"Mükemmelsin."
"Göz kamaştırıyorsun." Dedi Asenat gözleri dolu dolu.Gülümseyerek sürekli yaptığım gibi aynada görüntüme baktım.Belimden yukarısını sıkı sıkı saran ve kalçalarımdan aşağıya doğru hafifçe bollaşan, sırtında çapraz bağcıkları olup mührü açıkta bırakan ve göğüs çatalından başlayıp omuzlarımı açıkta bırakan bir dekolteye sahipti üzerimdeki gelinlik.Küçük taşlarla süslenmişti bel kısmı.Saçlarım ise Asenat'ın isteği üzerine enseme bir kaç saçak dökülüp hoş bir görüntü bırakan topuz ile tamamlamıştı.
Ayakkabılarım gelinliğim ile uyumlu, sade ve zarif bir topuğa sahipti.
Şu ânâ kadar her şey mükemmeldi.Kapı aniden açıldığında ikimizin kafasıda bize heyecanla bakan Felix'e döndü.Takım kıyafetine yakışan şık saatine sağ elinin işaret parmağı ile iki defa vurup konuştu.
"Saat geldi.Siz hâlâ neredesiniz ? Yekta orada nikah çiçeği ile mi evlenecek ?" Sesi biraz kızgın, biraz endişeli biraz heyecanlıydı.Asenat ellerini beline yerleştirip kızgın bir eda ile kardeşine baktı.
"Görende evlenen sensin sanır.Bu ne telaş ? Ayrıca bir gelinin odasına böyle mi girilir ? Utanmıyor musun ?"
Her zamanki gibi kardeşini azarlamaktan alıkoymuyordu kendisini.Bu yine gülümsememe sebebiyet verdi."Tamam tamam.Gidelim hadi." Dedim ve kapıya doğru yürüdüm.Ancak Felix çekilmedi.Anlamayan bakışlarımı ona diktiğimde konuştu.
"Evlenen kızların koluna babaları ya da ağabeyi girip damada öyle teslim ederler.Babanı kaybettiğin için ve ben senin erkek kardeşin sayıldığım için" diyerek kolunu bana uzattı ve girmemi bekledi.
"Gir koluma,kız kardeşim." Gözlerim Felix'in gözlerine çıkarken herelerimin yanıp titrediğini hissettim.Bana, kardeşim demişti.
Kardeşim...
"Sakın ağlama, kızlar ağlayınca çekilmez oluyorlar.Asenat'tan biliyorum." Dediğinde gözlerimi kamaştırdım.Bu sırada ise Asenat topuklu ayakkabıları ile zeminde tok sesler çıkararak yanımıza ilerlemişti.
"Çekilmez demek öyle mi kardeşim ?" Dedi alaycı bir kırgınlık ile.Sonra bana bakarak konuştu.
"Eğer kavga etmemize izin verirsen, Yekta gerçekten nikah çiçeği ile evlenecek.Bunu istemezsin değil mi ?"
Dedi ve kıkırdamama sebep oldu.
Daha fazla beklemeyip Felix'in koluna girdim ve odadan çıktık.Merdivenler bitmek bilmiyordu.
Sanki sonsuza dek insem bir yere çıkmayacaktı.Kalbim gümbür gümbür atıyor dışarı fırlamak için kaburgalarımdan izin istiyordu.
Belkide ilk defa bu kadar heyecanlıydım.Sonunda adımlarımız durduğunda bakışlarım, duvarların dibine sığınmış bir ileri bir geri yürüyen ve bedeninden gerginlik akan Yekta'ya kaydı.Gergindi.
Uzun bir süre birbirimize baktıktan ve gözlerimiz ile konuştuktan sonra, Felix'in kolundan yavaşça çıkıp Yekta'ya doğru ilerlemeye başladım.
Oda bana doğru ilerliyordu.Karşı karşıya geldiğimizde gözlerimiz tekrar kesişti."Ne kadar da güzelsin." Dedi birilerinin duymasından korkar gibi.
Gülümsememi saklayamayarak gözlerimi kaçırdım ve konuştum."Sen de güzel olmuşsun." Dediğimde kısa çaplı bir gülüşünü duydum.
"Güzel mi olmuşum ?" Güzel mi olmuştu ? Sesindeki eğlenir nida beni utandırmıştı.Ne yani ? Sadece kızlar mı güzel olurdu ? Erkeklerde güzel olurdu.
"Güzel olmuşsun." Diye direttiğimde Felix ofladı.
"Ay yeter ! Hadi artık gidin evlenin sonra ne yaparsanız yaparsınız.Ben acıktım.Sabahta kahvaltı yapmadım.
Çünkü o güzelim yemeklerden tatlılardan yiyeceğim.Hem ben size daha şahitlik yapacağım." Dediğinde Asenat kardeşini sertçe dürttü.
Felix'in kaşları çatılıp tüm bedeni kardeşine döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge Avcıları
FantasyHer şey annesinin ölümü ile başlar. Hafsa, Gölge Avcısı olduğunu yeni öğrenip tanışığı olmadığı hayata uyum sağlamaya çalırken kaderin ona getireceği şeylerin hiçbirini bilemezdi. Aşk, tutku, yaşam ve ölüm... Hepsini tattıktan sonra öğrendi. "Her s...