Gece berberin önünde oturan Meke, Celasun ve Kemal'e eliyle selam verip kahvenin kapısından içeri kafasını uzattı. "Kimse yok muuuu?" diye seslenerek. Ocağın arkasından çıkan Yamaç "Sana kim lazım?" diye terslendi. Gece elleri ceplerinde içeri doğru yürüdü. "Hehhh çok güzel tersimizin de tersinden kalmışız bu sabah belli." dedi. Yamaç kapının hemen önünde duran arkasından vuran güneş ışığıyla parıldayan kızdan gözlerini alamadı bir süre. Kızıl kahve saçlarını yarım toplamış kalan bukleleri omuzlarından akmıştı. Üzerindeki siyah pantolon ve bol gri tişört ince uzun ve şekilli bedenine çok yakışmıştı. Siyah deri montu asi havasını tamamlamıştı. Makyaj yapmazdı Gece ama küçük dolgun dudaklarına oldum olası nemlendirici sürerdi. İri ela gözleri ve uzun kirpikleri bakışlarına anlam katar karşısındakini daima etkilerdi. Yamaç'ın nezdinde çok güzeldi Gece bunu bir kere daha fark etmişti. "Ne bakıyorsun?" diye terslenip masaya yaslandı kız. Yamaç düşüncelerinden sıyrılmak ister gibi kafasını sallayıp kızın yaslandığı masanın öteki ucuna oturdu. "Niye geldin yine?" dedi hala çok ters ve sertti. Gece cevap vermedi bu kavgaya girmek artık canını çok sıkıyordu. "Tamam evde oturma çok sıkılıyorsan sana bir iş ayarlayalım. Ama buraya gelip durma" dedi Yamaç. Gece hala tepkisizdi. "Kime diyorum acaba ben hu huuuuu." Gece o sırada kapıdan dışarı bakıyordu. Birden ayağa kalktı. "Madem buraya gelmememi işlerine karışmamamı istiyorsun o zaman beni yeneceksin Yamaç Koçovalı. Beni yeneceksin ki sözünü dinleyeyim." Dedi kalkmış kapıya yürümüştü. Sokağa çıktı montunu ve silahını çıkarıp kapının önündeki sandalyenin üzerine koydu. Geriye doğru birkaç adım atıp yüzü kahveye dönük bir şekilde "Hadi Koçovalı Yamaç beni yen, sözünü dinlet... Al sana bir fırsat." dedi.Yamaç elindeki çay bardağını masaya bırakıp yerinden kalktı. Ağır adımlarla kapıya gelip durdu. Sokaktakiler neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. O esnada Cumali, Salih ve Selim'de gelmiş arabadan iniyordu. " Ananı satiiimmmm mevzuya gel." dedi Meke. Celasun henüz anlamamıştı. Kemal şaşkınlıktan elini ağzına götürmüştü. "Gir içeri." dedi Yamaç ama Gece gazını almıştı asla geri adım atmazdı. "Sana fırsat veriyorum işte beni yen sözünü dinlet." dedi Gece yeniden. "Çocuklaşma Gece gir içeri!" Yamaç sesini bir ton daha yükseltmişti. "Karar ver ulan gireyim mi o kahveye girmeyeyim mi? Ne oldu sen bir korktun herhalde." diye karşılık verdi Gece artık oda sinirini saklamıyordu. Mahalleli çocukluklarını, gençliklerini bildikleri iki genci pür dikkat izliyordu. Yamaç ağır hareketlerle ceketini çıkarıp birkaç adım öne geldi. "Allahıma ben Gece ablaya 100 lira basarım." dedi Meke. Celasun çocuğun kafasına vurdu "Saçmalama lan Yamaç abi karşısındaki." dedi Kemal kıkırdıyordu "He heee Yamaç abi." dedi. "Hooop gençler serin gelin! " diye bağırdı Cumali bir iki adım onlara doğru yaklaşarak. Yamaç eliyle durdurdu abisini. Selim ile Salih otomobile yaslanmışlardı "Çekirdek olaydı ya." dedi Selim bu sahne onu oldukça keyiflendirmişti.
Gece ve Yamaç karşılıklı kavga pozisyonu almış birbirlerini süzüyorlardı. İkisi de öfkeliydi bakışları birbirini delip geçiyordu. Gece eliyle gel işareti yaptı Yamaç'a adam tepki vermedi. En sonunda suskunluğu Gece bozdu ve sağlı sollu yumruk darbeleriyle saldırdı. Yamaç yumrukları ustaca karşıladı kız minicik bir an boşluk verdiğinde karşı atağa geçti ama Gece 'de en az onun kadar dikkatliydi. Yamaç'ın yumruklarına oldukça atletik bir şekilde sağa sola eğilerek karşılık verdi Gece. Yamaç'ın bir anlık durgunluğunda burnuna geçirdi yumruğunu. Adam geri geri sendeledi. Gece yumruklarını indirmişti ki Yamaç'ın darbesiyle yere yığıldı. "Hahahaha öğreniyorsun bebeee." diye güldü yattığı yerde. Yamaç dönüp kıza baktı burnundan kan süzülüyordu. Elini burnuna götürüp kanını sildi Gece. " Ama yavaş öğreniyorsun." diye cümlesini tamamlayıp bacaklarını hemen önünde dikilen Yamaç'ın bacaklarına dolayıp adamı yere serdi. Bir dakika kadar yerde yan yana yattılar. İzleyicilerinden heyecanlı sesler işitiliyordu. İlk ayaklanan Gece oldu. Yamaç 'ta ardından hemen kalktı ve bu defa o saldırdı. Gece gelen yumrukları çok seri bir şekilde geçiştirdi. Anlık bir hareketle kolunu Yamaç 'ın boynuna koyup adamla arasında kendisinin yönettiği bir mesafe açtı. Yamaç bu hareketi yemiş olmasına öfkeyle bağırdı. Kız artık son hamlesine geçmişti adamı kendi etrafında döndürüp kolunu arkasına çevirdi. Yamaç bu hareketle ayakta kalma kabiliyetini de kaybetmiş oldu. Gece boşta kalan eliyle saçlarını kavradı. Dizleri üstüne çökmüş ağzı burnu kan içinde kalmıştı Yamaç'ın "Bana beni yendiğinde emir verebilirsin Yamaç Koçovalı. Gece Karadağlı ben ... Hatırlamışsındır" dedi Gece kulağına eğilmişti. Cümlesini bitirdikten sonra hafifçe öne ittirip bıraktı adamı. Sendeleyerek silahı ve montuna doğru yürüdü. Dudağı ve kaşının kenarı patlamıştı. Elinin tersiyle ağzını sildi. Montunu aldı silahını beline koydu. Hala bıraktığı yerde duran Yamaç'a baktı yürümek için döndüğünde abileri görüp selam verdi.
"Valla ben 1000 lira basarım ablaya... Bu ne yaaa." dedi Celasun. "Ne oldu tirrekkk bir şey biliyoruz da diyoruz herhalde." dedi Meke. Celasun'un gözü hayranlıkta giden kızın ardından bakan Kemal'e ilişti. Genç adam bir acaba diye geçirdi aklından Kemal'e bakakalmıştı. İzlendiğini gören Kemal hızlıca toparladı kendini.
Gece ağır adımlarla kahveden uzaklaşırken ağlamamak için kendisini zor tutuyordu. O sırada cebinde titreyen telefonu fark etti. Arayan Yücel'di. "Söyle." diyerek açtı telefonu. "Fazla ara verdik... Başlıyoruz." dedi Yücel Gece son kez dönüp arkasına baktı "Durduğumuz kabahat" diyerek telefonu kapattı...