Bölüm 76 (Hayatta kal)

46 2 0
                                    

"Mutluluğu insanlarda aramamalısın.
Onlar seni sadece incitir."

"Bitti" diyerek bir kaç adım uzaklaştım Sadra'dan.Önce sardığım koluna sonra da bana baktı.Ancak hiçbirşey demedi.

Lavabodan çıktığında bende peşinden gittim.Kızgın olmalıydı.Kim bu durumda kızgın olmazdı ki zaten ?
Çekmecesinden bir tane tişört çıkardı ve yatağa oturdu.Giyinmeye çalışırken konuştum.

"Biliyorum, bunun bir anlamı olmadığını düşünüyorsun ama ben yine de özür dilerim." Dediğimde tişört ile verdiği savaşa devam ediyordu.Gidip kolunu durduğumda bana baktı.

"Bırak yardım edeyim." Dediğimde izin verircesine hareketleri durdu.Tişörtü önce başından geçirdim.Saçları alnına dökülmüştü. Sağlam olan kolundan geçirip sonra da dikkatlice aynı işlemi diğer kolu için yaptım.

"Sana kızgın değilim Hafsa."

Demesi ile yüzüne baktım.Tam 'nasıl ?' Diye soracakken o zihnimi okumuş gibi konuştu.

"Öfkem sana değil.Zaten sana kızmak zor birşey.Kendini de suçlama.Olan oldu.Eğer kötü hissediyorsan affetim.
İçin rahat olsun." Dediğinde bir kaç adım geriledim.

"Ne zaman geçer ?" Koluna bakarak konuştu.

"İyileştirme gücüm diğerlerinin üzerinde ne kadar etkili ise kendi üzerimde de o kadar etkili.Bu yaranın iyileşmesi 1 haftayı bulur." Dediğinde Kafamı salladım.

"O zaman ben gideyim de sen dinlen."
Kafasını sallayarak sırtını yatak başlığına yasladı.Arkamı dönerek odasından çıktım ve kapısını kapattım.

Bugün de yeterince anormal geçmişti.

***

Gözlerimi yeni sabaha açtığımda uyumak için tekrar kapattım.Az sonra bir gürültü duyduğumda umursamadım.Şıngırtı sesleri vardı.
Sanki birisi demirleri birbirine çarptırıyordu.Zaten uyku düzensizliği çekiyordum bu seslerden sonra uyumam mümkün değildi.Ayağa kalkarak ne olup bittiğine bakmak için kapıya adımladım.Odadan çıktığımda elinde bir valiz ile merdivenlerin başında duran kişinin  Yekta olacağını  beklemiyordum. Gözlerimi valizden zorlukla ayırarak suratına baktım.İçimi büyük bir korku sarmıştı.

"Bir yere mi gidiyorsun ?" Dedim sessiz ve titrek çıkan sesim ile.Valizi hafifçe kaldırarak konuştu.

"Evet.Kamran'ın yanına gidiyorum."

"Ne zaman döneceksin peki ?" Diye sorduğumda kafasını sağa sola salladı.

"Hiçbir zaman." Dediğinde önce idrak edemedim.Ancak anlamam ile kalbimdeki sancıya dayanamayıp elimi pervaza dayadım.Ne demişti o ? Hiçbir zaman, peki ne kadar ciddiydi ?

"Şaka mı bu ?" Dedim söylediklerinin bir yalan olmasını umarak.

"Hayır." Dedi ifadesizce.

"Ama neden ?" Elindeki valizi yere bırakırken derin bir nefes çekti ciğerlerine.O nefes alabiliyordu.Peki benim nefes alamadığımı biliyor muydu ? Bu sözlerine dayanamadığımı biliyor muydu ?

"Çünkü kalmak için bir nedenim yok."
Dediğinde ona doğru bir kaç adım attım.

"Ama gitmek için de yok."

"Var.Ve bu yeterli bir sebep." Dediğinde yutkundum.Nasıl giderdi ?
Nasıl bırakırdı beni ? Keşke bana kızsaydı keşke benimle hiç konuşmasaydı keşke bana hiç bakmasaydı.Bunların hepsine razıydım.Ama gitmesine dayanamazdım.

Gölge Avcıları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin