118.BÖLÜM"Saadet nasıl?" diye sordu Selim hastanenin kapısından yan yana içeri giriyorlardı. "İyi iyi şükür. Sağolsun Sultan anne el attı da mevzuya çözüldü." Dedi Salih geçmesi için kardeşine kapıyı tutarken. O sırada Gece montunun yakasını çekiştirerek onlara doğru yürüyordu. "Hayırdır süt kız?" dedi Salih göz kırparak. "Yamaç'tan haberi olan var mı?" diye sordu Gece adamlara dönmüştü yüzünü. "Yooo görmedik hiç bugün." Dedi Selim. "Evet görmedik. Gerçi Cumali bey abide yok ortada beraberlerdir belki. Bir durum yok ya?" diye sordu Salih. Gece sonunda fermuarı düzeltmiş montunun önünü kapatıyordu "Yok ya akşam biraz atıştık sonra bu mevzu falan göremedim hiç. Tiripli zaar telefonumu da açmıyor." Dedi. Ardından bir iki adım uzaklaşıp yeniden adamlara döndü yüzünü "Siz buradaysanız ben şu üstümü başımı bir değiştireyim eve geçeyim." Adamlar kızı kafasıyla onaylayıp içeri devam etiler. Gece kapının önünde duran gençlerden anahtar almış arabanın kapısına uzanmıştı ki hastaneden çıkan Sarp'ı fark edip "Şişşş! Koca oğlan." Diye seslendi. Sarp sesle durup etrafına bakınınca arabaya yaslanmış kendisine gülümseyen Gece'yi görüp aynı gülümseme ile kıza doğru yürüdü.
"Lan sen baya Çukur'lu oldun ha." Dedi Gece kollarını göğsünde birleştirirken. Sarp kaşlarını çatıp baktı kıza. "Ne alaka lan?" derken. "Baksana Kemal yaralandı soluğu hastanede almışsın." Diyerek güldü Gece. Sarp aslında kendisi için gelmişti ama durumu hemen kıvırdı. "Ne olmuş yani birlikte halı saha yapmış, çay içmişliğimiz var neticede. Hadi bin bin dondu götüm." Diyerek kızı arabaya itekledi.
Gece Sarp'ı eve bırakmış Koçovalı hanesine dönmüştü. Botlarını ayakkabılığa koyarken merdivenlerden aşağı inen Aylin'in sesi çalındı kulağına. "Tamam orada bekle geliyorum on dakikaya." Deyip kapadı kız telefonu. "Hayrola kıvırcık nereye böyle?" dedi Gece montunu da asmış içeri giriyordu. Aylin kıza cevap vermedi. Onun olduğu tarafa dahi bakmıyordu. "Hahh Gece geldin mi kızım?" diyerek Sultan çıktı o sıra mutfaktan. "Sultan anne ben Selma'nın yanına gidiyorum dün akşam yarım kalan işler var dedim ya günah yardımcı olayım kıza." Dedi Aylin. "E iyi madem Salim'e söyle bıraksın seni." Dedi Sultan. "Salim yok anne kapıda Cumali abi kahveye çağırmış." Dedi Gece. Aylin hemen atıldı söze "Gerek yok anne zaten valla az yürümüş olayım ben iki adımlık yol kilo aldım baksana halime." Derken montunu giymişti bile. Sultan daha fazla üstelemedi. "Kemal nasıl?" diye sordu üst kata yönelen Gece'ye. "İyi anne iyi çok şükür akşama çıkaracak doktor." Diye yanıtladı kız. Tekrar merdivenlere dönmüştü ki geri döndü "Anne Yamaç'ı gördün mü?" diye sordu. "Gördüm oda çıkalı çok olmadı." Dedi Sultan mutfağa doğru giderken.
"Ne oluyor oğlum?" diye sordu Selim kahvenin kapısındaki hareketliliği görünce. Salih hızlı adımlarla içeri girmişti. Cumali gençleri toplamış lastik top misali bir oraya bir buraya adımlıyordu. "Abi ne oluyor?" diye sordu Selim. "Abi dün gece çıkan sevkiyatı patlatmışlar." Dedi Ecevit. "Hadi yaa son zamanların en iyi işiydi." Diyerek hayıflandı Selim. "Polis mi?" diye sordu Salih. "Yok polis olsa hadi neyse diyeceğim de kim olduğu belli bile değil." Dedi Cumali. "Yamaç'ta bu işin peşinde tabi ondan yok piyasada." Diye mırıldandı Salih. "Yok o ortada sanmıyorum haberi olsun." Dedi Cumali. Salih ve Selim birbirine baktı kısa bir an. Ardından Selim telefonunu çıkarıp kardeşinin numarasını tuşladı yeniden.