2 Ay Sonra
Çukur sokaklarına sonbahar havası çoktan esmişti ama insanlarının yüreği kıştı. Son bir sene içinde verdikleri kayıplar yüreklerini dağlamış bellerini bükmüştü hepsinin. Sokağın başında durmuş uçuşan sarı yaprakları izlerken bunları düşünmüştü kız. Kapişonunu yüzüne örtüp yürümeye devam etti çocukluğunun, gençliğinin sokaklarında. Kahveye dönen sokağın başında tekrar durup derin bir nefes aldı. Boştu biliyordu ama zaten onu üzen kahvenin boş oluşu, İdris babasının artık orada olmayışıydı. Ağır adımlarla gelip önünde durdu. Çukur sembolü işlenmiş duvara baktı uzun uzun. Etrafta kimsecikler yoktu. Eğilip kepengin kilidini açıp yukarı kaldırdı. Uçuşan toz huzmelerinin arasında arkasından gelen sesle irkildi. "Yavrum bak bakim bana sen kimsin? Ne açarsın kahveyi? Bilmez misin İdris Baba öldü?" yaşlı adam değneğine yaslanmış berberin önünden seslenmişti kıza. Son cümleyi söylerken ki acısı çok açıktı. Yutkundu kız. Yavaşça kapşonunu indirip yüzünü açığa çıkardı "Gece ben dayı... Gece Kara...." derken az önce ziyaret ettiği boş mezarının taşına İdris babasının yazdığı gelince aklına gülümsedi. "Gece Koçovalı....." bakışlarını kahve ile adam arasında gezdirdi. " Mekanın sahibiyim." Diyerek dönüp kahveden içeri girdi.
Geriye Dönüş
3 Ay Önce / Gece'nin Kendini Vurmasından 20 Saat Öncesi
Selim kahveden çıkmış arabasına binmek üzereyken koşarak kapıya çıkıp seslendi Gece "Abi nereye?" Selim tam binecekken durdu "Eve gidiyorum." Koşup yolcu tarafının kapısını açtı kız "Dur bende geleyim mangal hazırlıklarına yardım ederim valla Sultan anne kesecek biletimi bir işin ucundan tutmuyorsun diye." Selim güldü "Hadi hadi bin." Tam oturmuş kemarine uzanmıştı ki "Hasssiktirr yaa!" Diye inledi Gece. "Ne oldu ne yaptın yine?" diyerek güldü adam. "Parmağımı kestim ya." Dedi Gece. "Şu torpido da yara bandı olacak alda kan kaybından gitme." Diye dalga geçti Selim. Gece gözü açınca kan torbası ve kuru sıkı tabancayı görüp güldü. "Aaaa bunlar sana verdiklerim mi?" diyerek eline aldı. Gülerek onayladı Selim. "Ben bunu Bihter Ziyagil'de görmüştüm biliyor musun?" deyip şen bir kahkaha attı kız. "Ziya Ne? Kim?" diye sordu Selim gülerek. "Aaa Aşk-ı Memnu Bihter ya nasıl bilmezsin. Finalde kalbine sıkmıştı ya hani internette böyle bir resmi vardı bu torbalardan koymuş elbisenin içine. Oyuncaktan yani çekim hilesi işte." diye açıklayınca Gece, Selim anladım dercesine salladı kafasını. İğnesi nerde bunun ya ben bunları alayım da Yamaç'a şaka yaparım." Dedi Gece sinsi bir gülüş atarak. "Aman bizi şu deliyle uğraştırma gözüne seveyim." Dedi Selim gülerek. Gece kan torbası, uyuşturucu iğne ve kuru sıkı silahı sırt çantasına atıp yara bandını parmağına sardı...
Gece'nin Vurulmasından 2 Saat Önce
Gece dehşet içindeydi. Eski fabrikaya yaklaşırken eli ayağı dolanmaya başlamış nefesi daralmıştı. Soluklanmak için kaldırımın kenarına oturdu. Terden sırılsıklam olmuştu. Üzerindeki yazlık ceketi çıkarıp kenara attı. Birkaç dakika sonra hayatı mahvolacaktı farkındaydı. Yücel ile çalıştığı zamanlarda bir gün ona neden Yamaç'ı direk öldürmediğini sormuştu. Yücel " Böylesi daha adil. Ben ne yaşadıysam oda yaşayacak. Ona öyle kolay ölüm yok. Tüm sevdiklerimi ellerimle gömdüm ben. Bu duyguyu oda bilecek. Son oyunumda ister kalır ister yaşar tercih onun ama herşey bittiğinde eğer hayattaysa sadece nefes alıyor olacak." Demişti. Planın farkındaydı Gece. Bu binanın ikisinden birine mezar olacağını çoktan anlamıştı. Derin bir nefes bırakıp silahını almak için çantasını açtığında histerik bir kahkaha attı. Dün Selim'in arabasından aldığı malzemeler yanındaydı. Şimdi bir kurtuluş şansları vardı işte.