Farkında değillerdi ama el ele koşuyordu iki genç Çukur sokaklarında. Düzlüğe gelince durdu Yamaç kendisi ile birlikte kızı da durdurdu. "Dur tamam yavaş... Nereye gidiyoruz böyle koştur koştur?" dedi ellerini dizlerine koymuş soluklanırken. "Eğlenmeye gidiyoruz." dedi Gece yerinde duramıyordu. Yamaç doğrulup kızla birlikte koşmaya devam etti. Bir düğün salonunun kapısına gelince durdu Gece. "Geldik." dedi gülümsemesi yüzüne yayılmış gamzeleri derin çukurlar halinde belirginleşmişti. Yamaç bir salona bir kıza baktı parmağı ile kapıyı göstererek "Bunu yapmayacağız ... Hayır hayır Gece bunu yapmayacağız." dedi. Gece koluna asıldı adamın "Ya mızıkçılık yapmasana sanki ilk kez yapacağız ha nazlara gel ya." diye söylenerek Yamaç'ı içeri sürükledi. Salona girdiklerinde Gece koşarak kalabalığa dahil oldu ama Yamaç tanınmıştı. Kapıdaki adamlar selamlama telaşına düşmüşlerdi. En az yirmi adamla tokalaştıktan sonra pistteki kalabalığın arasında Gece'yi buldu. Kız gelinin yanı başında çiftetelli oynuyordu. "Tamam mısın ulu reis? Ver abi oradan erik dalı haydeeee." diyerek müziğe bıraktı kendini Gece. Eskiden çok yaparlardı bunu. Ne zaman canları sıkılsa sinsice bir düğüne sızar deliler gibi oynayıp sıvışırlardı. Yamaç başlarda çekingen davransa da sonradan kopardı kayışı. Çiftetelli, halay, horon, ellik, roman hepsi birbirine karışmıştı. Deliler gibi dans edip güldüler. Ceplerindeki son parayı takı olarak takıp, birer sürahi limonata içtikten sonra ellerindeki pullu mendillerle mahalleliyi selamlayıp çıktılar. "Ahhhhh çok özlemişim beeee." dedi Yamaç. "Al benden de o kadar" dedi Gece. Hızlı adımlarla yürüyorlardı. Sokağın sonuna gelince Gece sağa Yamaç sola döndü. "Güldük eğlendik Gece hanım gelelim şimdi mevzumuza... Gece... Kızım neredesin yaaa ?" dedi Yamaç yanında yürüdüğünü sandığı kıza bakınarak. Arkasına dönünce diğer tarafa doğru yürüdüğünü fark edip peşinden koştu. " Nereye gidiyorsun insan bir seslenir?" diye terslendi. Gece hiç bozmadı istifini "Aman nasıl olsa bulursun sen beni. Hadi bu taraftan." diyerek omzuyla ittirdi adamı.
Kalabalık bir cadde de yan yana koşar adım yürüyorlardı. Daha doğrusu Yamaç Gece'ye yetişmeye çalışıyordu. "Hani lütfedip bana da mı söylesen nereye gittiğimizi?" dedi Yamaç. Gece ellerini ceketinin cebine soktu. "Biz neden düğünlere gidip dans ediyorduk?" dedi. Yamaç dudak büzdü "Bilmem... eğlenceli geliyordu." Gece caddenin karşısına geçti. Yamaç'ta hemen ardından koştu. Bir barın önünde aniden durdu Gece. "Düğünlere gidiyorduk çünkü buralara ya yaşımız tutmuyordu ya da haberimiz hemen babamlara gittiği için papara yiyorduk." dedi. Yamaç kızı onaylarcasına salladı kafasını. Gece tam içeri yönelmişti ki "Burayı hatırladın mı peki?" dedi Yamaç. "Tabi Resul abi vardı burada güvenlikte sağ olsun bir tek o idare ediyordu mahalleye haber uçurmuyordu." dedi Gece. "Hayır başka bir önemi var buranın." dedi Yamaç içeri girmişlerdi. Gece etrafına bakındı bir süre "Heeee hatırladım tabi sen ilk burada sarhoş olmuştun. Her yere kusmuştun." dedi gülerek. Yamaç yüzünü ekşitti "Bunu mu hatırlattı gerçekten ya?" dedi etrafa bakarak. Geçip bar tezgahının önüne oturdular. Yamaç barmene iki bira sipariş etti. "Gerçekten hatırlamadın mı?" diye sordu. Sesinde burukluk vardı. Gece dudak büzdü bu defa "Yani... bilemedim." dedi. Yamaç birasından büyükçe bir yudum içti parmağıyla bekle işareti yapıp kalktı yanından. Gece kollarını sandalyesinin arkasına yaslayıp adamı izledi. Yamaç sahnenin kenarına gelmiş çalan grupla bir şeyler konuşuyordu. Derdini tam anlatamayınca çocuğun boynundaki gitarı alıp sahneye çıktı. Müzik susmuş dikkatler sahnedeki yeni yüze dönmüştü. Yamaç gözlerini kısıp Gece'ye baktı ve parmakları gitarın tellerinde dolaştı. Daha ilk notayı duyduğu an hatırlamıştı Gece. Avcunun içiyle alnına vurup af dileyen bir işaret yaptı Yamaç'a. "Seni gördüm göreli şaşırdım dolaşırım bi başıma... Seni bildim bileli kaçırdım şu aklıııı başımdannn." Gece koşarak sahnenin önüne geldi. Hayranlıkla Yamaç'ı izliyordu. Yıllar önce yine gizli kaçak geldikleri bir seferde burada bu şarkıyı söylemişti Yamaç. Kıza söylediği ilk şarkıydı. O anın hayali ve heyecanıyla Gece üç gün uyuyamamıştı mutluluktan. "Elleri ellerime... Gözleri gözlerime... saçları saçlarıma karışan bir sen olsannnn"
Yamaç sanki aradan yıllar geçmemişçesine bakışıyla duruşuyla tıpkı o günkü gibi söylüyordu. Gece hayranlıkla adamı izliyordu ama gözüne dolan yaşlara da engel olamıyordu. Çok şey kaçırmışlardı. Yaşayacakları, planladıkları, hayal ettikleri o kadar şey vardı ki. Şimdi imkansız görünen bir sürü şey."Elleri ellerime... Gözleri gözlerime... saçları saçlarıma karışan bir sen olsannnn" Yamaç kendini kaptırmış hem çalıyor hem söylüyordu. Gece de sahnenin önünden ona eşlik ediyor bir yandan da ağlıyordu. Yamaç şarkıyı bitirdiğinde mekan da büyük bir alkış koptu. Gitarı çıkarıp teslim etti hızlıca Gece'nin yanına geldi. Yüzünü avuçlarının arasına aldı. Neden ağladığını biliyordu. Hiç bir şey demedi. Baş parmağı ile sildi kızın gözyaşlarını. Eğilip alnına dostane, arkadaşça, babacan, aşık, sevgili bütün duyguları barındıran bir öpücük kondurdu. Şimdi ikisi de kaybettikleri zamana karşılıklı ağlıyordu.
Sabaha karşı birbirlerine tutunarak girdiler bahçeye. Adımları birbirine dolanıyor. Sessiz olmaya çalıştıkça gürültü çıkarıyorlardı. "Bence uyansınlar yaaa." dedi Yamaç tam ağzını açmış bağıracaktı ki Gece uzanıp kapattı ağzını. "Şişşşş uyanmasınlar... bizi uyuturlar." dedi gülmesini bastırmaya çalışarak. Yamaç'ın ayağı yerdeki taşlara takıldı. "Amma da sakarsın he." diye dalga geçti Gece. Yamaç dikleşti. "Yol yamuk be." dedi. Gece yere oturmuştu "Tabi canım tabiiii." dedi. "İnanmıyor musun?" dedi Yamaç. Gece omuz silkti. Yamaç yerden topladığı taşları yamuk yumuk dizdi yere. Ona göre düz bir hattı. Üzerinde yürümeye çalıştı, bir iki defa başa sardı ama tamamlayamadı bir türlü. "Üfff çekil be." dedi Gece bu defa o deniyordu yürümeyi ama onun sonu da Yamaç'tan farklı değildi. İki kafadar bir aşağı bir yukarı yürüyüp kendilerince düz yürüdüklerini ispatlamaya çalışırken kavgaya tutuştular. Gece çığlık çığlığa bağırıyor Yamaç'ta ondan aşağı kalmıyordu. Evin tüm ışıkları yandı. "Hassiktirrrr!" dedi Gece cama çıkan Sultan'ı görünce. Yamaç'ta donup kalmıştı. "Kim var orada?" diye bağırdı kadın görmeye çalışarak. Tam yakalandık dedikleri anda Salih ve Sadiş kollarından tutup kendi evlerine aldı ikiliyi.