"Senden uzaklaşıyor ve buna izin veriyorsun..."Akşam yemeğini Yekta ile karşılıklı oturmuş yerken büyük kapıdan Sadra girdi.Yemek sırasına girip beklemeye başladığında kafamı Yekta'ya çevirdim.Somurtarak yemek yiyordu.
Benimde ondan az kalır bir yanım yoktu ya...İkimiz sessizlik içinde yemeğimize devam ederken Sadra yanımıza gelerek bir sandalye çekti.Tam oturacağı sırada Yekta konuştu.
"Sana oturabilirsin diyen olmadı." Dedi sert ve kırıcı sesi ile.Sadra'ya baktığımda tebessüm ediyordu.
"Ama bende sormadım.Değil mi ?"
Dediğinde Yekta kafasını kardeşine çevirdi.Ölümcül bakışlar yollarken Sadra tekrar konuştu.
"Kimseye karşı böyle konuşmak istemem Yekta.Hele de barışmaya çalıştığım birine karşı.Ama kardeşim, benimde gururum var.O gün sana birşey demedim diye bu hep sessiz kalacağım anlamına gelmiyor." Dediğinde Yekta konuştu.
"Boş sözlerinle beni yorma.Burada oturamazsın.Git kendine başka masa bul." Dediğinde araya girmek için ağzımı açacaktım ki Yekta buna izin vermedi.
"Sakın Hafsa." İki kelime susmama yetmişti.Peki neden dediğini dinliyordum ? O devam etti.
"Seni görmek istemiyorum Sadra.
İştahımı tamamı ile kaçırmadan gözümün önünden defol." Dediğinde bu kadarına sessiz kalamayacağımı hissettim."Ben bizimle oturmasında bir sakınca görmüyorum." Dedim düz bir tonlama ile.Yekta'nın alev saçan gözleri bana döndüğünde Sadra araya girdi.
"Tamam.Benim yüzümden ortam gerildi.Bunun için özür diliyorum.
Ve gidiyorum.Size afiyet olsun." Diyerek yanımızdan uzaklaştığında
başka bir masaya oturana kadar onu seyrettim.Önüme döndüğümde Yekta'nın korkunç bakışları ile karşılaşmayı beklemiyordum.Bunu umursamadan yemeğimden bir kaşık aldım ki o konuştu."Neden ona öyle bakıyorsun ?" Dediğinde yüzüne baktım.Yemek yemeyi çoktan bırakmıştı.
"Anlamadım.Nasıl bakıyorum ?" Dedim sakince.
"Sanki o haklıymış gibi.Sanki o çok iyi biriymiş gibi.Sanki ona." Diyerek bir anda sustu.Kaşlarım çatıldı.
"Sanki ona ne ?" Dediğimde susmayı tercih etti.
"Sanki ona ne Yekta ?" Dediğimde bağırdı.
"Hayranmış gibi !" Dediğinde ne tepki vereceğimi bilemedim.Gereksiz agresifleştiği için sinirlense miydim ? Gülse miydim ? Yoksa onun için üzülse miydim ?
"Cevap vermediğine göre, dediğimde haklıyım.Sana ne yaptı da iki günde etkilendin ?" Dediğinde nedense sinirlenmiştim.
"Etkilenmek mi ? Hangi konuda bu sözcüğü söylüyorsun ?" Dediğimde konuştu.
"Çok açık konuştuğumu düşünüyorum." Dediğinde alayla güldüm.
"Sana inanamıyorum.Beni hiç tanımadın mı ? Evet Sadra'ya kötü davranmıyorum onunla normal iki insan gibi konuşuyorum.Ama ona asla senin dediğin gözle bakmadım.
Bakmamda." Dediğimde elindeki çatalı masaya sertçe bıraktı."Öyle ise neden onu bana karşı savunuyorsun ?!" Diye bağırdığında birkaç avcı dönüp bize baktı.
"Çünkü gerçekten barış için gelmiş.
Bak Yekta, geçmişte aranızda ne oldu hiç bilmiyorum.Ama sen onlardan ayrıldığında nasıl küçük bir çocuksan o da öyleydi.Ve şimdi yaptığı hata her ne ise telafi için gelmiş.Ben ikinizede hak veriyorum.Sen de haklısın.
Biliyorum ki çektiklerini başkaları çekseydi buna dayanamazlardı.Ama sen suçluyu yanlış yerde arıyorsun.
Ve o da haklı.Geçen o yıllarda canını yakacak ne yaptı ise pişman olmuş ve barış istiyor.Başka bir amacı yok." Dediğimde yüzüme tuhaf bir ifade ile bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge Avcıları
FantasyHer şey annesinin ölümü ile başlar. Hafsa, Gölge Avcısı olduğunu yeni öğrenip tanışığı olmadığı hayata uyum sağlamaya çalırken kaderin ona getireceği şeylerin hiçbirini bilemezdi. Aşk, tutku, yaşam ve ölüm... Hepsini tattıktan sonra öğrendi. "Her s...