127.BÖLÜM
Selim ve Cemile taksi durağına doğru yan yana yürüyorlardı. Hava kararmaya yüz tutmuş lacivert bir tona bürünmüştü. "Babam..." dedi Selim konuya nasıl gireceğini bilemiyordu. "Baban senin için ne söyledi?" dedi Cemile adama doğru gülümseyerek. Selim güldü. "Kahvedeki bakışını gördüm. Gözlerin doldu." Diye ekledi. "Bir keresinde yani babamla eski dost olduklarını öğrendikten sonraki zamanlarda tesadüf karşılaşmıştık sahilde. Oturduk çay ısmarladı bana. Sen Selim'ime benziyorsun demişti. Onun gibi babana öfke dolusun onun gibi de çok seviyorsun aslında. Selim benim üç numaram gösteremem ben sevgimi... babalar gösteremez ama görür demişti." Durağa gelmişlerdi durup yüzünü adama döndü. "Hırsı, öfkesi, kederini hepsini görüyorum ama az daha zamanı var beni anlamaya bir gün bir şey olacak ve o zaman duymak için yanıp tutuştuğum o içten baba dökülecek dudaklarından. Zamanı var demişti." Selim'in gözleri dolu doluydu yine. "Ben o zaman anlam verememiştim söylediklerine ama çok düşündüm yıllar sonra mezuniyet törenimde o kalabalığın içinde babamı görünce koşup sarılmıştım boynuna baba diye. O gün anlamıştım sadece büyümem gerekiyormuş. Büyümek... öyle yaşla olmuyormuş." Dedi kadın. Ardından adamın omzuna vurdu "Allah'a emanet." Diyerek taksiye binip uzaklaştı. Selim hüzünle dalıp gitmişti ki çalan telefonla düşüncelerinden sıyrılıp eli cebine attı. "Hadi operasyon başlıyor." Diyerek kapadı Yamaç telefonu.Gece ve Damla pozisyon almış komut bekliyordu. Yamaç ve Selim hazırdı. Medet bir asker edasıyla sırasını bekliyordu. Herkes tetikteydi. Sessizlik içinde planı işliyorlardı. Saadet İdris'i Cennet'in kucağına uzatmıştı ki kapı çaldı. "Kim ki bu? Salih işimiz var geç gelirim dediydi." Diyerek kapıya gitti kadın. Gelen Karaca'ydı. "Hayrola Karaca?" dedi Saadet. "Çok sıkıldım yat yat kaç gündür. Kimse de yok evde Damla yengemle Gece ablada amcamlarla gitmiş. Babaannem Umut'a bakıyor Aylin zaten odadan çıkmıyor. Bende san ageldim." Dedi kız. "İyi yapmışsın geç buyur." Dedi Saadet kenara çekilerek. Kız tam içeri yönelmişti ki "Hava abla çok güzel be Saadet abla kaç gündür evin içindeyim zaten e bilmem kaç yüz metre kare bahçemiz var iki adım atmıyoruz. Gel az yürüyelim." Dedi geri çıkarak. "E iyi madem üstüme bir şey alıp geleyim." Dedi kadın. Zaten Karaca ile konuşmak istiyordu. Cennet'e seslenip elinde hırkası dışarı çıktı. Birlikte ağır adımlarla yürümeye başladılar. "Eee Karaca ne yapacaksın şimdi?" diye sordu kadın kıkırdayarak. "Offf sorma abla o işi. Babaannem çok iyi konuştu etti ama gözü üstümde hep. Azer desen sürekli ne zaman gelelim diyor. Babamı saymıyorum bile." Dedi kız. "Yani beklenen bir şey değildi anla bizi de." Dedi kadın. Evden uzaklaşmış ana kapıya doğru yaklaşıyorlardı. O sırada ağaçların arasında bir ses duyuldu. "Ne oluyor?" demeye kalmadan maskeli iki adam elleriyle ağızlarını kapatıp kafalarına bez torbalar geçirip sürüklemeye başladı ikisini de. Demir parmaklıklardan çıkarıp onları bekleyen araca bindirip uzaklaştılar.