62.BÖLÜM
"Gece. Abla dursana ya." Diye bağırarak koşturdu Akın kızın arkasından. Gece evden öyle öfkeli çıkmıştı ki arabayı bile almamış yürüyerek inmişti Çukur'a. "Ne oldu Akın ne var?" diye bağırdı Gece. Akın sinirlenmişti ama Gece'nin o an daha sinirli olduğunu kavrayabilecek kadar da olgundu. "Abla yardımın lazım." Dedi Gece sabah ki konuşmayı hatırlayıp sakinledi biraz. Başka şeylerden bahsetmek hatta meşgul olmak ona daha iyi gelecekti şimdi. "Ne yardımı?" dedi ellerini montunun cebine sokmuş yürümeye devam ederek. "Malları mahalleden çıkarmam lazım. Azer'e teslim etmem lazım. " dedi Akın. "Eeee et bana ne ben ne yapacağım?" diye sordu Gece. "Amcamlar mahalledeyken mümkün mü sence?" Gece gözlerini devirdi "Eeeee Paşazadem ben ne yapacağım?" diye sordu yeniden. " Malları çıkartalım birlikte. Sen amcamları oyala yeter bana." Gece kahkaha attı " ıslak elde sabunu kaydırma diyorsun yani. Amcanlardan bahsediyoruz hangisini tutucam elde?" diye sordu. "Bi saat yeter bana. Mallar yüklenecek gidecek bu kadar." Dedi Akın. Gece ellerini beline koydu "Bak sana hala tam tamına güvendiğim söylenemez ama yardım edeceğim." Dedi Gece. Akın rahatlamıştı. "Oh beee bir kurtulayım şu eziyetten de o zaman görüşeceğim hepsiyle." Dedi. O sırada kahveye yaklaşmışlardı. "O zaman akşam ararım ben seni." Diyerek durdu Akın. "Sen gelmiyor musun?" diye sordu Gece şaşırarak. "Benim birkaç işim var halledip öyle geleyim." Diyerek arkasını dönüp uzaklaştı. Kahvede sadece Salih vardı. Kız selam verip masasına oturdu. Adam bardağa bakmaya devam etti. "Küsmüyüz?" dedi Gece. "Cık." Diyerek omuz silkti Salih. O sırada Yamaç gelmiş kapıdan onlara bakıyordu. Gece ayağa kalktı "Tamam o zaman." Diyerek hızla Yamaç'ın yanından geçip çıkıp gitti.
"Gece nerede? Görmedik hiç bugün." Dedi Selim. Akşam olmuş herkes kahvede toplanmıştı. "Sabah bir ara buradaydı ama sonra görmedim." Dedi Salih. "Ehh hadi o zaman yapacak bir işimiz yoksa eve." Diyerek ayağa kalkmıştı ki Cumali soluk soluğa Akın girdi içeri. "Mahallede bir şeyler dönüyor." Dedi hızlı hızlı nefes alıp verirken. Herkes ayakalanmıştı. "Ne gibi?" dedi Yamaç öne çıkarak. "Bilmiyorum ama.... Sevkiyat gibi anlamadım bende çok görünmeden size geldim." Dedi. "Ne sevkiyatı oğlum. Nerede?" dedi Emmi. "Gidelim ama sessizce." Dedi Akın kapıya dönerken. Akın önde diğerleri arkada Güvercin sokağın başına gelip gizlendiler. Birkaç adam elden ele depodan taşıdıkları kolileri bir kamyona yüklüyorlardı. "Ne bunlar şimdi?" diye sordu Selim. "Gidip öğreneceğiz." Diyerek o tarafa doğru yürümeye başladı Cumali. Kamyonun önünde kapşonunu örtmüş duran kişiyi görünce sinsice güldü Akın. "Hooop gençler ne oluyor burada?" diyerek aralarına daldı Cumali. Adamlar koliler ellerinde öylece kaldılar. "Ne bunlar açın bakayım şunları?" dedi Yamaç kolilerden birine eğilerek. "El emeği göz nuru işler Cumali Bey, mahallemizin kadınlarının alın teri işleri satılmak üzere mağazalara gidiyorlar." Dedi Kapşonunu indiren Damla. Karısını gören Cumali şaşkındı. "Damla.." dedi ağzı bir karış açık. "Ne bunlar yenge bizim niye haberimiz yok." Dedi Yamaç elindeki vazoyu evirip çevirerek. En arkadan gelen Akın manzara karşısında dumur olmuştu. "Siz ortada yokken olan bir şeydi. Aslında mallar epeydir duruyor bu akşam haber gelince bizde derledik topladık gönderiyoruz işte." Dedi Damla. "Gülüm sen niye yoruyorsun kendini deseydin biz ilgilenirdik." Dedi Cumali. Damla omuz silkti "Önemli değil bitti zaten. " diyerek gülümseyip yan gözle Akın'a baktı. Akın şok geçiriyordu. "Oğlum yengeni tanımadın mı lan? Mahallede birşeyler dönüyor diyon bide." Diyerek güldü Cumali. Akın zoraki gülümsedi amcasına. "Aaaa e sen verdin bize bu depoyu oğlum ondan damı çıkaramadın." Dedi Damla iğnelediği çok net belliydi.
Azer Çukur'un yakınlarındaki boş arazide malları teslim almak üzere Akın'ı bekliyordu. Akın'ın planından haberdardı. Gece'yi öldürerek saf dışı bırakmayı yeğlerdi ama şimdilik buna da razıydı. Saatine baktığında Akın'ın geciktiğini fark edip huzursuzlandı. Tam arabadan iniyordu ki bir motorun yaklaştığını gördü. Adamlar hareketlenince eliyle işaret vererek durdurdu. Motor gelip tam önünde durdu. Arkada oturan inip kaskını çıkarınca Azer'in kaşları çatıldı. "Senin ne işin var burada?" diye sordu. Karaca kasktan kurtardığı saçlarını savurup gülümsedi. "Gece ablamın selamını getirdim. Elçiye zeval olmaz." Diyerek cebinden telefonunu çıkarıp adama yaklaştı. "Ne oluyor?" diye sordu Azer. "Korkma ya ben sana ne yapabilirim ki numaran yoktu bizde ben gelmek zorunda kaldım. Araman var." Diyerek ekranı adama çevirdi. Gece gülerek el sallıyordu "Azeeer... Azerciğim canım merhaba." Dedi. Azer şaşkındı "Ne istiyorsun deli manyak. Ne oluyor burada?" dedi. "Bak atalarımız gerçekten çok güzel laflar etmişler zamanında. Ben küçükken kitap bulamayınca sözlük okurdum biliyon mu? Bu durum için çok güzel sözler var mesela şey Ava giden avlanır. Evdeki hesap çarşıya uymaz. Sakla samanı gelir zamanı. Damlaya damlaya göl olur. Haaa şey bu son ikisi başka konuyla ilgiliydi ya amaaan neyse ne işte. Şey Azer'cim bak şimdi şey bu görüntüyü ben kaydedicem sonra sana atarım o çapsız ortağına da izletirsin. " dedi Gece kamerayı çevirerek. " Bunları tanıdın mı? Hepsi senin malların. Bak bak iyi bak bembeyaz ohhh mis." Dedi elindeki poşeti dökerken. Azer durumu kavrayıp telefona doğru hamle yaptı. "Cık cık cık Azer'cim bak öfkeyle kalkan zararla oturur bak bakim göğsüne eğ kafanı bak canım." Dedi Gece. Azer kızın söylediğini yapınca gövdesin de dolanan kırmızı ışığı görüp durdu. "Elçilerimin kılına zarar gelirse o ışık içinde patlar." Dedi artık ciddiydi. Son hamlenin zamanıydı şimdi. Elindeki çakmağın kapağını açıp güldü "Benimle oyun oynayacaksanız şunu unutmayın benim beş gözüm altı kulağım tek dilim vardır. Ariva derci Azer." Diyerek çakmağı uyuşturucuların üzerine attı. Ortalık birden alev almıştı. Azer öfkeyle bağırdı ama boşunaydı.
"Saadet ne çeviriyorsunuz siz ? Nerede Damla ile Karaca?" dedi Sultan sinirlendiği belliydi. "Anne ne çevireceğiz Allah aşkına Damla..." derken kadın Karaca ve Damla içeri girdiler. "Anne çay içer misin?" diye sordu Damla hiçbir şey yokmuş gibi. "Neredesiniz siz?" diye çıkışmıştı ki kadın Selim, Yamaç ve Cumali girdi içeri. "Buradalar anne arka balkondaydık bir sorun mu var?" dedi Cumali. Damla yolda gelirken Sultan'dan habersiz çıktığını söylemişti annelerinin huyunu bildiğinden adamlar da kıza destek çıkmışlardı. O sırada Gece 'de girmişti içeri. "Sen nerdesin sabahtan beri?" diye son kozunu Gece'ye oynadı Sultan. Kız güldü oldukça keyifliydi "Ortalığı yakıyordum Sultan Sultan." Dedi koltuğun kenarına otururken. Kadınlar merakla baktılar kıza. Gece olumlu anlamda kafasını salladı.
(Flashback 62/1)
Gece ayağa kalktı "Tamam o zaman." Diyerek hızla Yamaç'ın yanından geçip çıkıp gitti. Aliço'nun mekana doğru yürüyordu ki Karaca'dan gelen mesajla yönünü eve çevirdi. Çok geçmeden ardiyede toplanmışlardı. "Duydum abla Azer ile konuşuyordu. Uyuşturucuları senin üzerine yıkacak. Seni Çukur'dan kovduracak. Aslında tamamını değil. Senin çıkaracağın malların içine biraz saklayacak kalanı kendisi teslim edecek Azer'e" dedi Karaca. "İyi de benden sadece amcalarını oylamamı istedi. Yani o şekilde nasıl benim üstüme yıkabilir ki?" diye sordu Gece. Kimseden ses çıkmadı. Gece düşünmeye dalmıştı ki titreyen telefonuyla irkildi arayan Akın'dı. "Abla malların başında sen dursan?" dedi Akın. Gece tek kaşını kaldırıp dişlerini sıktı "Nedenmiş o?" diye sordu. "Babam sürekli ensemde yarım saat ortadan kaybolsam neredesin diye arıyor. Hani hal böyle olunca ne bilim işte." Dedi. Güldü Gece. "Tamam oğlum ben dururum zaten depodan yükleyip gidecekler sadece değil mi?" diye sordu Gece. Telefonu kapattığında öfkeden kıpkırmızı kesilmişti. "Tamam o zaman savaşsa savaş." Dedi siniri gülme olarak çıkıyordu.
(Flash back 63/1)
"Mahallede güvendiğimiz başka kim var?" diye sordu Gece diğerlerine dönüp. Çok geçmeden Duygu ve bir kaç kız daha onlara eklenmişti. Gece ilk iş Akın'ı takip ettirip asıl malların yerini öğrendi ardından oda malları Akın'dan çalarak kendi planladığı yere taşıttı. Depo da kalan malzemeleri kontrol edip içlerine gizlenmiş yakalanma esnasında ispat olarak kullanılması için koydurduğu uyuşturucu paketlerini imha etti. Daha sonra Azer ile buluşulacak mekanı net gören bir yere kızlardan birini yerleştirip elindeki lazer ile yapması gerekenleri gösterdi.
(Şimdi ki zaman)
Kadınlar gururla birbirlerine bakıp gülümsediler. Karaca ve Damla Gece için Çukur için faydalı bir iş yapmış olmanın keyfini yaşarken Gece düşman safına eklediği yeni isim ile ne yapacağını düşünüyordu.