"Ben her yıl ölümümü kutluyorum."
Hafsa'dan
Yekta'ya nasıl baktığımı bilmiyordum ama gözlerindeki ifadeden şaşkın olduğu belliydi.Değişimim hakkında konuşmak canımı sıkmıştı.Konuyu değiştirdim.
"Sen, sorduğun sorunun cevabını aldın.Benim sorduğum soruya cevap verme sırası sende.Neden geldin ?"
Önce durdu ve kafasını eğdi.Sanki söylemesi zor birşeyi söylemek için cesaret topluyordu.
"Bugün, 23 Kasım."
"23 Kasım ?" Dedim bu tarihin anlamını merak ederek.
"Benim, doğum günüm." Dediğinde şaşırmıştım ve sanki mahçup olmuştum.Yüzüne bakmayı kesip önüme gelen saçımı kulağımın arkasına sıkıştırıp yanına ilerledim.
"Ben, bilmiyordum.Yani daha önce söylememiştin.Eğer bilseydim kutlardım." Dediğimde güldü.
"İyi ki doğdun diye mi kutlardın ? Hafsa ben her yıl ölümümü kutluyorum.Her 23 Kasımda kendimden nefret ediyorum.Annemi öldürdüğüm günü nasıl kutlarım ?" Dediğinde yutkundum.Sanki dün olanları tamamen unutmuştum ve onu affetmiştim.
"Bunun için üzgün olduğumu biliyorsun." Diye fısıldadığımda kafasını kaldırdı.
"Her yıl yaptığım birşey var.Aslında bunu Kamran'la yapıyordum ama o olmadığı için senden isteyeceğim." Dediğinde konuştum.
"Ne istersen" dediğimde ayağa kalktı.
Dışarıya baktı ve yağmur yağdığını gördüğünde konuştu."Pelerinini almanı tavsiye ederim."
***
Yekta demir kapıyı aralayıp içeri girdiğinde bende peşinden girdim.
Elime tutuşturduğu kavanozla ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu.O durduğunda bende durdum.
Bir mezarın önündeydik."Kimin bu mezar ?" Dediğimde kafasını kaldırıp gözlerime baktı.
"Benim." Kanımı donduran tek kelime ile yutkundum.
"Bu mezarı kendime ben yaptım.
Her yıl buraya gelip 23 Kasımı yakar ve gömerim.Ve bir günde kendim gireceğim." Dedi ve elimdeki kavanozu işaret ederek konuştu."Versene." Elimdekini ona uzatarak ne yapacağını izledim.Cebinden bir kağıt parçası çıkarttı.Üzerinde 23 Kasım yazıyordu.Bu takvim yaprağıydı.Diğer cebinden çakmak çıkartıp takvim yaprağını tutuşturdu ve kavonozun içine attı.Yanana kadar seyretti.Yanına yaklaşarak konuştum.
"Neden buradayım ?" Hiç kafasını bana çevirmeden konuştu.
"Şahit olman için." Dediğinde tekrar soru sordum.
"Neye ?"
"Bir katil olduğuma." Dediğinde kaşlarım çatıldı.
"Sen katil değilsin.Bunu benden daha iyi biliyorsun." Dediğimde kafasını bana çevirdi.
"Sahi mi ?" Anlamıyordum.Daha önce ben katil değilim diyerek hıçkıra hıçkıra ağlayan o adam nereye gitmişti ?
"Yekta, katil olduğunu düşündüğün günü mü anıyorsun ?" Dediğimde kafasını aşağı yukarı salladı.Sinirden çıldırmak üzereydim.Katil olduğunu kabullenmişti ve bunun için anma töreni bile yapıyordu.Üstelik şahidi de bendim.Elinde tuttuğu kavanozu alarak hızlıca yere çarptım.Cam paramparça olurken kağıttan kalan küller rüzgarla savruldu.Yekta ayağa kalkarak bağırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge Avcıları
FantasyHer şey annesinin ölümü ile başlar. Hafsa, Gölge Avcısı olduğunu yeni öğrenip tanışığı olmadığı hayata uyum sağlamaya çalırken kaderin ona getireceği şeylerin hiçbirini bilemezdi. Aşk, tutku, yaşam ve ölüm... Hepsini tattıktan sonra öğrendi. "Her s...