120.BÖLÜM
"Belli bir planımız var mı?" diye sordu Cumali. Enver'in evinin etrafına konuşlanmışlardı. "Giriyoruz. Vuruyoruz. Çıkıyoruz." Dedi Yamaç gözünü evden ayırmadan. "Tamam mıyız?" diye sordu Salih herkese dönüp. Adamlar başıyla onaylayınca onu ilk işareti verdi. Yaklaşık on on iki Çukur genci yüksek duvarlardan tırmanıp bahçeye girdiler. Tahmin ettikleri gibi çok göze batmamak adına az koruma vardı etrafta. Otomatik kapı açılınca Koçovalı kardeşler hızlı adımlarla girdi içeri. Onların ardından yedi sekiz kadar genç üçüncü halka olarak etrafı kolaçan etmek için sokağı sarmıştı. Evin ışıkları sönüktü. Selim saatine bakıp "Bu saatte uyunur mu be?" dedi. "Tabi gecenin bir yarısı bağır çağır kavga edilir bu saatte uyunmaz." Dedi Cumali. "Sen bana laf mı sokuyorsun?" diye sordu Yamaç duraksayıp. "Estafurullah ben sokmam direk söylerim." Dedi Cumali etrafa göz gezdirirken. "Aman o kavga ediyor en azından bağğğğzılarımızın kahkahaları teee nerden duyuluyor." Dedi Selim. "Kim benim mi? Ben kahkaha atmam." Dedi Salih. "Medettir o." Diyerek güldü Cumali. "Olabilir mümkündür." Diyerek açılan kapıdan içeri girdi Salih. Ev küçük ama arazisi çok büyüktü. Dört bir koldan ayrılıp sessiz olmaya özen göstererek süzüldüler içeri. "Bu ne amına koyim bu evde nasıl altı oda var." Diye hayıflandı girdiği her oda boş çıkan Cumali. En son odanın önünde toplanmışlardı. Yamaç kapıyı sertçe açıp içeri girdi. Yataktaki adam panikle sıçradı yerinden. "Ne oluyor?" diyerek. "Yamaç Selim ve Salih emindi ama Cumali cebindeki gazete küpürünü çıkarıp bir ona bir adama baktıktan sonra "Naber Enver amca nasılsın? Babam seni çağırıyor." Diyerek sağ bboşluğuna sıktı. Selim sol tarafa Salih göğsünün ortasına. Adam acıyla yığıldı yere "Babama,Paşama... Emmime selam söyle Enver." Dedikten sonra alnının ortasına son kurşunu bıraktı Yamaç.Gece gözünü açtığında hava kararmıştı. Büyükçe esneyip gerindikten sonra kalktı. Elini yüzünü yıkayıp odasından çıktı. O sırada Aylin üst kata çıkmıştı "Naber?" diye kıza seslenmişti ki Aylin onu görmezlikten gelip doğruca odasına girdi. "Suratsız." Diye mırıldanıp aşağı indi. Karaca ve Sultan televizyon izliyor, Damla ikili kanepede uyukluyordu. Duvardaki saate bakıp "Oha ne çok uyumuşum." Diye hayıflandı kendi kendine. "Gel kızım gel." Dedi Sultan gözünü televizyondan ayırmadan. "Ahali nerede? Yamaç aramış ama duymamışım geri döndüm cevap vermedi." Dedi Gece. "İşleri varmış Enver'e gideceklermiş." Dedi Sultan. Gece konuyu biliyordu dudaklarını ısırıp kafasını anladım anlamında salladı. Saadet elinde çaylar mutfaktan çıkınca "Oooo uyuyan güzel sonunda." Diyerek takıldı kıza. "İyi uyumuşum valla." Diyerek yeniden gerindi Gece. Sultan'ın çayını veren Saadet hınzırca kıza sokuldu "Artık Gece neden uyumadıysan." Diyerek. Gece yüzünü buruşturdu "Çok ayıp." Diyerek. "Niye sen bana yapınca ayıp olmuyor ama." Dedi Saadet sessizce. Gece dikleşip saçlarını geri savurdu "Aaaa evli barklı kadınım ayol sanane?" derken. Saadet elindeki tepsiyi kızın poposuna vurdu "Ağız eğme ablaya ağız eğme." Diye gülerek. "Kızlar ne oluyor çocuk uyanacak." Diye araya girince Sultan Gece geçip Karaca'nın yanına oturdu. Omzunun üstünden kıza sokulup "Aşk filmimi izliyon çen?" diyerek takıldı. Kız gülümseyerek aynı sessiz tonda "Babaannemle birlikte izliyoruz yengecim." Dedi. Gece şaşırmıştı "Ablaya ne oldu kız?" dedi. "Amcamdan duydum hoşuma gitti." Dedi Karaca eğlenerek. Gece hemen moda girmişti "Ay sen amcana ne bakıyorsun yengesinin gülü." Deyince gülmeye başladılar. "Fesüphanallah kime diyorum ben. Maşallah Gece atom gibisin yine." Dedi Sultan kızgın bir ifade vermişti ama onun da eğlendiği belliydi. "Amaan en kötü günümüz böyle olsun be kayniş." Dedi Gece elini sallayarak.