Topraklı yolda ilerlerken Maria'nın bulduğu haritayı inceliyordum.
Bu harita bizi Sirenlerin bölgesine daha kısa sürede götürebilirdi.Fakat çok daha tehlikeli olduğuda göz ardı edilemezdi.Ve bir de tuhaflık vardı.
Bir orman ve ormanın içinde siyah sisler vardı.Haritanın devamı yoktu.
Bu... bir bilmece miydi ? Düşüncelerimi bölüp Kafamı Maria'ya çevirdim."Bunu nereden buldun Maria ?" Diye sorduğumda yüzü tuhaf bir gülümsemeye bulandı.
"Büyük Hoca'nın odasından." Dedi.
Patric şaşkınlıkla konuştu."Nasıl yani onu çaldın mı ?" Maria gözlerini kaçırarak konuştu.
"Hayır.Ödünç aldım.İzinsiz ödünç aldım." Dediğinde Luka güldü ve konuştu.
"Peki nasıl alabildin ? Seni görmedi mi ?"
"Ramiz'i bir harita için azarlayacağını zannetmiyorum." Dediğinde ben konuştum.
"Nasıl yani ? Ramiz'in kılığına mı girdin ?"
"Yaaanii..." Dedi uzatarak.Hepimiz gülerken Yekta konuştu.
"İşte.İlk sınavımız." Dedi.Duraksayıp karşımıza baktığımızda kocaman bir orman ile karşılaştık.Sabah olmasına rağmen ormanın içi karanlıktı.
Haritayı açarak okudum."Karanlık Orman.Asla sabahı olmayan bir bölge." Dedim.Ares göz atıp konuştu.
"Belli oluyor.Hadi girelim.Zaman aleyhimize işliyor." Diyerek ilk o giriş yaptı.Hepimiz ormana giriş yapmıştık.Karanlık her yeri sarmıştı.
Maria konuşmaya başladı."Bu ormanı araştırmıştım.Oldukça büyük bir orman.Ayrıca bir nevi labirent.Ağaçlar yer değiştirerek aynı yerde dolanıyormuşuz hissi verebilir.
Ve sonsuza kadar burada kalabiliriz."
Yürümeye devam ederken kulak cırmalayan bir ses geldi.Hepimiz kulaklarımızı kapattık.Kısa bir süre sonra ses kesildiğinde kulaklarımızı açtık."Bu da neydi böyle ?" Dedi Elis.
"Çok rahatsız edici." Diyerek tamamladı Yekta.Maria derin bir nefes vererek konuştu.
"Yarasalar." Dediğinde konuştum.
"Sadece yarasa olduğuna emin misin ?" Dedim gördüğüm şeyin şokunu üzerimden atamazken.İçi boş siyah örtüler arasına sarmalanmış bir ruh geçmişti az önce gözlerimin önünden.Kimse konuşmadı. Yürümeye devam ederken Yekta konuştu.
"Bu ormandan nasıl çıkmayı planlıyorsunuz ?" Herkes susarken Patric cebinden bir pusula çıkarak zincirinden salladı ve konuştu.
"İşte bununla." Dediğinde gözlerimiz sallanan pusulaya takıldı.Fakat bir tuhaflık vardı.Ok sürekli dönüyor hiçbiryeri göstermiyordu.Bu Büyük Hoca'nın pusulası idi.
"Büyük hoca bize ne kadar kızacak hiçbir fikriniz yok.Birbirimizi daha fazla şaşırtmadan söyleyin.Büyük hocanın odasından başka kimler birşey çaldı ?" Dedi Yekta.Maria çıkışarak söze girdi.
"Buna çalmak denmez.Ayrıca unutma sizin arkadaşlarınız için buradayız ve sizin arkadaşlarınız için bunları ödünç aldık." Tartışmaya devam ederlerken aynı ruhu tekrar gördüm.
"Bu bir yarasa değil." Dedim.Fakat beni duymamışlardı.Maria işaret parmağını Yekta'ya doğru sallıyor ve bağırıyordu.Luka ise Maria'yı sakinleştirmeye çalışıyordu.Derin bir nefes aldım ve soğuk havaya bıraktım.
"Beni duydunuz mu ?" Dediğimde boşa konuştuğumu farkettim. Tartışmaktan kimse beni dinlemiyordu.
"Yeter ! Susun artık beni dinleyin." Diye bağırdığımda hepsi bana dönmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge Avcıları
FantasyHer şey annesinin ölümü ile başlar. Hafsa, Gölge Avcısı olduğunu yeni öğrenip tanışığı olmadığı hayata uyum sağlamaya çalırken kaderin ona getireceği şeylerin hiçbirini bilemezdi. Aşk, tutku, yaşam ve ölüm... Hepsini tattıktan sonra öğrendi. "Her s...