91. Bölüm 1 Ay Sonra... Gece elindeki okey taşını alnına yapıştırıp ellerini şıklatınca masadan itiraz nidaları yükselmeye başladı. "Ya arkadaş en az on beş eldir oynuyoruz nasıl hep sende bu meret ya." Diye söylenerek ıstakasını masaya devirdi Yamaç. "Yok arkadaş kız ballı." Dedi aynı hareketi yapan Selim. "Ben buna güvenmiyorum kardeşler çevirmiştir bi numara bu da neyse." Dedi Salih parmağını sallayarak. "Ağlayacaksınız oynamayalım beyler." Diyerek güldü Gece. "Cumali hayır ağrım sancım yok. Ben gayet iyiyim." Diye bağıran Damla'nın sesiyle o tarafa döndüklerinde Cumali iyice şişen karnından dolayı ağır ağır adımlayan karısının ardından yürüyordu. Son bir aydır her şey gayet normaldi. Nazım belasından kurtulduktan sonra huzur gelmişti Çukur'a ve Koçovalı'lara. Erkekler silah ticareti başta olmak üzere diğer işlerle uğraşıyor kadınlar ise artık doğması an meselesi olan Umut bebeği beklerken dayanışma ve keyif içinde günlük işlerine devam ediyorlardı. "İyi düşündük bu piknik işini he. Havalar soğumadan iyi oldu çayır çimen." Diyerek yanlarına oturdu Cumali. "Abi yengemi kovalamaktan çayır çimen gördüğün mü var senin. Rahat bırak kadını." Dedi Yamaç gülerek. "Rıhıt bırık kıdını. Çok biliyon sen eli kulağında onun doktor bir an yalnız kalmasın dedi." diye çıkıştı Cumali. "Lan aslında kötü mü ettik ya burada bir şey olursa?" diye devam edince "Özellikle hastaneye yakın alan seçtirdin ya abi." Dedi Selim. "Heee evet. Siz benimle dalgamı geçiyonuz lan. Karaca doğacağı zaman çatapata bile gelmeyen adamdın lan sen üstelik daha altı aylık hamileydi rahmetli Ayşe." Diyerek güldü Cumali. "Yok abi o mevzu başkaydı ben o zaman Kahraman abimle kavga ettim diye gelmemiştim. Barlardan gelen paran iç ettim diye kovalamıştı beni" Diyerek güldü Selim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Herkese selam." yaklaşan Sarp'ı görünce Yamaç'ın yüzünden kısacık bir gölge geçse de gülümseyerek aldı adamın selamını. "O ne?" diye sordu Gece elindeki poşete bakarak. "Hee o şey şekerpare Sultan anneye getirdim." Dedi Sarp çapkınca gülerek. "Lan bu da az puşt değil ha kaleyi resmen içten fethediyor." Deyince Salih hep birlikte güldüler. "Selamunaleyküm." Bu sefer gelen Azer'di. "Buda baya kankamız oldu ha." Dedi Gece gülerek. "Naber kanka?" diyerek kıza takıldı Azer. "Gel buyur hoş geldin." Dedi Salih boş sandalyeyi gösterek. "Ne yaptın halettin mi adamları?" soran Selim'di. "Ettim ettim sizin malları tek tır yapacaklar önden benimkiler gidecek. Sorun olmaz ise onlar çıkacak yola." Diye cevapladı Azer. "Aman gözünüzü seveyim büyük parti bu sorun olmasın." Dedi Yamaç. O sırada iki el silah sesi duyulunca Azer istemsiz beline davrandı. "Yok yok Karaca atış talimi yapıyor bir şey değil." Dedi Selim. Adam rahatlamıştı ama bu defa başka bir huzursuzluk çökmüştü yüzüne. Durumu kavrayan Gece Azer'i kışkırtma fırsatını kaçırmayacaktı "Sağolsun İhsan baya ilgilendi bize iş düşmedi." Dedi hınzırca. Yamaç sevgilisinin niyetini anlamıştı. "Tabi güzel abilik yapıyor." Dedi yan yan Gece'ye bakarak. "Orasını bilmem ben." Dedi Gece gülüşünü gizlemeye çalışarak. "Akın nerede?" diye sordu Azer yerinde duramadığı belliydi. "Oda yanlarında git bak istersen şu taraftalar." Dedi Gece. "E iyi madem bir bakayım." Diyerek ayaklanınca Azer "Bak kaybolma he şu taraftan bulamazsan İhsan diye seslen alır onlar seni." Dedi Gece yeniden tüm hınzırlığı ile. "Ne yapıyorsun?" diye fısıldadı Yamaç kızın kulağına eğilip "Hiiiiç hoşuma gidiyor bunu kızdırmak." Diye yanıtladı Gece. "Ne ima ediyorsun peki?" diye sordu adam bu kez. "Bilmem böyle ufak kalp çarpıntısı falan bilemedim. Aşıklar anlar ya." Dedi Gece gülerek. Yamaç bir şey demeden parmağını salladı kıza.
