Bölüm 13 (Onu seviyordum)

159 20 0
                                    

Korkuyla olduğum yere mıhlandım sanki.Kımıldayamadım.Konuşamadımonca insanın arasında insansız kaldım.Ne yapabilirdim ki ? Felix arkasında duran vampirden habersiz bir şekilde beni alkışlıyordu.Bunca insan az sonra başlarına neler geleceğini bilmeden eğleniyorlardı.  
Hepsi ölecekti.Bizim varlığımızı öğrenen herkes...

Ölecekti.

Jaboc yanıma gelerek kulağıma fısıldadı.

"Merhaba Hafsa.Arkadaşına elveda desen iyi olur.Çünkü ölecek.Sonrada sen öleceksin.Yazık... Gerçekten çok yazık.Oysa.. ölmek için çok güzelsin.
Şimdi git ve onunla vedalaş.Hadi..."

Kafamı ona çevirdiğimde gülümsüyordu.Titreyen vücudumla indim sahneden Felixin yanına gittim.
Yüzündeki hiçbirşey değişmemişti.
Ağzımı açacaktım ki konuştu.

"Biliyor musun Hafsa.Güzel kızsın ama seni de kullandım.Umrumda değilsin." Diyerek yüzüme baktı.
Şaşkınlıkla dondum kaldım.

"Ne ?" Diye sorabildim sadece.

"Duydun.Umrumda değilsin.Ne halin varsa gör." Diyerek arkasını döndü ve gözden kayboldu.Nasıl olur ? Beni nasıl bırakır... bende tam bir aptalmışım.Onun için üzülmüştüm.
Asla onu sevemeyeceğim diye kalbi kırılacak diye hatta Adrian onu öldürecek diye korkmuştum...

Tam bir aptaldım...

Arkamı döndüğümde Jacob'ın soluk beyaz teni ile duraksadım.Önüme döndüğümde ise Adrianla karşılaştım.
Adrian kolumu tutarak beni dışarı çıkardı.Otoparka baktığımda ise Felix'in gerçekten gittiğine kanaat getirmiştim.Araba yoktu.Ne zannediyordum ki ? Tek başına vampirlerle dövüşmesini mi ?

Hah...

Araziden uzaklaştığımızda Adrian beni kolumdan hızla çekti ve bıraktı.Dizlerimin üstüne toprağa düştüm.Tuttuğu bileğim çok acıyordu.

"Bir ajan gibi aramıza sızdınız ve farketmedik öyle mi !? Gerçekten iyi oynuyorsunuz." Ellerime baktım.
Sonra dizlerime Ve kahverengiye bulanan beyaz kıyafetime.Burada ölecektim...

Adrian yanıma gelerek çenemi tuttu ve kafamı kaldırdı.

"Söylesene... bu güzel yüzünün arkasındaki şeytan kaç kişinin daha canını aldı ?" Ağlamak istemiyordum.
Ama gözyaşım bana ihanet ederek Adrian'ın yüzümü tutan avcuna damladı...

"Söyle hadi !" Diyerek beni ayağa kaldırdı.

"Ben... katil değilim." Diyebildim sadece.Katil değildim değil mi ?
Çenemdeki eli boğazıma gitti ve nefessiz kalmamı sağladı.

"Söyle !!" Ayaklarım yerden kesildiğinde ellerim güçlü ellerine gitti.O kadar kuvvetliydi ki... ona karşı koymam imkansızdı.Biraz daha sıkarsa nefessizlikten ölebilirdim.

"Ben... katil değilim." Dedim tekrar.
Elini çekerek yere düşmemi sağladı.
Ağlamam hıçkırığa dönüşürken deli gibi öksürüyordum.

"Bir vampir nefessiz kalmış yazık !" Diye bağırdı.

"Şimdi sana ne yapmalıyız ? Sen söyle." Dedi Jaboc.Kafamı kaldırıp ona baktım.Gözleri kıpkırmızıydı ve dişleri uzamıştı.

"Kanını içelim.Ne dersin Adrian ?"
Korkuyla nefes alıp veriyordum.
Adrian yanıma gelerek kolumu tuttu.

"O çok az kalır.Önce kemiklerini kıralım." Dedi ve bileğimi büktü.
İçimde oluşan amansız acıyı dışarı vurdum.Araziyi dolduran bir çığlık attım.Kesinlikle bileğim kırılmıştı.
Saçlarım dağıldı.Dişlerini boynuma yaklaştırdı.

Gölge Avcıları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin