Sabaha gözlerimi açtığımda aşağıdan gelen çığlık ve yüksek sesle konuşmalar yüzünden yüzümü buruşturdum.Yorganı üzerimden atıp ayağa kalktım ve aşağı indim.Ne oluyordu da şato bu kadar karışmıştı ? En aşağı kata geldiğimde bir sürü avcının halka oluşturduğunu gördüm.Omuzlarından tutarak konuştum.
"Ah, lütfen geçebilir miyim ?" Diyerek aralarına sızdım ve o görüntüyü gördüm.2 kadın ve 3 erkek kan olan vücutları ile yerde yatıyorlardı.Bu görüntü bana çok tanıdık geldi.Tıpkı, tıpkı babam gibi ölmüşlerdi.Ben olanlara bakakalmışken bir anda kolumdan çekilerek kalabalıktan uzaklaştırıldım.
Elin sahibine baktığımda Yekta olduğunu gördüm.
"Konuşmalıyız." Diyerek beni masanın birine çekiştirdi ve oturttu.Az sonra Asenat ve Felix'te geldi.Hepimizin yüzünden endişe akıyordu.
"Yine aynı şekilde öldürülmüşler." Dedi Asenat.
"Bir iblis, bunu yapan bir iblis." Dedi Yekta.Kaşlarımı çattım.
"Peki neden ? Neden yapıyor bunu ? Ayrıca şatonun içine kadar nasıl girmiş olabilir ? Kimse görmedi mi ? Kimse duymadı mı ?" Dedim Felix'e bakarak.Kafasını kaldırdı ve gözlerime baktı.
"Duydum ve uyandım ama kimse yoktu." Dedi sessizce.Yekta kaşlarını çatarak konuştu.
"Ne demek kimse yoktu ?"
"Bilmiyorum.Belkide katil iblis değil Vampirdir.Çünkü bir iblis bu kadar hızlı kaçamaz.Sesleri ilk ben duyup kalktım ve diğerlerini uyandırdım.
Büyük Hoca'nın emri ile de koruyucu avcılar sınıra kadar heryere baktılar.
Ama bir iz yoktu.Vampirler hızlıdır.
Onlar kaçar ama iblisler." Diyerek sustu ve kafasını salladı."Onlar bu kadar hızlı kaçamaz." Dediğinde Asenat konuştu.
"Bunu yapan senin dediğin gibi bir vampir olsa bile, şatodan dışarı çıkamazdı.Çünkü cinayet esnasında güneş çoktan doğmuştu." Dediğinde araya girdim.
"Kendinizi vampir olayına fazla kaptırmadınız mı ? Hem bu ısırıkların iblis ısırığı olduğunu siz demiştiniz." Dediğimde Yekta'nın gözleri kısıldı.
"Belkide bir yanıltmacadır.Vampir dişleri ve İblis dişleri arasında bir fark vardır.Bu da ısırıktan sonraki vücudun aldığı renk.Vampir ısırınca vücut solar ve beyazlaşır.Ama iblis ısırınca siyahlaşır.Belki bunu yapan vampir, iblis ısırığına benzetmek için cadılardan küçük bir yardım alıyordur." Dediğinde sordum.
"Cadılar neden bunu yapsın ? Hem onlar bizim dostumuz değil mi ?" Dediğimde Asenat konuştu.
"Yalnızca, doğudakiler bizim dostumuz.Kuzeydekiler ise düşmanımız.Ve tatlım, neden bunu yapacaklarına gelirsek soyumuzun tükenmesini kolaylaştırmak istiyorlar.
Vampirler yapılanları unutmazlar.
Ve hamlelerini hiç ummadığımız bir anda yaparlar.Hırslılardır, çıktıkları yolda ölümü göze alırlar.Bu yüzden cadılar kolayca gözlerini öfke bürümüş vampirelere yardım ederler." Dediğinde tekrar sordum."Peki, katilin iblis olma seçeneğini nasıl eleyeceksiniz ?" Dediğimde Yekta ayağa kalkarak konuştu.
"Çok basit.1. si, eğer katil iblis olsaydı, hızlı kaçamazdı.2. si, hiçbir yerde perduto tozu yok.İblisler belki hızlı koşamaz ama onları istedikleri yere ışınlayan perduto tozunu kullanırlar."
"Yani aradığımız katilin iblis olma olasılığı tamamen yok oldu." Dediğimde Asenat konuştu.
"Kısmen öyle." Diyerek ayağa kalktı.
"Ve unutmayın.O katil, burada biryerde.Aramızda." Diyerek arkasını dönüp gitti.Kafamı kalabalığa çevirdiğimde tüm avcıların buraya toplandığını gördüm.Büyük Hoca koruyucu avcılarla konuşuyordu.
Anladığım kadarı ile hiçbir iz bulamamışlardı.Tam o anda bir ses duyuldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge Avcıları
FantasyHer şey annesinin ölümü ile başlar. Hafsa, Gölge Avcısı olduğunu yeni öğrenip tanışığı olmadığı hayata uyum sağlamaya çalırken kaderin ona getireceği şeylerin hiçbirini bilemezdi. Aşk, tutku, yaşam ve ölüm... Hepsini tattıktan sonra öğrendi. "Her s...