Bölüm 123 (Git buradan)

32 0 0
                                    

"Sesin lazım."

"Hoş geldin." Diyerek sarıldım yorgun gözüken bedenine.Elindeki valizi yere bırakarak sarılışıma karşılık verdi ve sıcak dudaklarını alnıma bastırdı.

"Seni çok özledim." Diye itiraf etti.
Gün geçtikçe bana karşı daha da açık konuşuyordu.Eskiden olsa duygularını bana bu denli açamazdı.
Bu beni mutlu ediyordu.

"Bende seni çok özledim." Diyerek ayrıldım ondan ve elinden tutarak yatağa ilerletip ikimizinde oturmasını
sağladım.Göz altlarında mor halkalar vardı ve bu da iyi uyuyamadığının açık bir kanıtıydı.

"Yorgun gözüküyorsun." Dedim kısık bir sesle.Elinin üzerindeki elimle okşadım elini.

"İstiyorsan duş alıp hemen uyu.Ayrıntıları sonra konuşuruz.Zaten saat iyice geç." Gülümsedi. Bu gülümseyişi kalbimi hoplattı.İçimde bir şeylerin hızlı hızlı hareket edip birbirlerine çarptıklarını hissediyordum.Elini yanağıma koydu ve daha sonra parmakları yüzümü hafifçe okşayarak enseme indi.Güçlü eli beni yavaşça kendine çekti ve sıcak dudaklarını dudaklarım ile buluşturdu.Gözlerim reflex ile kapanırken hareket eden tek şey dudaklarımızdı.Bunun haricinde ikimizde heykel gibi hareketsizdik.
Az sonra dudaklarını dudaklarımdan ayırdı.Ancak eli hâlâ ensemdeydi.
Parmakları saç diplerimi okşadı.
Bu huylanmama, gıdıklanmama sebep olsa da tepki vermedim. Dokunuşları beni uyuşturuyordu.

"Yanımda olursan, uyuyabilirim.
Ve tabii bana kitap okursan.Sesin lazım." Gülümsedim enseme uzanan elini tutup indirdim.

"Öyle ise ben bize güzel bir kitap bulurken sende duş al.Olur mu ?" Kafasını salladı.Yataktan kalkarak geniş odada raflara doğru adımlamaya başladım.Burası gerçekten çok büyük bir odaydı.
Parmaklarım kalın kitapların üzerinde gezindi.Bunların bir çoğunu okuduğunu biliyordum.O, okumayı çok seven birisiydi.Ben de severdim ancak onunla bu konuda yarışamazdım.

Daha fazla oyalanmadan bir kitap çıkardım ve masanın üzerine bıraktım.Geceydi.Gecenin saat 1'iydi.
Aslında yarın gelmesi gerekiyordu ama o telefonda bir gece daha bensiz kalmak istemediğini söylemiş ve gelmişti.Bir adamın her sözü, her hareketi kalbe bu kadar dokunabilir miydi ?

Onun dokunuyordu.

Adımlarımı boydan camlı tarafa yönlendirdim.Burası şatonun en güzel yeri olabilirdi.Ay, yıldızları kıskandıracak şekilde gökyüzünde tüm güzelliğini sergiliyordu.Karanlık çok çekiciydi.Ve nefes kesici...

Bir kaç dakikanın ardından banyodan gelen su sesleri kesildi.Sanırım duşunu almıştı.Erkeklerin en sevdiğim özelliği hızlı olmalarıydı.
Yani bir kadına göre daha hızlı hazır olabiliyorlardı.Bu kabul edilmesi gereken bir konuydu.

Sağ bedenimi camdan ayırdım ve zeminde çıplak ayaklarının sesini duyduğum adama baktım.Altında bol bir eşofman vardı ancak bedeninin üst kısmı çıplaktı.
Saçları hafif ıslaktı.

"Öyle uyursan üşüyebilirsin, hasta olmanı istemem." Dediğimde bana doğru adımladı.

"Çok üşeniyorum.Bu eylemi gerçekleştiremeyecek kadar uykum var." Hiç bir şey demedim.Elimi tuttu.

"Hadi artık, uyut beni." Diyerek yatağa sürükledi.Son anda masanın üzerine bıraktığım kitabı kaptım ve peşinden gitmeye devam ettim.
Pikeyi açıp içine girdiğimde o da yanımdaki yerini bulmuştu.
Sağ tarafına yatmış ellerini başının altına koymuş karanlıkta bile parlayan gözleri ile bana bakıyordu.
Bir an kendimi onun annesi gibi hissettim.Sanki o benim çocuğumdu ve uyumadan önce masal okumam için istekle gözlerime bakıyordu.Bu beni önce gülümsetse de sonra böyle bir şeyi hiç bir zaman yaşayamayacağım gerçeği mızrak gibi kalbimin orta yerine saplandı.Yüzüm acı ile buruştu.İyi ki karanlıktı ve yatağın bu kısımını ay aydınlatmıyordu.Eğer yüz ifademi görebilseydi bu tepkimin nedenini sorardı.Bu hiç iyi olmazdı.

Gölge Avcıları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin