Bölüm 8

1.8K 80 3
                                    




BÖLÜM 8

                Gece gözünü kırpmadan sabah etmişti. Aklı Yamaç ve diğerlerindeydi. Tekrar saate baktı sekiz buçuğa geliyordu bu saate kadar bir haber gelmemiş olması iyice endişelendirmişti. Saadet 'in tıkırtısını duyunca hemen zıpladı yataktan. Hızlıca hole çıktı. Saadet küçük İdris'i kucağına almış kapıdan çıkıyordu. "Nereye?" diye sordu telaşla. "Eve" dedi Saadet oda hiç uyumamıştı ve belli ki oda endişeliydi. "Bekle." dedi Gece koşup montunu aldı. Avludaki evden büyük eve geçene kadar tek kelime konuşmadılar. Mutfak kapısından ses çıkarmamaya özen göstererek içeri girmişlerdi ki tüm Koçovalı kadınlarının da aynı uykusuz ve endişeli ifade ile mutfakta oturduklarını gördüler. "Sizinde mi haberiniz yok?" diye sordu Saadet. Damla kafasını salladı. Gece mutfak tezgahına yaslanmış duran Damla'nın yanına gitti. "Nereye gittiler? Şu dün kahveye saldıran adama değil mi?" dedi. Damla kovuşturduğu kollarını çözdü "Azer..Azer Kurtuluş'a" dedi. "Kim bu adam?"  diye sordu Gece. Damla raftan bir bardak alıp çay doldurdu. " Uyuşturucu işi yapıyor. İstanbul'un baronlarından. Çukur'da iş yapmak istedi tabi bizimkiler kabul etmedi ama adam inatla vazgeçmiyor en son İdris baba açık açık kovmuş bunu. Sonrası malumun." dedi. Gece ellerini saçlarında gezdirdi "Ben kahveye gidiyorum. Çukur'u boş bırakmamışlardır mutlaka birileri vardır bir şeyler bilen." diyerek kapıya döndü ama Sultan 'a bakıp durdu. Kadın yorgun gözleriyle onayladı kızı "Bir haber alırsan ara." diyerek. Gece başıyla selam verip hızla çıktı evden.

                Kahvenin kapısı açıktı hızlı adımlarla içeri girdi ama kimseyi göremedi. Kısa bir anın ardından "Kime baktın bacım?" diyen erkek sesiyle irkildi. Kısa boylu bıyıklı bir adam duruyordu karşısında "Sen kime baktın?" diye karşılık verdi. "Dalga mı geçiyon bacım sabah sabah?" diye terslendi adam. "Kimsin sen? Adın ne?" diye sordu Gece. "Medet'im ben sen kimsin?" dedi adam. "Haaa Salih abinin yaveri tamam... Gece bende." dedi kız sandalye çekip otururken. "Yaver mi?" diye sordu Medet. "Boşver şimdi onu bunu abilerden haber var mı? Mahallede kim var?" dedi. "Haber yok ... Gidiş o gidiş hiçbirine de ulaşamıyoruz" dedi adam oda masanın diğer yanındaki sandalyeye oturmuştu. "Kim var mahallede?" diye sordu kız. "Ben Meke, Celasun bide Kamal." dedi adam "Kamal mı?" dedi Gece gülerek. "Heee Kamal... abilerin hepsi gidince İdris baba mahallede iş bilen adamlar kalsın diye bıraktı bizi." dedi. O sırada Kemal, Meke ve Celasun içeri girdiler. Kemal çok gergindi "Yoklar işte... gittikleri adrese baktık bomboş." diyerek Gece'nin karşısına oturdu. "Yok mu hiç istihbaratçımız?" diye sordu Gece ama cevap alamadı "Haber yayıldı mı peki?" diye sordu bu defa ama yine  kimseden ses çıkmadı." Giriş çıkışlara ekstra adam koydunuz mu? Hedefe açık hale gelmeyelim." Dedi kız tek tek karşısındaki yüzlere bakarak. "Evet İdris baba iş bilen adamları bırakmış gerçekten." diye söylendi derin bir nefes bırakarak "Celasun." diye seslendi delikanlı hemen ayağa kalktı. "El altından haber salın bizimkiler değil de şu Azer Kurtuluş'un yeri lazım diye bahsedin bir yoklasın kağıtçılar, güvenliler, kuryeler. Kemal ne kadar adamımız var?" diye sordu. "Valla çukur kadar işte." diye cevapladı Kemal. " Çatılara girişlere takviye adam koyun. Evin kapısında ..üç vardı iki de dış kapı...Bir on adam da eve yolla." dedi. Ayağa kalkmış ellerini beline  koymuştu Gece bu duruş olayı sahiplendiğini açıkça gösteriyordu. "Meke." diye seslendi "Silahlar ne alemde? " Meke gözlerini kapatıp o iş tamam anlamında kafasını eğdi ve oda dışarı çıktı şimdi kahvede yine Medet'le ikisi kalmıştı. "Ben ne yapayım?" diye sordu adam. "Çay ver." dedi Gece omuz silkerek. Medet kafasıyla onaylayıp ocağın arkasına geçti. O sırada Celasun yanında Aliço ile geri dönmüştü "Abla bu Aliço. Aliço bu tip durumlarda hep bize yardımcıdır. İnanılmaz bir hafızası var." dedi. Gece sakince Aliço'ya yaklaştı "Hoş geldin Aliço." dedi Aliço gözlerini kırpıştırarak yanıtladı kızı. Gece Celasun'a döndü soran gözlerle bakıyordu. "Aliço amca ile Yamaç kayıp. Geçen gün kahveye gelen adamlar var ya onların elinde olabilirler. Bulamıyoruz ama neredeler bize yardım edebilir misin?" dedi Celasun. Gece'nin yanına gelip kulağına eğildi "Abla süper zekadır Aliço kaç defa ölümden döndük sayesinde biraz düşünsün bize bir ipucu bir yer mutlaka verir." dedi. Gece kafasıyla onayladı Celasun'u Aliço'ya döndü. "Aliço gel ... Gel otur şöyle" diyerek yer gösterdi kız. "Sen iyisin" dedi Aliço cam gibi parlak mavi gözlerini kızın ela gözlerine dikerek. "Nerden anladın? " diye sordu kız. Aliço gözlerini kaçırdı " Gözlerime baktın." dedi mahcup bir ifadeyle. Ardından ekledi "Bir de Yamaç anlatmıştı bana eskiden çok eskiden resmini de göstermişti. Ela gözlü Gece diye. Sever Yamaç seni. Bende onun sevdiğini severim."  Gençler hafifçe gülümsemişlerdi. Demek Yamaç birilerine benden bahsetmiş diye geçirirken aklından  kolunu masaya dayayarak Aliço'ya doğru eğildi  " İdris Baba , Yamaç onlar da çok iyiler... Bulalım mı onları Aliço ? dedi.  Aliço kafasını salladı ve iki elini alnında birleştirip büzüldü. "Şimdi ne yapacağız abla?" dedi Celasun Gece nefesini sesli bir şekilde verip ellerini saçlarında gezdirdi "Bekleyeceğiz oğlum... Bir yerlerden birinden bir haber çıkmasını bekleyeceğiz." dedi. Kendini sandalyeye bırakmıştı ki Meke yanında Ferhat ile girdi içeri "Gece abla bir şeyler bulduk galiba." dedi. Ferhat başıyla kızı selamlayıp elindeki bilgisayarı masaya bırakıp açtı. "Abla ben Ferhat Yamaç abi böyle teknik bir şeyler oldu mu benden ister sağ olsun. En son bir takip cihazı vermiştim ona. Henüz kullanmamıştı ama ben bütün ayarlarını yapmıştım araçlardan birinde galiba biraz kurcalayınca sinyal aldım Kemerburgaz tarafında bir yerden." Gece heyecanlanmıştı devam et anlamında elini salladı. "Sinyal sabit arabada olduğu için ama çok uzak değillerdir diye düşünüyorum." diye tamamladı sözünü Ferhat kısa bir an sessizlik oldu ortamda. "Büyük yeşil ev...Pencereleri kahverengi kocaman bahçesi var. Bir heykel... Heykelin omzunda su kovası var... Büyük demir kapılar...Kapılar çok ağır... Ev tek katlı pencereler alçak...Kediler ...Kediler alçak pencerelerden içeri giriyor." dedi Aliço bir çırpıda. Gece heyecanla dönüp Aliço'ya baktı. "Sen..." dedi cümlesini tamamlayamadı. "Ben gördüm ... Gördüm o evi ben... Takım elbiseli adamlar girdi çıktı o eve gördüm ben." dedi. Gece dikleşti. "Bingoooo." diye parmaklarını şaklattı.  "Medet kağıt kalem ver" dedi. Hızlıca kağıda bir adres yazıp Celasun'a verdi. "Doğruca bu adrese git sana bir şeyler verecek hemen al buraya getir." diyerek çocuğun sırtına vurdu. Celasun fişek gibi çıktı kahveden o sırada kapıdan giren Kemal arkasından bakakalmıştı. "Hahh Kemal tam zamanında geldin elimizdeki çocukları topla çok değil otuz beş kırk tane yeter çok çocuk olmasınlar sakallı dağınık tiplerde olmasın hadi topla gel. Meke sende bana araba ayarla iki minibüs dur hatta üç silahları da doldur gel." dedi gençler kafalarıyla onaylayıp fırladı. Gece şimdi gülümsemeye başlamıştı ellerine birbirine vurdu "Hadi pasımızı atalım." dedi Aliço'ya göz kırparak.

Çukur'da Bir GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin