez.Açıkçası haksızda sayılmaz.Sizin gibi güzel bir kadının yanındayken kelimeler yetersiz kalıyor." Dediğinde gülümsedim.

"Çok naziksiniz.Teşekkür ederim." Dediğimde şaşırmışa benziyorlardı.

"Sizde bir iblis için nazik bir hanımefendisiniz." Dediğinde bir anda etrafı bulanık gördüm.Midem bulanıyordu.Gözlerimin önü karardığında masaya tutundum.
Onlar ise hâlâ konuşuyor iltifat ediyorlardı.Gözlerimi kapatıp açtım.
Şimdi neden böyle olmuştum ?
Gözlerim Pars'ın olduğu masaya kaydığında kısık gözlerle onu süzdüm.Gözlerinden okunan bir sinsilik ile bakıyordu bana.

"Üzgünüm gitmeliyim." Diyerek oradan ayrıldım ve hızlıca Pars'ın yanından geçerek lavobayo adımladım.Koşar adımlarla musluğu açıp yüzüme su çarptım.Ellerimi yan taraflara koyarak soluklandım.Sanki kusacakmışım gibi bir his vardı üzerimde.Avuçlarıma su doldurarak yine yüzümü yıkadım.Kendime bakmak için kafamı kaldırdığımda aynadaki yansımada tam arkamda duran Pars'ı görmem ile çığlık attım.
Ne ara gelmişti ? Ona doğru dönerek bağırdım.

"Ne verdin bana sen ? Arabada ne verdin ?" Dediğimde omuz silkti.

"Sadece ilaç." Dediğinde omzuna vurdum.

"Yalan söyleme ! Her ne olduysa o ilaçtan sonra oldu.Çok kötü hissediyorum.Her an üstüne kusabilirim." Dediğimde güldü.

"İşe yaramış." Dediğinde kaşlarım çatıldı.Yakasına yapıştım.

"Bana bak Pars bozuntusu ! Hemen bana ne içerdiğini söylüyorsun ! Yoksa seni çok kötü yaparım !" Diye bağırdım.Ellerini ellerime koyarak yakasını bırakmamı sağladı.

Gölge Avcıları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin