"Günümüzü mahfetme."
Yerimde hareket ederek sırtımı tam olarak Pars'ın sert göğsüne yasladığımda, bacak bacak üzerine atıp yorganı parmakları ile nazikçe kavrayarak üzerime çekti.
"Sırtın acıyor mu ? Kalkabilirim." Bilemediğim kaç saattir böyle duruyorduk koltukta.Elinin birini saçlarımda hissettiğimde o görmesede gülümsedim.Sevgiyi tam olarak hissedemesede eyleme geçirmek adına bir şeyler yapıyordu.Okşamak, öpmek ve sarılmaktan ayrı olarak gerçek sevgiyi gösteriyordu.Çünkü saf olanıydı.
"Benim canım acımaz." Dedi boğuk sesi ile ve dudaklarını saçlarıma bastırdı.Kafamı omuzlarım hizasında çevirip yüzünü zor da olsa gördüm ve konuştum.
"Acır.Seninde canın acır.Çünkü sevmeyi bilen birisi incinmeyi de bilmeli." Bunları nereden biliyordum hiç bir fikrim yoktu ama ağzımdan böyle çıkmasına da karşı değildim.
Gülerek yüzüme baktı ve konuştu."Benim küçük arızam nelerde biliyormuş." Dediğinde kaşlarım çatıldı.
"Arızam mı ?" Bir an sustu ve ciddileşen yüzü ile bakmaya başladı yüzüme.
"Sana öyle derdim.Yani, hafızan gitmeden önce." Kaşlarım hızlıca inip kalktığında susmuştu.Yüz ifadesi değişmişti.Bir anda neşesi kaybolmuştu.Sanırım o günleri özlüyordu.Elini kucağıma çekerek iki elimle kavradım ve konuştum.
"Üzüleceğini bilseydim, sormazdım."
Kucağımdaki eli ile benim ellerimi okşayarak konuştu."Üzülmedim." Dedi ve devam etti.
"Sadece özledim o kadar." Özledim derken tam olarak neyi kastettiğini anlamamıştım.Ancak bunu unursamamaya karar vererek ortamın gerginliğini atmak için bir anda kucağından çıktım ve şaşkın bakışlarının hedefi olmayı başardım.
"Hadi, beraber yemek yapalım." Dediğimde kaşları çatıldı.
"Buna ne gerek var ? Dolapta hazır pizza vardı onu ısıtıp yiyebiliriz.
Hem," yarıda kestiği cümlenin devamını beklerken o bir anda beni tekrar kucağına çektiğinde küçük çaplı bir çığlık attım."Biz böyle iyiydik." Dediğinde dayanamayarak kahkaha attım.
Sonrasında ise tekrar kollarından çıkarak konuştum."Ama, benimle beraber hazır olmayan bir şeyler yaparsan daha iyi şeyler yapabiliriz." Dediğimde oflayarak kafasını geriye yatırdı.Ben ona sabırlı bir şekilde bakmaya devam ederken o konuştu.
"Hayııır." Diyerek sızlandı.Gülerek elini tuttum ve onu çekiştirerek konuştum.
"Evet, hadi." Baygın bakışlarla bana baktı kısa bir süre.Sonra ne kadar hevesli olduğumu anlamış olmalı ki
yine ofladı ve ayağa kalktı.Mutlulukla tebessüm ederek onu elinden tutup mutfağa doğru çekiştirdim. İstemeyerek te olsa geliyordu.***
"Dışarıya çıkalım mı ?" Sorusu ile kafamı kaldırıp ona baktım.Ciddi miydi ? Tabağındaki son lokmayı alırken ben ona şaşkınca bakıyordum.
"Bakma bana öyle.Şaka yapmıyorum." Dediğinde ağzımdakini çiğneyip yuttum ve sonunda konuşma fırsatı buldum.
"3 haftaya yakındır evdeyiz.Birden öyle diyince, bilemedim." Diyerek ellerimi kucağımda birleştirdim.
"Yani istemiyorsun ?" Yarı alaylı konuşmuştu.İstediğimi, gezmeyi sevdiğimi çok iyi biliyordu.
"Tabii istiyorum ama sen hâlâ tam olarak iyileşmedin.Güç toplaman lâzım." Dediğimde tuhafca güldü ve konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge Avcıları
FantasíaHer şey annesinin ölümü ile başlar. Hafsa, Gölge Avcısı olduğunu yeni öğrenip tanışığı olmadığı hayata uyum sağlamaya çalırken kaderin ona getireceği şeylerin hiçbirini bilemezdi. Aşk, tutku, yaşam ve ölüm... Hepsini tattıktan sonra öğrendi. "Her s...