97.BÖLÜM "Evleniyorum ihtiyar." Diyerek mezarın kenarına oturdu Gece. "Hı Hı Yamaç'la. Valla aldım oğlanı. Gerçi sen onu benden daha çok seviyorsun burda olsan vazgeçirmeye bile çalışabilirdin." Dedi gülerek. Bir yandan da mezarın üzerine düşen kurumuş yaprakları temizliyordu. Ardından ayağa kalkıp mezar taşını öptü. "Güzel günler yakın baba beni merak etme." Diyerek İdris Koçovalı'nın mezarına yöneldi. "Hayalin gerçek oluyor İdris Koçovalı." Dedi yine gülme ağlama arası bir yerlerdeydi. "Alıyorum oğlunu. Keşke..." dönüp babasının mezarına baktı "Keşke sizde olsaydınız." Dedi sessizce. O sırada ondan on beş dakika kadar önce gelen Yamaç mezarlıktan ayrılırken son anda kızı fark etmiş arabanın yanında bekliyordu. Tam ziyaretini bitirdiğini düşünmüş seslenecekti ki Gece Sena'nın mezarına yöneldi. Yamaç'ın kalbi sızlamıştı bir an. Seslenmek bir yana şimdi görünmemeye özen göstererek sessizce aracına binip uzaklaştı. Gece Sena'nın mezarına gelip mermere oturdu. "Duydun mu?" dedi mahcupça. "Kader diye bir şey var Sena üçümüzün kaderi de böyleymiş işte. Sağ olsan ben geri döner miydim yeniden Yamaç'ı bulur muydum inan hiç sanmıyorum kader bir yolunu buluyor işte.... Yarım bıraktıklarımı tamamladın sen... yarım kalanlarını tamamlamak da benim işim şimdi." Derken ayağa kalktı "Hoşça kal deniz kızı elbet bir gün görüşeceğiz." Dedikten sonra patika yola çıkıp arabasına doğru yürüdü. Mahalleye döndüğünde direk kahveye yönelmişti ama "Nereye sen?" diyen Sultan'ın sesiyle ani bir dönüş yapıp aş evine döndü. "Hiiiç anne yardıma geldim." Dedi sırıtarak. O sırada Sarp köşeyi dönmüş elleri ceplerinde onlara doğru yaklaşıyordu. "Sultan Hanım." Dedi her zamanki jön duruşuyla. "Nerelerdesin sen?" dedi kadın çocuğun sırtını sıvazlayarak. "Buralardayım Sultan anne işte ufak tefek işlerim vardı onlara bakıyorum." Diye açıkladı Sarp. "Gel yemek koyayım sana." Diyerek aş evini gösterdi kadın. "İnan ağzıma kadar doluyum anne ama akşama eve gelir yerim söz." Deyince "İyi madem gel akşam." Diyerek içeri girdi kadın.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Niye gelmedin nişanıma?" dedi Gece arkadaşının omzuna vurarak. "Sevdiğim kızın nişanına niye geleyim?" dedi Sarp Gece midesine yumruk yemiş gibi oldu biranda. "Şaka lan şaka geçti o günler yan sen derdine. Hasta gibiydim düğün akşamı çok içmişim uyudum uyandım falan derken bir gözümü açtım püüü saat kaç olmuş geri yattım bende ancak ayaklandım." Dedi Sarp. Gece düğün akşamına takılmıştı biran ama üstünde durmadı. "Peki madem." Diyerek aş evinden içeri girdi. "Yamaç nerede?" diye sordu Sarp kapının ağzında duruyordu. "Pazarda oğlum onlar gitsene sende." Dedi Sultan. Sarp tezgahın arkasında duran Aylin'i görünce panikledi "Evet iyi olur bende ne zamandır istiyordum iyi kolay gelsin size." Diyerek uzaklaştı. Sultan bir torba soğanı Gece'ye uzattı "Sen bunları doğra bakalım." Diyerek. Gece soğanı görünce yüzünü ekşitti ama bir şey diyemedi. "Düğünü de çok uzatmayalım." Dedi Karaca'nın getirdiği kahveyi yudumlarken kadın. Gece soğandan yaşaran gözlerler baktı "Ahh kızım ağlama tamam yapıcaz." Diyerek güldü Sultan. "Anne ne düğünü ya." Dedi Gece içinden avaz avaz bağırsa da sakin bir sesle söylemişti. "E kızım kaç kere evleniyorsunuz Allah aşkına tamam büyük bir şey olmaz ama bir gelinlik giyersin millet bir gelin damat görür." Diye cevapladı kadın. Gece bir şey demedi ama durup etrafı süzdü. Tüm yemekler yapılmış bulaşıklar kaldırılmış herkes dinlenme moduna geçmişti. "Ya bir şey sorucam anneciğim ben neden soğan doğruyorum şimdi hayır her şey bitmiş zaten." Dedi yaşlı gözlerini silmeye çalışarak. Kadın gülüşünü saklama gereği duymadan "eline mi yapıştı doğrayıver işte yarın kullanırız." Dedi. "Sultan anne geldim ben." Diyerek Meke girince içeri "Heh tamam oğlum hadi kızlar eve geçelim akşama yemek yapılacak daha dünde geçiştirdik öyle." Diyerek ayaklandı kadın. "Anne ben doktora görüneceğim." Dedi Damla. "Hehh tamam ben götürürüm seni." Diyerek hemen ellerini yıkadı Gece. "E Cumali?" diye sordu Sultan ceketini giyerken. "Anne aman dur valla onun yüzünden zaten erken doğuracağım." Dedi kız gülerek. "İyi peki madem Saadet Karaca Aylin hadi." Diyerek çıktı kadın.
