106.BÖLÜM
Gece evin bahçesine girip arabayı park ettikten sonra bir süre sessizce bekledi içinde. Evin ışıkları yanıyordu. Emmi'nin duası vardı bu akşam. Alnını direksiyona yaslayıp gözlerini kapadı. Bu durumla nasıl başa çıkacağını bilmiyordu. Asaf sadece kendisine değil tüm mahalleye bela olacaktı bundan emindi. Emmi'nin öldürülmesi de bunu pekiştirmişti. Farkında değildi ama alnını direksiyona vurdukça kornayı öttürüyordu. Adamlar arabanın etrafına toplanmış ne yapacaklarını bilemez bir halde birbirlerine bakarken Salih çıktı evden. "Salim ne oluyor? Ne bu gürültü?" diye sordu. Çocuk koşup yanına geldi "Abi Gece abla arabada alnını direksiyona vurup duruyor. Ne yapacağız bilemedik." Diye açıkladı. Salih "Hey Allah'ım bir akıllı ya bir tane ya." Diye söylenerek arabanın yanına geldi. Kapılar kilitliydi. Camı tıklatıp "Pardon canım bir bakar mısın acaba?" diye seslendi. Gece onu duymamış hala alnını vurmaya devam ediyordu. İkinci defada daha sert vurdu. Kız bir anda kendine gelip sıçradı. "Aç camı camı aç." Diye işaret etti Salih. "Ne yapıyorsun burada böyle?" dedi cam aşağı inince. Gece etrafına bakındı. Oraya nasıl ne zaman geldiğini bile hatırlamıyordu. "Ben... eee üzgünüm işte." Diye geçiştirip arabadan indi. Salih kızı dikkatlice süzüp "Gece her ne olduysa bana söyleyebilirsin biliyorsun değil mi?" diye sordu. Kızın gözleri dolmuştu. Kendini tutamayıp adamın boynuna sarıldı. O sırada Cumali,Selim ve Yamaç evden çıkıyordu. "Tamam abim sakin ol." Diyerek kızın omzunu sıvazladı Salih. Yamaç ne oluyor anlamında göz kırpınca omuz silkip "Yok bir şey." Diye seslendi. "Hadi oğlum hadi şu Enver Tekinoğlu kimmiş ona bir bakalım." Diye seslenerek çalışma odasına doğru yürüyünce Cumali Gece birden doğruldu. Aynı sırada kapı ağzında duran Sultan'da irkilmişti. "Enver Tekinoğlu kim?" diye sordu gözyaşlarını silerken. "Bu Emmi'nin vurulmasıyla ilgili olduğunu düşünüyoruz." Diye açıkladı Salih. "Asaf'ın dükkanı da bu isime kayıtlıydı." Diye mırıldandı Gece kendi kendine. "Efendim?" dedi Salih ne dediğini anlamaya çalışarak. "Bir şey yok bende geleyim." Diyerek o tarafa doğru döndü Gece.Hep birlikte çalışma odasına doğru yürürlerken Yamaç kıza sert bir bakış atıp "Azra ile ne oldu bugün?" diye sordu. Gece tam cevaplamak için ağzını açmıştı ki "Enver Tekinoğlu mu dediniz siz?" diye seslendi Sultan merdivenlerden inerken. Herkes dönmüş kadına bakıyordu şimdi. "Tanıyor musun?" diye sordu en sonda ki Salih. Sultan kafasıyla onaylayıp eve baktıktan sonra "Geçin geliyorum." Dedi. Birkaç dakika sonra çalışma odasında toplanmışlardı. "Çıktı ortaya ha?" dedi Sultan histerik bir gülüşle. "Kim anne bu adam?" Diye sordu sabırsızlanan Yamaç. "İdris, Cihangir, Mücahit ve Enver... Üç silahşörler diyorsunuz ya hani onlar aslında mahşerin dört atlısıydı bir zamanlar." Dedi kadın. "Eee ne oldu sonra Enver'e?" diye sordu Cumali. "Dört arkadaştı bunlar zamanında. Tüm bu mücadeleye giriştiklerinde omuz omuzaydılar. Ama sonradan Enver diğerlerinin onaylamadığı şeyler yaptı. Önce uyardılar toparlamaya çalıştılar ama Enver paranın kokusunu almıştı bir kere dinlemedi kimseyi. İdris'te sürdü onu mahalleden." Dedi kadın. Kısa bir sessizliğin ardından çenesi ile oynayan Selim "E şimdi neden çıktı ortaya o zaman?" diye sordu. "İntikam oğlum. Her şeyin nedeni intikam. " dedikten sonra Gece'ye döndürdü bakışlarını "Senin doğduğun gece büyük bir kaza oldu." Dedi. Gece Yamaç'ın yanında koltuğun koluna oturmuştu "Evet biliyorum o yüzden annem bir dağ başında doğurmuş beni." Dedi. "O kazada Enver'in annesi, iki erkek kardeşi, oğlu öldü." Dedi kadın. Odada çıt çıkmıyordu. "Annemle ne ilgisi var ki?" diye sordu Gece sessizce. "Annende o minibüsteydi. Enver Narin'i kaçırmıştı. Enver annene aşıktı annen Cihangir'e. Çukur'dan gittikten sonra ailesi burada kalmıştı Enver'in. İdris kollardı onları o düzen kurmadan sefil olmasınlar diye gitmelerine müsaade etmedi. O gece bir minibüs gönderip aldırmış ailesini....Narin'i de kaçırtmış." Gece'nin gözleri büyümüştü. "Tabi Paşa durumu fark edince düştü peşlerine. Kaçma kovalamaca derken araba yoldan çıkıp yuvarlanmış. Tek kurtulan Narin... oda seni dünyaya getirdikten sonra..." derken gözünden bir damla yaş süzüldü.