143.BÖLÜM
Yamaç kahveye geldiğinde Kemal'de dışarı çıkıyordu "Hehh abi bende sana bakıyordum. Dua var ikindiden sonra Sultan anne mutlaka al gel onu da Gece'yi de dedi." diyerek durdu. Yamaç etrafına bakındıktan sonra hırsla yüzünü sıvazladı "Yok değil mi? Yok tabi çünkü gitti yine. Ah salak kafam bağlasana bir yere atsana zindanlara." diyerek hemen yanındaki tabureyi tekmeledi Yamaç. O sırada Salih aş evinden çıkıyordu. "Hehh Yamaç tutsana şunun ucundan." Dedi elindeki büyük tencereyi işaret ederek. Kemal hemen atılıp almıştı tencereyi. O arabaya dönerken Salih kardeşinin yanına gelip durdu "Hayırdır babamın oğlu?" diye sorarak. "Yok yine gitmiş. Yok amına koyayım yok." Diye bağırdı Yamaç. "Oğlum bir sakin ol bir dur. Ne dedi bu kız bize dün gece evime gelecem dedi. dönecem dedi. işi vardır halleder gelir." Dedi Salih ama aslında oda söylediklerine pay vermiyordu pek. "Ya Salih ne işi ne dönmesi. Anlamadım mezarlıkta bir şeyler dedi yine karşılaşırız kader mader anlamadım o kafayla. Ben mahalleye geldi sandım." Dedi Yamaç. Sonra telefonunu çıkarıp numarayı tuşladı ama kapalıydı. "Hay ben böyle işin." Derken birden durdu Yamaç. "Tamam yeter sinirdi kızgınlıktı yetti artık." Deyip hızla arabaya koştu. "Yav dur oğlum nereye? Dua var evde." Diye seslendi Salih ama Yamaç o kadar hızlıydı ki birkaç saniye içinde gözden kaybolmuştu bile.
Gece çiftlik evinin kapısının önünde arabanın içinde oturmuş boş gözlerle bakıyordu. Buraya ne ara nasıl geldiğini bile hatırlamıyordu. Aliço'nun oradan çıktıktan sonra Asaf'ın evine gitmiş sonra da buraya gelmişti. Kapıdaki korumalar Enver'e bilgi vermişti kızın orada olduğuna dair. Enver dokunmamalarını kendi haline bırakmalarını tembihlediği için onlarda sessizce bekliyordu. Gece bir ara gözlerini yummuştu ki camın tıklatılmasıyla sıçradı yerinden. Nergis Taşlıca tanıdığının aksine makyajsız ve spor bir şekilde kendisine bakıyordu. Kadını umursamamayı tercih edip yeniden yumdu gözlerini ama Nergis inatçıydı ısrarla cama vurmaya devam etti. "Ne var ulan ne?" diye sinirle indirdi camı Gece. "Konuşalım." Deyince Nergis güldü kız "Ya bir siktir git bulaştırma beni kendine." deyip yeniden camı kaldırmak için tuşa dokunmuştu ama Nergis elini araya sokunca durdurdu. O sırada kadının gözünün altındaki morluğu fark etmişti. Pes ettiğini belli edercesine nefesini bırakınca Nergis arabanın önünden dolaşıp yolcu tarafına binip oturdu. Gece kollarını bağlayıp kafasını geri yatırıp gözlerini kapadı yeniden. "Neden buradasın?" diye sordu Nergis. "Boş yapma ne anlatacaksan anlat hadi." Dedi Gece gözlerini açmadan. Nergis kızın kapalı gözlerini fırsat bilip uzun uzun inceledi yüzünü ama Gece gözleri kapalı olsa da bunu anlamıştı "Biliyorum çok güzelim. Bence sen zaten beni kıskanıyorsun." Deyince kafasını iki yana sallayıp toparlandı kadın. "Evet çok güzelsin Gece. Bir tanıdığıma çok benzetiyorum seni." Dedi. Gece'nin yüzünden bir öfke geçmişti anlık. "Görmek istemez misin?" diye sordu ardından. "Neyi göreceğim ya? Kimi göreceğim? Benim bunlara karnım tok. Teyzemmiş güleyim de senaryonuz boşa gitmesin bari. Ya siktir git in arabadan asabımı bozma benim." Diye parlayınca Gece kapıyı açıp inmek için bir hamle yapmıştı ama vazgeçip yeniden kapattı. "Annen Narin benim ablam. İki kız kardeştik biz zaten belki biliyorsundur. O en güzel, en becerikli, en hoş her güzel şeyin eniydi işte. Bense Allah'ın cezası. Rahmetli annem bizi Narin kurtaracak bu sefaletten derdi hep. Annenin baban ile mevzusunu öğrenince önce bir sevindi. Sonuçta Cihangir has adamdı. Belki çok parası yoktu ama sözü geçen adamdı." Derken kısa bir an boşluğa dalıp gülümsedi kadın. "Çok güzel adamdı Cihangir. Boy pos endam o biçim." Derken sözünü kesti Gece "Babama mı aşıktın?" diyerek. Nergis dolu gözlerle gülümseyerek baktı kıza. "Valla mı? Ben şaka yapmıştım." Derken yeniden gözlerini yummuştu Gece. "Sonra Enver çıktı piyasaya. Narin babana, Enver Narin'e annem de paraya aşık. Enver'in arabasını balya balya parasını gördükçe kuduruyor yanlış seçim yaptık diye ama Narin onu Cihangir'e söylemekle tehdit ettikçe susuyor tabi. Beni Enver'e yamamaya çalışıyor ama ben aşkımdan kederimden ölmüşüm zaten gözüm ne görsün. Gel zaman git zaman annen karnı burnunda geldi bir akşam bize yedik içtik eyledik derken annem yerinde duramıyor. Bir ara karşıya muhtarların evine gitti geldi falan var bir şey farkındayım ama anlayamıyorum." Derken gözünden damlayan yaşı sildi gülerek "On altı yaşımdayım. Sadece on altı... Neyse işte annen babanı bekliyordu annem tutturdu in aşağıda bekle diye. Bende Cihangir'i göreceğim ya burada beklesin diyorum hamile yok gelir şimdi kocası insin diyor bende ineyim diyorum müsaade etmiyor. Narin sinirlendi en sonunda indi aşağı. Sonrasını biliyorsundur işte Enver anneni kaçırdı baban peşine düştü kazaydı falan derken sen doğdun." Diye anlatırken araya girdi Gece yeniden "Ve annem orada öldü. Bitti. Son." Diyerek.