Bölüm 87

545 34 7
                                    

87. BÖLÜM
"Nereye öyle alelacele?" diye sordu arabadan inen Salih. Yarasından dolayı hala hızlı hareket edemiyordu küçük adımlarla gelip durdu kardeşinin yanında. "Nazım'ın olabileceği bir adres bulduk ona bakmaya." Dedi Yamaç silahının şarjörünü kontrol edip beline koyarken. "İyi haydi o zaman." Diyerek yeniden arabasına yönelince Salih Yamaç kolunu tuttu "Hop hop sen nereye?" diyerek. "E dedin ya işte Nazım diye oraya." Dedi Salih gayet normal bir tonda. "Salih sen gelmiyorsun yaran daha iyileşmedi bırak iyileşmeyi patlatıp duruyorsun üstüne bir de. Mahallede kal sen. Hem gözümüz arkada kalmaz." Dedi Yamaç. Salih'in eli istemsiz karnına gitti "Peki tamam o vakit haberdar edin beni. Ölmeyin yaralanmayın ha." Diyerek kardeşinin omzuna vurdu. Yamaç abisine gülümseyip bekleyen adamlara döndü "Tamam mıyız gençler?" diye sordu arabaya doğru adımlarken. "Bilmem bensiz tamam mısınız?" diye bağırarak sokağın başında Kemal belirince yeniden durdu. Kemal öfkeliydi kaşlarının çatıklığı hala düzelmemişti. Çukur spor hırkasının cebine ellerini sokup Emmi, Selim ve Yamaç'ın karşısında durdu "Bu adam sizin eşinizi arkadaşınızı öldürdü sevgilini kaçırdıysa benimde abimi öldürüp can dostumu kaçırdı. Bana haber vermemek kardeşliğe sığıyor mu?" diye sordu. Yamaç Kemal'i ilk kez bu kadar aşırı ve gergin görmüştü "Oğlum biz ... sen... dinleniyorsun..." diye geveledi. "Dinleniyor muyum? Abi yapma Allah aşkına Amerikan filmi mi bu bizim dinlenmekle ne işimiz olur?" dedi. Yamaç uzanıp adamın omzuna vurdu "Doğru dinlenmek ne haddimize affet." Dedi Kemal anında toparlanmıştı "Eyvallah abi o adi tüm Çukur'un canını yaktı ama..." tek tek Selim, Yamaç ve Akın'ın gözlerine bakıp devam etti "Bizim canımızdan can kopardı." Yamaç bu defa elini adamın ensesine koyup alnını alnına yasladı "Canın canım, Canım canın. Kardeşiz, canız, tekiz." Dedi. Boşta kalan taraftan Kemal'de aynı pozisyonu aldı. "Canın canım. Canım canın. Kardeşiz, canız, tekiz." Dedi.

Gece tutulduğu odanın açılamayan penceresini eliyle yokladı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gece tutulduğu odanın açılamayan penceresini eliyle yokladı. "Kırılmaz ki bu ya." Diye söylendi kendi kendine. İçeri dönüp odada göz gezdirdi. Sadece oldukça rahat görünen bir kanepe, halı ve battaniyeler vardı. Battaniyelerden birini koluna sarıp birkaç kez vurdu cama ama tahmin ettiği gibi damperli camlardı ve kırılması neredeyse imkansızdı. Oflayarak gelip kanepeye bıraktı yeniden kendini.
"Pek bir hareket yok gibi." Dedi elindeki dürbün ile gizlendikleri yerden evi izleyen Cumali. "Geçen defa da bu şekilde yakalanmıştı burada olsa bile dikkat çekici bir hareketlilik göstermez." Dedi Selim. "Göt korkusundan yanında yüz adamla geziyor nereye hareketlilik olmaz." Diye terslendi Cumali. "Girip bakacağız abiler." Dedi beklemekten sıkılan Yamaç. Kemal, Meke ve Celasun'da dünden razıydı dalmaya. "Durun oğlum öyle dangul dungul nereye? Sadece Nazım'ı almak olsa mevzu buyurun unutuyorsunuz galiba Gece elinde onu almak önceliğimiz." Diye çıkışınca Selim durakladılar. Yamaç olduğu yere çöktü yeniden.
"Gel." Dedi Karaca çalınan kapıya dönerek. Yatağının üzerinde oturuyordu öylece. "Nasılsın?" diyerek gelip ayak ucuna oturdu Aylin. Karaca duruşunu bozmadan baştan savma cevapladı kızı "Bir şey lazım mı? Ne bileyim istediğin bir şey falan var mı?" diye sordu kız yeniden. "Aylin abla benimle ilgilenmek zorunda değilsin." Dedi Karaca terslenerek. "Seninle ilgilenmiyorum canım sıkıldı öyle yanına geldim." Dedi Aylin oda hiç altta kalır değildi. Bir süre sonra Karaca haksızlık ettiğini düşünüp" Özür dilerim ben gerginim." Dedi. Kız gülümsedi "Haklı olarak. Sorun değil. Anlatsana neler yapıyorsun Karaca uzun zaman oldu görüşmeyeli. Çok güzel bir genç kız olmuşsun." diyerek  yatağa uzandı Aylin. "Aynı okul bitti işte evdeyim ne yapacağım falan bilmiyorum bir planım bir hayalim yok." Dedi Karaca. "Hayalin mi yok? O nasıl iş ya?" dedi Aylin şaşırarak. Kız imalı bir şekilde güldü. "Çukur'da en son hayal sizin dönemizde kuruldu galiba. Sen amcam ve Gece ablam. En azından bu evde artık kimse hayal kurmuyor." Dedi.

Aylin istediği cümleyi yakalamıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aylin istediği cümleyi yakalamıştı. "Ben Yamaç Gece... sence bizim hayallerimiz gerçekleşti mi?" diye sordu. Karaca geri yaslandı "Seni bilmiyorum. Ama amcam ve Gece abla... onların hayalleri gerçekleşecek inşallah." Dedi. Aylin dudaklarını ısırdı "Onlar... ııı beraber mi?" diye sordu. Karaca kızı anlamıştı ama renk vermedi. "Onlar bir masal." Dedi gülümseyerek. "Yok hani Yamaç eşini yeni kaybetti falan ya." Diye kekeledi kız. "Sena abla çok başkaydı. Amcam onu çok seviyordu evet ama Gece ablama hep aşık her zamanki gibi hatırlarsın." Dedi göz kırparak. Kızın yüzü düşmüştü "Umarım mutlu sona ulaşırlar." Dedi. "Ulaşacaklar hiç şüphem yok. Senin de olmasın bence bunlarla sıkma o güzel canını sen." Dedi Karaca. Aylin'e böyle saldırmak hoşuna gidiyordu. Çocukluktan beri hiç sevmezdi onu. Yamaç'a karşı duyguları olduğunu annesi ile konuşurken duymuştu Gece'ye olan düşkünlüğünden o gün bugündür nefret etmişti Aylin'den. "Ben niye sıkayım canımı ya deli mi ne ?" dedi Aylin toparlanırken. "Tabi canım benim de aşık olduğum adam aşık olduğu kadın ile mutlu olsa bende sıkmazdım canımı." Dedi Karaca. Fazlası ile acımasızdı. "Kendine gel Karaca hakarete giriyor artık tavrın." Dedi Aylin ayağa kalkıp. "Aylin abla gerçekten amcama aşık değil miydin yani? Benim ağzımı aramaya gelmedin mi buraya?" dedi Karaca oda ayağa kalkmıştı. "O küçük beyninde ne dönüyor zerrece fikrim yok. Ama hayal kurmak konusunda üzüldüm gerçekten zira baya geniş bir hayal dünyan var belli ki kendin için değerlendirebilirdin. Ama seni merakta bırakmayacağım amcan ile aramızda bir aşk mevzusu olduğu doğru. Bak dikkat et aramızda diyorum. Öyle boyundan büyük laflar edip bence boşuna sivrilme. Hadi canım pelüş oyuncağına sarıl yat sen." Diyerek çıktı odadan.
Koridorda hırsla saçlarını geri atmıştı ki misafir odasının kapısında elinde sepetle duran Saadet'le karşılaştı. "Hayırdır?" diye sordu kadın. "Yok bir şey sen ne yapıyorsun?" dedi Aylin sepeti göstererek. "Çarşafları değişecektim." Dedi Saadet. "Gerek yok buradayım ben biraz daha değişirim gerekirse." Diyerek odaya girip kapıyı kapattı. "Allah allah bir sen eksiktin zaten." Diye söylenerek dönmüştü ki Saadet Damla çıktı odasından.


"Ne oluyor?" diye sordu yanına gelip. "Bir Aylin hanımımız eksikti zaten." Dedi kadın sinirle. "Siz bu kızı niye sevmiyorsunuz ya Karaca'da bir tripli gibi." Dedi Damla. Saadet sepeti yere koyup ellerini beline koydu. "Zamanında rahmetli Ayşe bunu Yamaç'a yapmaya çalıştı. E malum biz Gece'ciyiz. Ondan mütevellit bir gıcıklığımız var." Dedi gülerek. "Alemsiniz valla." Dedi Damla tam geri dönmüştü ki karnına giren sancıyla "Ahhh." Dedi. Saadet hemen koşup tuttu kadını "İyi misin ne oldu?" dedi panikle. "Yok yok bir şey malum sekiz ay artık kasılmalar sıklaştı." Dedi Damla. "İyi hadi dinlen sen." Diyerek tekrar sepetini alıp alt kata indi Saadet. Tam son basamağı da inmişti ki  Damla'nın feryadı ile olduğu yerde donup kaldı.
Koçovalılar yaklaşık bir saattir evi gözlüyor kendi aralarında girip girmeme konusunda tartışıyorlardı. "Burada kimse yok eminim artık." Dedi Cumali dürbünü kenara bırakıp. O sırada Nazım'ın siyah jipi bahçeye yanaşmıştı. "Ananı avradını valla geldi." Dedi Meke elindeki dürbünü Yamaç'a uzatarak. Araç kapıya sıfır bir şekilde durmuş bir adamla hızla içeri girmişti. Bahçede bekleyen dört beş adam kalmıştı. "Hadi bismillah." Dedi silahına kurşun süren  Cumali. Diğerleri de ayaklanmıştı. Birkaç dakika içinde Çukur ekibi bahçeye süzülmüş görünürdeki adamları indirmiş eve girmişlerdi. İçerde de birkaç adamı indirdikten sonra "Nerdesin lan piç kurusu?" diye söylendi Yamaç.  Tam o an da "Bıraksanıza oğlum. Çağırın patronunuz gelsin lan." Diye bağıran Gece'nin sesiyle gülümsedi Yamaç.  Sesin geldiği yeri kestirmeye çalışıyorlardı. Burası oldukça büyük ve fazlaca odaya sahip bir evdi.  "Ulan Nazım öldürsene beni niye saklıyorsun hala?" diye bağırıyordu Gece. Herkes odaların kapılarını açıyor içeriyi kontrol ediyordu. Üst katta pervazın sonundaki odanın kapısına uzandı Celasun. "Hepinizi öldürücem lan." Diye bağırdı Gece yeniden. "Abi abi burda." Dedi çocuk heyecanla. Herkes o tarafa koşturmuştu Celasun kapının kolunu indirip içeri adım attığı an duyduğu sinyal sesiyle durakladı korkuyla arkasına dönüp "Gelmeyin tuzak bomba var." Diye bağırdı ama tam o anda büyük bir gürültüyle infilak etti bomba.

💭 YORUMLARINIZI EKSİK ETMEZ FİKİRLERİNİZİ PAYLAŞIRSANIZ ÇOK SEVİNİRİM 🙏

Çukur'da Bir GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin