119.BÖLÜMYamaç bir hiddetle kahveye girmişti ki "Neredesin oğlum sen?" nidaları ile karşılaştı. "İz peşindeydim abiler hayrola?" dedi sandalyesine otururken. "Ohooo bunun hiçbir şeyden haberi yok hakikaten." Dedi Cumali. Yamaç meraklanmıştı "Ne oldu? Neyden haberim yok?" diye sordu. "Kemal..." dedi Salih sobanın başındaydı. "Ne olmuş Kemal'e?" diye sordu Yamaç panikle. "Dur oğlum iyi şimdi dün akşam Dere'den birkaç elemanla kapışmış. Bıçak yarası kırığı falan var. Gece bulmuş hastaneye götürmüş." Diye açıkladı Selim. "İyi mi şimdi nerede?" derken ayaklanmıştı çoktan. "Dur oğlum ya otur iyi şimdi annem bizim eve istemiş Meke çıkarıp götürecek." Dedi Cumali sakallarını sıvazlayıp masaya dayandı yeniden "Bugünlerde her mevzunun içinden Gece çıkar oldu zaten. Ne işi varsa o saatte orda." Diye söylendi. "Neredeymiş ki?" diye sordu Yamaç bu defa kaşı çatılmıştı. "Lisenin orada." Diye cevapladı Selim. Ardından aklına yeni gelmiş gibi "Sahi siz beraber değil miydiniz?" diye sordu. Yamaç dün geceyi anımsayıp sustu. "Başka?" diyerek geçiştirdi konuyu. "Mallar patladı." Dedi Cumali yine o bıkkın ses tonuyla. "Nasıl? Kim?" diye sordu Yamaç bu defa sinirliydi. "Bilmiyoruz. Sır oldu koskoca üç tır." Dedi Salih. "Bütün parayı o mallara gömdük nasıl olur?" dedi Yamaç masaya vurarak.
Kimseden çıt çıkmadı. Derin bir soluk bırakıp yüzünü sıvazladıktan sonra abilerine döndürdü bakışlarını tekrar "Bu Enver'i buldum galiba. Piç kurusunu yanlış yerlerde aramışız sen ben gibi normal bir mahalleye gizlenmiş meğer." Dedi. "Vay ibne." Dedi Cumali. "Nerden bulduk?" diye sordu Salih şimdi gelmiş oda masaya oturmuştu. "Haluk amcadan. Sağolsun araştırdı soruşturdu kendine ait bir şey bulamadık ama Nergis diye bir kadına ulaştık. Kadın Enver'in sağ koluymuş. Bütün şirket işlerini o hallediyormuş. Takip ettim görüşmeye gitti bugün Enver'le. Artık elimizde bir yer var." Dedi Yamaç. Cumali'nin o hınzır gülüşü yerleşmişti yüzüne "Ne yapıyoruz şimdi? İlk hangimiz sıkıyoruz?" diye sordu. "Bizim çocuklardan bir kaçını mekana yolladım. Kuş uçsa haberimiz olacak. En doğru plan neyse onu uygulayacağız. Acele edip işi batırmak yok." Dedi Yamaç ayağa kalkarken. "Nereye lan şimdi?" diye sordu hevesi kursağında kalan Cumali. "Kemal'e." Deyip çıktı kahveden.
Asaf arabayı durdurunca kemerini çözüp kapıya uzandı kız. "Aylin. Bak biliyorum sende memnun değilsin bu durumdan. İlk konuştuğumuzdan bu yana ikimizin de hedefleri değişti farkındayım. Ama sonuç ortak. Sen kendine bir aile bebeğine bir yuva istiyorsun. Ben Gece'yi o evden almak. Geçmişi unutmak. Unutulacak dünler yaşanılacak günler var yani habersiz bırakma beni dikkat et." Dedi Asaf. Aylin bir an için kalbinde bir ılıklık hissetti. Birinin ona dikkat et demesi meğer ne kadar önemliymiş onu düşündü. Tekrar kapıya uzanmıştı ki "Dur dur şunu al ne yapacağını bilirsin sen." Dedi Asaf elindeki fotoğrafı kıza uzatırken. Aylin fotoğrafa bakıp alaycı bir şekilde güldü. "Photoshop mu bu?" diyerek. "Kırılıyorum ama bizim de güzel günlerimiz oldu bir zamanlar." Diyerek sahte bir ifade takındı Asaf. Çantasını boynuna geçirip arabadan uzaklaşırken yüzünde aptal bir ifade vardı Aylin'in.