Bölüm 55 (Asla Affetmem)

60 6 0
                                    

Yekta'dan

Odama çıkacağım sırada kütüphanede yarım bıraktığım kitabın kaldığını farkettim ve tekrardan aşağı indim.Uzun koridorlardan geçip kütüphaneye girdim ve kitabı aramaya başladım.
Nerede bırakmıştım ? Etrafa bakınırken şiddetli bir düşme sesi geldi.Kütüphaneden çıkarak koridorda dolaşmaya başladım.Sesler aşağıdan geliyordu.Biraz daha yürüdükten sonra odayı buldum.
İçeri girecektim ancak Pars'ın hırsla çıkan sesi ile duraksadım.

"Seni hain ! Bana nasıl karşı gelirsin ?
Bunca yıl boyunca yanımda bir köpek gibi beslendin ve şimdi o aptallar için karşımda duruyorsun." Dediğinde bir ses yükseldi.Muhtemelen Pars kızdığı her kimse ona şiddet gösteriyordu.

"İzin ver açıklayayım." Dediğinde bir ses daha geldi.

"Neyi açıklayacaksın lan it ?! Hafsa'yı korumak için plan yaptın.Hem de benden gizli.Eğer bulaşmasaydın onu babasının yanına gömecektim." Diye haykırdı.Kavga etttiği kişi Edim'di.

"Masumdu.Babası ölmüştü.Onu anlamak için hiç uğraşmadın.O haklıydı." Dediğinde bir tokat sesi geldi.Odaya girmemek için kendimi zor tuttum.

"Bize ne babasının ölümünden gerizekalı ?! Hem kimi anlamak için uğraştım ki bu aptal kız için çaba sarf edeceğim ?" Dedi ve bir an sessizlik oldu.

"Seni şuracıkta gebertebilirdim ama yılların hatrına canını bağaşlıyorum.
Şimdi buradan defolup gitmezsen, kararım değişir." Dediğinde Edim yalvarmaya başladı.

"Lütfen, lütfen Pars.Beni kovma.
İstersen öldür, işkence et ama kovma.
Yalvarırım sana.Ne olur." Dediğinde Pars'ın öfkeli sesi duyuldu.

"Benim arkamdan iş çevirenle işim olmaz.Sen bundan böyle hainsin.
Ve öyle kalacaksın.Şimdi defol !" Diye bağırdığında hemen oradan uzaklaştım ve yukarı kata çıktım.
Beni asla görmemeliydi.Salona girip bir sandalye çektim ve oturdum.
Kitabı açarak okuyor gibi yaptım ve Edim'i bekledim.Ne halde olduğunu merak ediyordum.Az sonra merdivenlerin başında göründü.
Üstü başı kan içindeydi.Etrafa bakarken bir anda düşüp bayıldı.
Herkes başına toplanırken Pars arkasından gelerek konuştu.

"Ona yardım edecek olanın ellerini keser mezarının yanına koyarım."

Diyerek tehditini savurdu ve oradan uzaklaşıp karşımdaki masalardan birine oturdu.Az sonra Hafsa merdivenlerde göründü.Etrafına bakınırken beni görmesi ile gülümsedi ve seri adımlar ile yanıma gelip oturdu.

"Neredeydin sen ya ? Sabahtan beri aramadığım yer kalmadı."

"Oturuyordum." Dedim ve Edim'in başına toplandıkları yere bakmaya devam ettim.

"Nereye bakıyorsun sen ?" Dedi ve o da aynı yere baktı.Bakışları bana döndüğünde kaşları çatılmıştı.

"Ne var orada ?" Dediğinde konuştum.

"Pars, Edim'i benzetmiş ve orada bayıldı kaldı."

"Peki neden yardım etmiyorlar ?"

"Çünkü Pars, tehtid etti.Ona yardım edecek olan olursa ellerini keser mezarının yanına koyarım dedi." Diyerek açıklamada bulundum.
Ayağa kalkıp o tarafa yöneldiğinde bileğinden yakaladım.Kafasını bana çevirdiğinde sordum.

"Nereye gidiyorsun ?"

"Ona yardım edeceğim." Dediğinde bende ayağa kalktım.

"Bilmem farkında mısın ama o bizim düşmanımız.Hem onca avcı varken sana mı kaldı bu görev ?" Dediğimde çatılı kaşları düzeldi.Bileğini hızlıca elimin arasından çekip konuştu.

Gölge Avcıları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin