Herkes uyumak için evlere dağılmıştı. Gece Sarp'ı Celasun'a emanet edip kahveye geldi. Kimse yokken biraz düşünmek bir yol bulmak istiyordu. Medet gelmiş çayı demlemişti. "Günaydın Gece Hanım Yenge." dedi adam güler yüzle. Gece'nin boğazı düğümlendi. Medet 'in böyle içten karşılaması canını yakmıştı. "Günaydın Meto ver bakalım bir tavşan kanı." dedi. Her zamanki telaşıyla doldurup masaya koydu bardağı Medet. "Hallettiniz İnşallah." dedi ayakta durmuş Gece'ye bakıyordu. "Ettik ettik. Otursana Medet amirin miyim ben senin Allah aşkına." dedi kız gülerek. Bir sandalye çekip sessizce oturdu masaya adam. "Düşünüyorsun sen." dedi Medet. Gece o zaman fark etti uzun süredir bardağa bakakaldığını. "Sadece düşünüyorum çözüm yok." dedi bıkkınlıkla. "Derdini söylemeyen dermanı nah bulur. Belki ucundan tutabileceğimiz bir şeydir" dedi adam. Güldü Gece. "500 kilo mal yapmam lazım. Var mı malzemen, adamın, mekanın?" dedi. "Vaaaar." diye karşılık verdi Medet. Kız şimdi kahkaha atıyordu "Çay demedim ya Medet mal mal kokain yani." dedi sinirleri bozulmuş kendini durduramıyordu. "Tamam abla anladım. Mekanda elemanda malzemede var." dedi Medet. Gece birden ciddileşti "Nerde var lan?" Medet güldü "Dere'deeee. Abim Saadettin'ken kurduğumuz atölye duruyor hala bütün malzemede içinde bizim Varto'dan gelen gençler var onlar yatıp kalkıyor şimdi orada işsiz güçsüz tayfa işte. Al sana mekan, malzeme, eleman." dedi Medet. Gece ellerini saçlarında gezdirdi. "Sizin neden öyle bir mekanınız var?" diye sordu tek kaşını kaldırıp. Medet mahcuptu "Abim babasıyla barışmadan evvel biz bu işlerle uğraşırdık. Üstüne usta yoktur söylemesi ayıp." dedi. "Kimlerin haberi var oradan ?" diye sordu Gece bu defa "Valla herkesin var Yamaç abi vermişti zaten. Ama unuttular gitti. Kimse sormuyor ne oldu orası diye."
Gece bir süre sessiz kaldı. Durumu kafasında tarttığı belliydi. "Salih abi bilir mi yani piyasayı ?" diye sordu sonunda Medet kafasını salladı. "Peki ben bu mekanı kullansam aramızda kalır mı? Sana güvenebilir miyim?" diye sordu bu defa adam telaşla salladı kafasını "Bizde yanlış olmaz abla" dedi. O sırada içeri Yamaç girdi. "Sen uyumaya gitmedin mi?" diye sordu Gece paniklemişti. "Sen niye gitmedin?" diye sorusuna soruyla döndü Yamaç toparlanmıştı. Medet ayağa fırladı hemen "Çay vereyim abi." diyerek ocağa koştu. Yamaç gelip kızın karşına oturdu. Medet çayı bırakıp "Ben simit poğaça neyin bir şey bakayım." diyerek çıktı. "Sarp nerede?" diye sordu Yamaç. "Celasun ile gönderdim." Gece adama bakmıyordu. "Ne yapacağız şimdi?" diye sordu Yamaç. Omuz silkti derin bir nefes bırakıp adama döndü "Bilmiyorum. Hiçbir fikrim yok. " Yamaç bakışlarını kıza dikti "Bana söz verdin. Habersiz gizli bir iş yapmak yok." dedi parmağını sallayarak. Kafasını salladı Gece "Sana zarar verdiler mi?" dedi sessizce. Bakışlarını ayırmadan. "Yok. Çok ilginç ama bir rehineye göre oldukça da lüks şartlarda ağırlandım. Birkaç defa kaçmaya yeltenince en sonunda damara bastılar sakinleştiriciyi. Yoksa bir sorun yoktu." dedi Yamaç. Sonra birden aklına gelmiş gibi "Senin krizin falan tutmuyor değil mi? İyisin?" diye sordu. Gece irkildi bir an, son iki gündür yaşananlar unutturmuştu durumunu. "Yok olmadı iyiyim" diye yanıtladı adamı. Aralarındaki sessizlik tuhaflaşıyordu. "Yapacağım." dedi en sonunda Gece sessizce. Yamaç kafasını salladı. "Zorundayım Yamaç. Cellino pisliğin, gaddarın teki sokamam onu mahalleye daha ilkten seni aldı adam ya seni. Korumamız gereken kadınlarımız çocuklarımız var." dedi Gece Yamaç'tan çok kendisini ikna etmeye çalışıyor gibiydi. "Çok ironik oldu be." dedi Yamaç gülerek. Daha birkaç hafta önce senin için uğraşıyorduk. Öncesinde zaten mevzular derin. Şimdi ne konuşuyoruz." dedi. Gece'nin gözleri doldu. "Özür dilerim." dedi mırıldanarak. Yamaç kalkıp kızın yanına geldi kendisine doğru çekip başını göğsüne yasladı. "Şşşşş. Sen yapmamız gerekeni yaptın en başından bu yana kendini suçlama. Biliyor musun adam beni alıp giderken zerre endişelenmedim. Abilerim babam arkadaşlarım vardı arkamda ama hepsinden önce sen vardın. Sen beni çeker alırdın emindim." dedi eğilmiş yüzünü kızın yüzünün hizasına getirmişti. "Şimdi sende bana güven tamam mı?" dedi elini yanağına koyarak. Gece kafasını o tarafa yatırıp adamına avcunu öptü.
Akşam üstüne doğru Gece, Yamaç, Salih, Medet ve Sarp Dere'deki mekana gelmişlerdi. Sarp bir ıslık öttürdü "Ohooo burada her şey var? " dedi tüplere bakarak. Salih tezgahın başına geçmiş ellerini dayamış kafasını dikleştirmişti "Hey yavrum hey o tüpler öyle bir ustanın elinden geçti ki." dedi gururla. "Öyle mi? Nerede o usta şimdi zira çok ihtiyacımız olacak." dedi Sarp. Salih eliyle kendisini gösteriyordu. Sarp sorarcasına göz kırptı anlamayınca sinirlendi Salih "Benim ulan Allah Allah. Zamanında yaptık iyiydik de Allah bir daha yaptırtmasın diyeceğim ama aha buradayız yine." dedi. Gece dışında herkes gülümsemişti. Yamaç kızın yanına yaklaştı "Tamam artık asma suratını bulacağız bir yol." dedi. "İdris Babanın yüzüne nasıl bakacağım?" dedi Gece ve ekledi "Bak sakın söyleme, mekanı da söyleme." dedi. Yamaç güven verircesine gülümsedi kıza "Tamam ama sende lütfen benden bir şey saklama. Medet'e de kızma o bu konuda alaylı benden bir şey saklayamaz." dedi. Depo ile ilgili planlamayı yapıp mahalleye dönmüşlerdi ki kahvenin önünde bir kalabalık görüp durdular.
Önden Salih ve Yamaç koştu. Ardından Gece ve Sarp. "İdriiiissss benim mekanımdan adam alıp gitmek ne oluyor? Böyle mi bizim raconumuz?" dedi Celal. "Ben üslubuyla gelip ayağına sana sordum." dedi İdris iki adam karşılıklı iki yaşlı kurt gibi dikiliyordu. Celal ve yakın iki adamının karşısında İdris kendinden emin daha güçlü daha heybetliydi. Tam konuşmaya devam edecekti ki Sarp girdi araya "Kebapçı Celal. Kimsenin kimseyi kaçırdığı yok. Mekanımda mekanım diyorsun ama altındaki deliklerden haberin yok. Kaçtım dehlizlerden buraya geldim." Dedi Sarp iki adamın ortasında duruyordu. "Elin kolun bağlıyken öyle mi?" diye sordu Celal burnundan soluyordu. "Oda adamının dangalaklığı. Düzgün bağlayamadıysa." diye yanıtladı Sarp. Celal'in adamlarından kısa boylu olanı silahını çekmişti ki Sarp "Cık cık cık Celal benim veya buradan herhangi birinin kılına zarar veremezsin. Verdiğin an görüntün polise ulaşır bunu sende biliyorsun." dedi Sarp. Gülüşü zafer kazandığının nişanıydı. Celal duraksadı. "Senin derini yüzeceğim." dedi çocuğa doğru ardından İdris'e döndü "Öyle yada böyle bu iti barındırdın İdris. Bundan böyle dost most değiliz biline!" diyerek yürüyüp arabasına bindi.