Günler günleri kovalıyor Gece iyileşeceği yerde geriliyordu. Rehabilitasyon merkezine geldi geleli kimseyle tek kelime konuşmamıştı. Her gün düzenli olarak gelip ona şirinlikler yapıp yalvaran Yamaç'ın dışında. Saadet, Cumali, Emmi, İdris, Sultan, Selim hatta Ayşe bile gelmişti ama tek kelime çıkmadı ağzından. Gece'nin inadından böyle davrandığını düşünüyorlardı ama aslında utancından kapamıştı kendini.
Yatakta sırt üstü yatmış tavanı izliyordu. Kapı açılınca bakma gereği bile duymamıştı. Önce sandalyenin beton zemine sürtünme sesini duydu. Ardından "Kızım ne inat çıktın sen be!" diyen Sarp'ın. Kafasını çevirip baktı adama. "Hadi hadi beni bekliyordun dimi? Kusura bakma geç kaldım biraz. Bir küçük kaçak meselesi diyelim." Dedi adam gülerek. Gece tepki vermedi. "Kızım keşiş mi oldun anasını satayım çocuk gibi girdiğin hallere bak." dedi Sarp. Yine aniden öfkelenmişti. Buydu o, çabucak öfkelenen ama aniden sönen, bir işe girişirken sonunu asla düşünmeyip her defasında başına iş açan ama bütün dünyası Gece olan bir adam. Roma 'ya gittiği ilk yıl tanışmışlardı. Gece caddede yürürken yaşlı bir kadının cüzdanını çalmaya yeltenen çocuklara saldırmış sonrasında o çocuklar toplanıp Gece'yi kovalamaya başlayınca Sarp almıştı kızı ellerinden. O günden sonra da gurbet ellerde iki hemşeri, iki arkadaş, iki can yoldaşı olmuşlardı. Sarp Gece'ye olan derin hislerini hep kankalık kisvesi altında saklamış Gece'de hiçbir zaman anlamamış gibi yapmaktan vazgeçmemişti. Sarp Gece'nin Yamaç'a Çukur'a olan aşkını en ince ayrıntısına kadar biliyor Gece Sarp'ın bütün yaralarını örtüyordu. Duygular girmese devreye aslında mükemmel bir arkadaşlıkları vardı.
"Bana bak bilader ben gidiyorum." dedi Sarp Gece gözlerini adama dikti. "Üzülme üzülme şimdilik gidiyorum geleceğim yakın zamanda ama toparlamam gereken işler var. Bensiz idare edebilir misin?" diye sordu gülerek. Gece gözlerini devirdi. "Pekala bunu evet olarak algılıyorum Sayın Karadağlı." diyerek ayağa kalktı eğilip kızı alnından öptü. "Ben gelene kadar ölme yada ölürsen falan haber verme Allah aşkına." diyerek çıktı Sarp.
Sarp'ın ardından yataktan hiç çıkmadı Gece. Zaten rehavetli olan hastane ortamı kışın karanlığı ile daha çekilmez bir hal almıştı. Kat görevlileri son kontrolleri yapıp kapısını örttüğünde gözlerini sıkıca yumdu uyuyabilmek için. Ama gözünün önüne Azer'in odasında geçirdiği anlar geliyordu. Sabah geçirdiği nöbetten sonra iyice yorgun düşmüştü. Bir damla gözyaşı süzüldü yanağından yastığına. O sırada bir melodi çalındı kulağına. Piyano sesiydi. Kulak kesildi. Tanıdığı bildiği bir melodiydi bu. Çıplak ayaklarını soğuk betona koyup kapıya yürüdü. Sessizce açıp koridoru dinledi. Doğru duymuştu ses faaliyet odasından geliyordu. Küçük adımlarla çıplak ayak, üzerinde hastane pijamasıyla yürüdü odaya doğru. Kapı açıktı içerden kısık sarı bir ışık süzülüyordu .Çalan her kimse asla bitirmiyor tekrar başa sarıyordu. Kapıya gelince sırtını duvara verip çömeldi yere. Ağlıyordu her bir notada içini farklı bir his kaplıyor bedeni gözyaşı olarak reaksiyon veriyordu. Piyanist aynı şarkıyı çalmaya üçüncü defa başladığında ayağa kalktı. Yeri gelince "Caddeler de rüzgar aklımda aşk var gece yarısında eski yağmurlar şarkı söylüyorlar sessiz usulca özlediğim şimdi çok uzaklarda." diyerek girdi salona.Hem ağlıyor hem söylüyordu. "Deli dolu günler hayat güzeldi. Kahkahalarıyla günler geçerdi." Yıllar evvel bir gün bir sergi salonunda piyanoyu görünce koşup yanına gelmişti Gece. Parlak mobilyanın üzerindeki inci tuşlara dokununca kendinden geçmişti. Yamaç ona çalabileceğini söyleyince kahkahalarla gülmüş önemsememişti. "Var mısın iddiaya? Ben sana senin en sevdiğin şarkıyı çalarsam ne istersem yapacaksın?" demişti. Gece de iyi tanımanın verdiği rahatlıkla kabul etmiş ama hiç umduğu gibi olmamıştı. Yamaç şarkıyı büyük bir ustalıkla çalmış Gece duru sesiyle bağıra bağıra söylemiş salondaki herkesi kendilerine hayran bırakmışlardı. Yamaç ödül olarak "Bir kere sarılmak istiyorum. Kimse görecek korkusu olmadan." demişti. Salonun orta yerinde iki genç büyük bir aşkla sarılmıştı birbirine. Gece piyanonun kapağının ardında şarkısını söylerken o anı yaşıyordu. Piyanist son notaya basıp ayağa kalktığında Gece ağlayarak baktı adama. "Bir kere sarılmak istiyorum." dedi adam kollarını iki yana açarak. "Evimize gidelim mi?" diye sordu Yamaç. Kollarında ağlayan kızın kulağına. Geri çekilip adamın yüzüne baktı Gece. Kafasını salladı. "Evimize gidelim." dedi. Günler sonra kızdan tepki almanın mutluluğu ile kahkaha attı Yamaç. "Evimize gidelim." diye bağırarak kızı kucağına alıp döndürdü.
İdris babanın arabası evin kapısına geldiğinde Karaca ve Saadet koştular hemen. Arabadan önce Yamaç indi. Ardından gelip kızın kapısını açtı. Gece dizleri titreyerek indi arabadan. Evin merdivenlerini çıkarken huzur dolduğunu hissetti. Bir an durup Yamaç' a baktı ardından kapıdaki kadınlara daha sonra gökyüzüne çevirdi yüzünü kar atıştırmaya başlamıştı. Gülümsedi. "Hoş geldin Gece." diyen Sultan'ın sesiyle toparlandı. "Hoş bulduk anne." dedi. Kadınlar kızın konuştuğunu görünce sevinçle gülümsediler. Yamaç kızın çantasını doğruca kendi odasına çıkardı. Gece alt katta otururken Saadet ile birlikte odada ona zarar verebilecek kriz anında tehlike yaratacak ne varsa toparladılar. Pencereleri sıkı sıkı kilitlediler. "Güzel olacak merak etme." dedi Saadet adamın omzuna vurup. Kafasını salladı Yamaç. Saadet gelip kızı yukarı çıkardığında Yamaç'ın odasına gittiklerini fark edip irkildi Gece. "Abla Sultan anne orda kalmama izin vermez." dedi durarak. "Sorun yok güzelim Yamaç misafir odasında kalacak." dedi. Gece odaya girer girmez sebebini anlamıştı. Kriz anları için bu oda daha uygundu. Kendini yatağın üstüne bıraktı. Bu oda ile ilgili kurduğu hayaller geldi aklına. Güldü kendi kendine. Hastanede kalmayı bir an bile istememişti ama bedeninde hissettiği gerilim ile de nasıl başa çıkacağını bilmiyordu henüz. Terlemeye başlamıştı. Koşup banyoya girdi yüzüne su çarptı. Derin derin nefesler alıyordu. Sanki bacaklarından yukarı doğru yükselen adrenalin duygusu kalbini daha da hızlı çarptırıyordu. Elindeki havluyu askıya asmaya çalıştı ama yere düştü. İkinci defa denedi yine aynı şey oldu. Sinirlerine hakim olamıyordu. Havluyu alıp koridora fırlattı. Tam da Yamaç'ın ayaklarının dibine düştü havlu. Telaşla geldi kızın yanına "İyi misin?" Gece yutkundu soluğunu düzenlemeye çalıştı konuşamayacağını anlayınca kafasını iki yana salladı.