78.Bölüm
"Kardeşlik böyle bir şey işte. Bile isteye uyuttuğumuz adam kardeşini duyunca canlandı. Neyse ki korktuğumuz gibi bedensel bir durum yok. Net bir şekilde geçmiş olsun diyebilirim artık." Dedi doktor. Gece ve Saadet birbirlerine sarılırken Yamaç yüzünü sıvazlayıp "Şükürler olsun." Dedi. "Kardeş." Diyen Selim'in sesiyle koridora döndüğünde hemen hemen tüm Çukur'un da ardı sıra geldiğini görüp elinde olmadan gülümsedi. "Allah bize bağışladı." Dedi Cumali Yamaç'ın omzuna vurarak. "Ne zaman odaya alacaklar?" diye sordu Emmi. "Bir saate kadar." Dedi Yamaç o sırada gözüyle etrafı tarıyordu. "Medet nerede?" diye sordu Celasun'a dönüp. "Abi görmedim hiç ben." Diye kekeledi çocuk. "Aklınıza da gelmedi hiç?" dedi Yamaç iğneleyerek. Celasun boynunu büktü. "Gidin her taşın altına her eve her deliğe bakın bulun Medet'i. Adamın Salih'ten başka kimi var? Mahvolmuştur." Dedi tekrar Celasun'a bakarak. "Tamam abi." Diyerek fırladı çocuk. Kalabalığın arasında bir an göz göze geldi Gece ve Yamaç. Kısa bir süre bakıştıktan sonra koşup sarıldılar birbirlerine. "Özür dilerim." Diye fısıldadı Gece. Yamaç yüzünü kızın boynuna gömdü. Damla'nın öksürük sesiyle birbirlerinden ayrıldıklarında Cumali'nin tek kaşı havada bakışıyla karşılaşıp hızla çektiler ellerini birbirlerinin üzerinden. Adam gelip Gece'yi arkasına aldıktan sonra Yamaç'a döndü "Sen bu kızı benden istemeden öyle zırt pırt sarılıp edemezsin koçum." Dedi. Yamaç, Gece ve Damla güldüler. "Senden izin mi alacak?" diye sordu Damla. "Heee alacak. Kız benim kızım gönlü varsa alır anasını abisini gelir ister." Dedi. "Üst katta sağdan üçüncü oda. Tercihimiz bitter çikolata ve papatya." Dedi Damla gülerek. O sırada Salih'in kapısı açılmıştı. "Lütfen hep birlikte girmeyin. Sırayla. Bu arada Gece kim? Onu görmek istiyor." Dedi doktor. Gece Yamaç'la bakışıp hızla içeri girdi. Salih karyolada etrafı aletlerle dolu yatırıyordu. Yüzünde gergin bir ifade vardı. "Geçmiş olsun." Dedi kız baş ucunda durarak. "Geçmiyor." Dedi Salih güçlükle. Gece eğilip yüzünü adamın seviyesine getirdi."Geçecek. Ne izledin biliyorum ama sana yemin ederim gerçek o değil. Ben her iki videoyu da izledim. Senin izlediğin üzerinde oynanmış hali. Bana iki gün ver Salih abi orjinalini bulup getireceğim sana." Dedi kız bir çırpıda. Salih fazlasıyla ifadesizdi. "Neden sana güveneyim? Sonuçta o senin sevdiğin. Ve bir aydır bildiğin halde benden saklıyorsun o olduğunu" Dedi kesik kesik. "Bana güven çünkü aslında ona güveniyorsun. Bunun doğru olmadığını biliyorsun. Bu halde sen çözemeyeceğine göre bırak ben sana ispatlayayım." Dedi kız. Salih bu defa gözleri dolu dolu baktı kız "Beni öldürme Gece. Salih Koçovalı'yı öldürme." Dedi. Gece kafasını salladı. "Getireceğim." Dedi sessizce. O esnada Saadet ve küçük İdris girmişti içeri. Gece ayağa kalkıp geri geri çıktı odadan. Saadet ağlamaklı bir halde az önce Gece'nin durduğu yerde duruyordu. "Bana döndün. Bize döndün." Dedi. Salih gözleriyle onayladı kadını. "Salih. Ben... Seni çok seviyorum." Diyerek ağlamaya başladı Saadet. Adam uzanıp kadını yanına oturttu. Oğlunun yanağını okşadı. "Henüz değil Sadiş. Bu fani bedenim döndü şimdilik. Ama Salih mi Saadettin mi dönecek onu göreceğiz." Dedi adam.
Gece hastanenin merdivenlerinden inerken Akın'ın numarasını tuşlayıp telefonu kulağına kaldırdı. Birkaç çalma sesinin ardından cevapladı Akın. "Salih biliyor öğrenmiş ama dediğim gibi çakma videoyu izlemiş. Akın bir şey yapmamız lazım. Gözlerinde şimşekler çakıyor. Nazım dı oydu buydu derken kendi içimizde kaybolup gideceğiz." Dedi nefes nefese. "Abla bu iş öyle ofis aramakla falan olmuyor işte gördün. Nasıl alıcaz videoyu üstelik şimdi birde orjinali mevzusu çıktı başımıza." Dedi çocuk kahvede oturuyordu. "Bilmiyorum bilmiyorum." Diye inledi Gece. Dışarı çıkmış yürüyordu ki elleri arkasında duran Yamaç'ı görüp "Ben arıcam snei buluşup bakıcaz bir çaresine." Diyerek kapadı telefonu. "Ne zamandır biliyorsunuz?" dedi adam.
Derin bir nefes bıraktı Gece "Seni bulduğum ilk akşamdan beridir." Dedi. "Başka kim?" diye sordu Yamaç "Ben ve Akın biliyorduk en baştan beridir. Ama Salih yeni öğrendi. İçimizden biri diye biliyordu ama net olarak kim olduğunu videoyu izleyince öğrendi." Dedi kız. "Ne videosu?" diye sordu Yamaç şaşkınlıkla. "Olanların görüntüleri işte." Dedi Gece sesi düşmüştü. Yamaç yüzünü sıvazladı. "Sizi bununla tehdit etti." Dedi durumu kavramıştı. Gece kafasını salladı. "Sende beni korumak için görüştün onunla?" Dedi Yamaç öfkelenmişti. "Yamaç iş çok değişti. Şerefsiz video ile oynamış. Salih'in izlediği video bambaşka bir şey. Nefret dolu şuan ki izledikleri ile haksız da sayılmaz. Bir yol bulmamız o görüntüleri almamız lazım." Dedi Gece. Yamaç yeniden dikleşti. "Karışmayacaksınız ben halledicem." Dedi. Gece bu sesi bu duruşu biliyordu inatlaşmanın zamanı değildi. Yaklaşıp adamın üzerini kokladı ardından imalı bir şekilde güldü. "Güneş'i ne zamandır tanıyorsun?" diye sordu birden. Yamaç tedirgin olmuştu "Ne alakası var?" diye sordu geri çekilerek. "Hiç alıp Çukur'a yerleştirecek kadar ne olmuş olabilir?" dedi Gece ellerini cebine koyarken. "Zor durumda bende yardım ettim." Diyerek kestirip attı Yamaç. "O kadar?" dedi Gece inatla tek kaşını kaldırarak. "Ne olabilir başka?" diye sordu adam yürümeye başlamıştı. "Gel buraya gel. Bitirmedim daha." Dedi Gece adamın peşine düşerek. "Kıskançlığın zamanı değil Gece." Dedi Yamaç ardına bakmadan adımlarını hızlandırıp uzaklaştı. "Kıskançlık mı?" diye bağırdı kız ama Yamaç çoktan arabasına binmişti.
Celasun kahvenin bulunduğu binanın çatı katına çıktığında duyduğu ağlama sesi ile derin bir oh çekip Meke'ye baktı. "Neden ilk önce kaldığı yere bakmayıp bütün mahalleyi gezdik acaba?" dedi Meke sinirle. "Yürü hadi." Diyerek içeri çekti Celasun arkadaşını. Medet tek kişilik divanın üzerinde oturmuş ağlıyor elindeki fotoğraflara bakıyordu. "Medet nerelerdesin sen Salih abi seni arıyor." Dedi Meke neşeli olmaya özen gösterek. Adam elindeki fotoğrafı kaldırıp gösterdi "Burası Urfa bak. Balıklı göl de sıra gecesi. Bir kamyon dayak yemiştik bu fotoğraf çekildikten sonra." Dedi. iki arkadaş birbirine baktılar."Yenilerini de yersiniz inşallah. Hadi kalk hastaneye gidelim. Abin bekler." Dedi Celasun. Adam ikinci fotoğrafı kaldırdı "Bak burada da Mardin'deyiz." Dedi Medet. "Sıyırmış bu yakmış yine balataları." Dedi Celasun Meke'ye eğilip. "Meto hadi oğlum abin bekliyor." Dedi Meke bağırarak. Medet'in boğazından bir hıçkırık sesi yükseldi. "İyi mi?" diye sordu sakince. Adamın hali içine dokunmuştu Celasun'un uzanıp omzuna vurdu "İyi paşam valla iyi hadi kalk hastaneye gidelim." Dedi. Medet fotoğrafları yatağın üzerine bıraktı. "Tam iyi değil mi?" diye sordu. "Tam iyi ne lan iyi işte kendine geldi." Dedi Meke. "Herşeyiyle?" diye sordu Medet yeniden "Hasbinallah. Oğlum iyi işte." Dedi Celasun. Medet ellerini açıp dua etti kısık sesle. "O benim tek ailem. Bir kere yaşadım ben o korkuyu bir kere daha görmek istemedim. Medet diyor mu? Konuşacak kadar iyi mi?" diye sordu bir çocuk edasıyla. Celasun adamın omzuna vurdu. "O senin ailense bizde o çok da iyi anlaşamayan ama birbiri için canını hiçe sayan kardeşleriniz. Salih abi iyi kendine geldi. Affet biz telaştan seni düşünemedik nerdesin ne yaparsın. Hadi gel gidelim." Dedi. Üç adam merdivenlerden aşağı inerken üçü de ne olursa ne yaşanırsa yaşansın bu bağın asla kopmayacağından bir kez daha emin olmuştu.
Gece Aliço'nun mekanına geldiğinde gülerek girdi içeri "Aliço'm gözümüz aydın Salih uyandı." Dedi. Aliço masaya yaydığı çöplerden kafasını kaldırıp güldü "Aydın gözümüz aydın kulağımız Manisa." Dedi. Gece kendini tutamayıp bir kahkaha attı "O ne ya?" diye sordu. "Kemal bey dedi. o öğretti." Dedi mahcupça. "Yok Aliço'm ben öyle demek istemedim. İlk kez duydum ondan." Diyerek kıvırdı Gece. Aliço yeniden gülüp masanın kenarına ayırdığı ıslak, yemek artığı bulaşmış kağıdı uzattı Gece'ye. "Bu ne Aliço?" diye sordu kız tiksinerek aldığı kağıda bakarken. Çiçeğin üzerindeki nottu bu ama ıslandığı için üzerindeki mürekkep dağılmış okuması güçtü. Dikkatlice bakınca isim bölümünde yazan -zım kısmını fark edip güldü. "Olsa olsa Nazım olur bu." Dedi adama dönüp. "Çöpte buldum. Çiçekler vardı ondan bu." Dedi Aliço. Gece eğilip adamın kafasını öptü "Aslansın Aliço aslan. Hadi ben kaçtım." Diyerek arabasına koştu.