Buradaki 14. günüm.Tam iki hafta oldu.Tabi bana göre.Yekta kimseye söylememişti.Sözünü tutmuştu.Ama dediğinden de geri durmamıştı.
Eğitimler çok sıkı geçiyordu.Oku biraz daha iyi atmaya başlamıştım.
Yüzme işini Kamran ile hallediyordum.Beni yalnız bırakmıyordu.Arada Asenat ile konuşuyordum.Ramize gitmiştim.
Geçmişimi görüyordum.Ama babamın kim olduğunu bilmemek beni üzüyordu.Niye bırakmıştı ki bizi ?Düşüncelerimi bölen kapımın açılması oldu.Kamran'dı.
"Ne yapıyorsun ?"
"Oturuyorum."
"Yekta seni çağırıyor.Yanından geliyorum."
"Tamam.Hazırlanıp geliyorum."
Dediğimde yanıma oturdu.
Elini çeneme koyarak kafamı kaldırdı ve gözlerine bakmamı sağladı."Bana bak bakayım.Sen üzgün müsün kim birşey dedi ? Yekta mı yoksa ?"
Çenemdeki elinin üzerine elimi koyarak elini indirdim.
"Yok hayır.Yekta aynı Yekta.Alıştım zaten onun tavırlarına ama..."
"Ama ?" Elinin üzerindeki elime bakarak konuştum.
"Annemi özlüyorum.Geçmişim işte."
"Annen mi ?"
"Evet.Onu çok özlüyorum.Senin annen nerede ?"
Elini elimin altında sımsıcak oluverdi ama çekmedim.
"O gitti.Beni bırakıp gitti.Terketti.
Soğuk bir kış gecesinde bırakmış beni bu şatonun kapısına."Gözleri doldu.
"İstenmiyordum yani.Senin annen herhalde seni seviyordu."
"Evet... benim annem çok sevgi dolu bir kadındı."
Burukça gülümsedi.Yaptığım hatayı farkettim.Onu bırakıp giden bir annesi vardı ve ben ona kendi annemden bahsediyordum.Çok düşüncesiz davranmıştım.
"Kamran ben özür dilerim.Seni üzmek istemedim.Dalmışım... gerçekten-"
"Üzülmedim Hafsa."Diyerek sözümü böldü.
"Ama ağlıyorsun."
"Hayır...Yani önemli değil.Annem..
Onu hiç tanımadım.Ve tanımakta istemiyorum.Sonuçta kim çocuğunu bırakıp gider ki ?"Onun adına üzülmüştüm.Aslında acılarımız aynıydı.Beni de babam bırakmıştı.Düşüncelerimi açıkça söylemekten kaçınmadım.Belki daha iyi hissedebilirdi.
"Kaderin bizi düğümlediği noktalarımız terkedilmek.Seni annen beni ise babam..."
Diyerek tepkisine baktım.Değişen bir şey yoktu.Gözlerinden yaş gelmiyordu ama dolu doluydu.
Onu bu kadar üzdüğüm için kendime çok kızdım.Ne olurdu ki birşeyi içimde yaşasam.Ona sarılarak sırtını sıvazladım."Ne olur daha fazla üzülme.Beni de üzüyorsun." Dediğimde karşılık verdi.
Güçlü kollarını belimde hissediyordum.Başını saçlarımın arasına gömmüş bir şekilde hıçkırarak ağlıyordu."Babamı hiç bilmedim... Benim tek dostum Yekta idi.Başından beri..."
"Tamam.Ben de varım bak. Yanındayım."
Geri çekilerek gözlerime baktı. Gözlerinin etrafı kıpkırmızı olmuştu.
Ama hiçbir şekilde yaş yoktu."Sağol.İlk defa birinin yanınada ağladım.Bu biraz utanç verici.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge Avcıları
FantasyHer şey annesinin ölümü ile başlar. Hafsa, Gölge Avcısı olduğunu yeni öğrenip tanışığı olmadığı hayata uyum sağlamaya çalırken kaderin ona getireceği şeylerin hiçbirini bilemezdi. Aşk, tutku, yaşam ve ölüm... Hepsini tattıktan sonra öğrendi. "Her s...