BÖLÜM 4Gece yüzüne vuran güneş ışığıyla açtı gözlerini. Uzun zamandır böylesine derin uyumamıştı. Yatakta gerildi bedenini serbest bırakıp sağına dönünce komodinin üzerinde duran saati görüp aceleyle fırladı yataktan. Kapıya duvarlara çarpa çarpa içeri koşturdu bir yandan da "Saadet Abla" diye bağırıyordu. Elindeki çaydanlığı masaya bırakan Saadet endişeyle dönüp salon kapısında dikilen kıza baktı "Ne oldu kız kabus falan mı gördün?" Gece yüzüne gelen saçları toplayıp geri attı. "Ha yok.. aksine ilk defa görmedim" dedi. "Eee ne bağırıyorsun sabah sabah?" o sırada Salih kucağında oğulları İdris ile salona girdi. "Günaydın Sadiş" dedi karısının saçlarını öperek, bebeği sandalyesine oturtup Gece'ye döndü. "Sana da Günaydın yabancı. Sadiş buda senin Medet'in sanırsam." dedi. Saadet güldü " Hadi hadi oturun sofraya." diyerek çayları doldurdu. "Medet ne be?" diyerek masaya oturdu Gece. "Aman işte Salih abinin yaveri gibi bir şey. Sen niye sesleniyordun bana hayırdır?" dedi Saadet. "Ha şey ben saati görünce korktum ne bileyim Sultan Anne kızar ya öğlene kalmamıza." dedi. "Ha yok aman bir şey olmaz hele sana hiçbir şey demez." dedi kadın. Salih çayından büyükçe bir yudum alıp Gece'ye döndü "Eeee küçük hanım kimsenin bizi doğru düzgün tanıştıracağı yok. Kendi seromonimizi kendimiz yapıp memnun olalım. Kimsin canım sen?" dedi. Gece lokmasını yutmaya çalışarak "Sen kimsiniz asıl? " dedi Salih güldü. "Doğru tespit canım ben iki kişiyim isteyene Salih Koçovalı isteyene Vartolu Saadettin" dedi. "Heeee... O zaman canım ben c diyorum Saadet ablanın kocası." diye karşılık verdi Gece. Salih'in gülmesi iyiden iyiye yayılmıştı yüzüne. "Bak hele bak." dedi kızın tabağına biraz daha melemen koyarken. Gece de gülümsüyordu şimdi. "Gece ben... Bir Koçovalı değiliz tabi ama Karadağlıyız bizde Gece Karadağlı." dedi. Saadet karıştı söze "Gece rahmetli Paşa'nın kızı" dedi. Salih elindeki bardağı masaya bırakırken yüzünü buruşturdu "Eyyyy! Ben senin babanı hiç sevmezdim." diyerek. "O niye o?" dedi Gece hala büyük bir iştahla ağzına bir şeyler atıyordu. Salih çatalını salladı "Amaaan uzun hikaye." dedi. "Sen nerelerdeydin hiç duymadım ben seni?" diye sordu adam. Gece çayından höpürdeterek koca bir yudum çekti. "Bir gün orda bir gün burada ama genel olarak Avrupa diyebiliriz" dedi. "Allah Allah ya bak sen olaya kötü vezirin kızı ha?" diye kendi kendine söylendi Salih." Kötü vezir?" diye sorarak güldü Gece. "Anlatırım ben sana." dedi Saadet. "Öğrenci falan mısın?" dedi Salih. Gece lokmasını yutarken "Yok kiralık katilim ben." dedi gayet normal bir tonda. Vartolu bir kıza bir Saadete baktı. Saadet güldü "İlahi Gece... Gece biyolog uzun zamandır da Roma'da yaşıyordu. Çok şükür döndü artık." dedi. Vartolu kaşlarını kaldırarak anladım manasında işaret yaptı. "Yani temelli değil ama biraz daha buralardayım." dedi kız. "Evli misin sen?" diye sordu Vartolu. Onaylar anlamda başını salladı Gece. Saadet şok içinde kıza döndü. "Tüh yavvv birine ne kadar da yakıştırmıştım ben seni" dedi adam. "Ne demek evliyim. Gece yoksa ..." diyerek ellerini ağzına götürdü Saadet. " Allah aşkına Saadet abla tabi ki evliyim çok şükür bir evim var. Sende evlisin aha bu bebe bile evli. Haaa nikahlı mısın diye sorarsanız hayır." dedi Gece çay bardağını eline alıp arkasına yaslandı. Vartolu bir kıza bir Saadete bakıp olayı kavradı "Haaaaa öyle diyorsun.... E bak valla çok yakıştırdım ben .... Huyu suyu da benziyor" dedi. Saadet kocasına göz kaş işareti yapıp susturdu. "Ben seni sevdim ha Saadet ablamın kocası Vartolu Salih abi." dedi Gece. Vartolu kahkaha attı "Kız ben senin babanı hiç sevmezdim ama galiba bende seni sevdim." dedi. O sırada kapı güçlü bir şekilde yumruklandı. Saadet ve Salih birbirlerine baktılar. Gece ironik bir şekilde güldü "Abi bir düzen hiç mi değişmez ya?" diye mırıldandı. Salih çocuğu Saadet'e verip kapıyı açmaya gitti. Gelen Yamaç'tı. "Yav canım kardeşim gelsene bizde tam ablan yeğenin ve bu kiralık katille kahvaltı yapıyorduk." dedi Salih. Yamaç gözlerini kıstı "Kiralık katil mi?" diye sordu. "Evet şu babasını sevmediğim ama kendisine kanımın kaynadığı kız." dedi. "Gece'mi burada?" dedi Yamaç. "Hehhh Gece Gece. Gel Yamaç'cığım buyur içeri " dedi sesini içeri duyurmaya çalıştığı çok belliydi. Yamaç bir adım ileri atıp durdu. "Çok işimiz var hadi yediysen gidelim şu Yücel ile ilgili bilgi toplayacaktı çocuklar." dedi. Salih içeri dönüp ceketini aldı. Karısını ve oğlunu öpüp Gece'ye döndü "Canım görüşürüz Yamaç'a söylemek istediğin bir şey varsa ileteyim" dedi. Gece gözlerini kısıp tek kaşını kaldırdı "Ona de ki Gece Dirty Dancing 'i izlemiş." Vartolu kızın ne dediğini tam olarak anlayamasa da kafasını sallayıp çıktı.
Saadet çayları tazeleyip Gece'nin karşısına oturdu. "Eeee ne var ne yok konuştunuz mu hiç Yamaç'la?" dedi. "Tabi canım." dedi kız . Saadet soran gözlerle bakmaya devam ediyordu. Gece iç geçirdi "Allah aşkına Saadet abla ne konuşacağız biz?" dedi. "Ne demek ne konuşacağız ? Gece sizin bakışlarınızdan ortalık alev alırken bir anda kesip irtibatı ikinizde kayboldunuz gittiniz. Yoksa siz görüştünüz mü o arada?" dedi Saadet. "Yok be ne görüşeceğiz. Evi de beni de terk edip gitti işte sonrası bu." derken iç geçirmişti Gece. "Sonradan yanına gittiğini demedin hiç değil mi?" dedi Saadet. Gece gergin olduğu zamanlarda yaptığı gibi saçlarını topladı "Niye söyleyeyim? Ya da ne diyeyim? Aaa ben sonradan köpek gibi pişman oldum zaten babam da beni göndermeye yer arıyormuş ben düştüm peşine geldim ama sen barlarda kızlarla takılıyordun mu deseydim? " Saadet omuz silkti " Deseydin belki başkaydı durum." dedi. Gece ters bir bakış attı kadına. Kısa bir süre sustular. Gece'nin sormak istediği çok şey vardı aslında ama neye nereden başlayacağını bilmiyordu. "Sena..." dedi kısık bir sesle. "Tıpkı sana benziyordu." dedi Saadet ve devam etti "iyi kızdı... Güzel kızdı...Toprağı bol olsun." Gece saçlarını çözdü "Amin... Yamaç... çok dağılmıştır." dedi. "Dağılmaz mı ya...perişan oldu çocuk." dedi Saadet Gece'nin tepkilerini izliyordu bir yandan "Bu Yücel dedikleri mi sebep?" diye sordu kız. Kafasını salladı Saadet. Gece susmuştu. " Ama tabi herkesin yeri ayrı." diye ekledi kadın. Kısa bir sessizlikten sonra ayaklandı Gece. "Gideyim ben biraz da mahalleyi dolanayım." diyerek üzerini değişmeye gitti. Geri döndüğünde Saadet kapının ağzında kollarını kavuşturmuş dikiliyordu "Sen de bir haller var." dedi. Gece postallarını ayağına geçiriyordu " Ne hali be?" dedi. "Bak işte soruya soruyla karşılık veriyorsun klasik Gece." Gece belini düzeltip deri montunu üzerine geçirdi "Ne hali olacak Allah aşkına Sadiş sende ha!" diyerek eğilip kadını öptü. "Hadi ben kaçtım." diyerek çıktı kapıdan. Birkaç adım gitmişti ki geri döndü "Ablalar kardeşlerini her koşulda sever değil mi?" diye sordu Saadet'e. Gülümsedi kadın "Sever tabi ya." diye karşılık verdi. "Ne yaparsa yapsın... Büyük hatalar yanlışlar da yapsa da mI?" dedi küçük bir kız çocuğu gibiydi. " Büyük hatalar yanlışlar da yapsa da." dedi Saadet. Gece kadına sarıldı sıkıca. Kollarını gevşetince gülümsedi ve koşar adım gözden kayboldu...