101.BÖLÜM
"Onlar buraya." Dedi Karaca elinde sandalyeler kendisine doğru yaklaşan adamlara. Saadet elindeki tepsileri arabanın arka koltuğuna koyup "Salih bak aman deyim direk aş evinin içine koy. Yavaş sür. dökme." Diyerek kocasına döndü. Salih karısını alnından öpüp arabaya binerek uzaklaşınca Gece göründü merdivenlerin başında. Üzerindeki hırkayı çekiştirip kollarını göğsünde kavuşturup alçak duvarın üzerine oturdu. "Sultan anne bunları da veriyorum arabaya." Diye bağırarak Aylin çıktı o sıra kapıdan. "E kızım hazırlansana sen." Diyerek dürtükledi Gece'yi. Kız omuz silkti "Neye hazırlanacağım Allah aşkına baksana herkes koşturuyor zaten kimsenin beni dinlediği yok." Diyerek yakındı kız. Aylin elindeki çantayı Salim'e verip geri döndü "Aman sende ha buldun da bunuyorsun. Düğünde düğün kına da kına diyen sen değil miydin?" diye sordu. "Git başımdan Aylin ya." Diyerek içeri girdi Gece. O sırada Sultan merdivenlerden alt kata iniyordu. "Aaaa Gece hala üzerinde o hırka ne dolanıyorsun sen? Kızım şunun şurasında birkaç saat sonra kına git duşunu falan al hazırlan." Dedi kadın. Gece bir şey diyecek gibi oldu ama anında vazgeçti. Kadının gözlerinin içi gülüyordu. "Ay valla ilk defa bir evladıma içime sine sine bir düğün yapacağım." Diyerek Saadet'e dönmüştü. "Tamam anne ben Yamaç'ın odasında hazırlanmaya gidiyorum." Diyerek gülümseyip üst kata koşturdu Gece.
"Yani gerçekten burada Çukur kahvesinde kına yapacak bu kız öyle mi?" dedi Cumali masaların düzenlenmesine yardım ederken. "Valla öyle abi. Gece abla işte değişik." Diyerek güldü Celasun. "Pardon bakar mısınız?" diyen kadın sesiyle ikisi de o tarafa döndürmüştü bakışlarını "Ben Akın'a bakmıştım ama." Dedi son derece çekingen bir şekilde kapıda dikilen Songül. Celasun kızı tanımıştı "Eee hoş geldin gel ben götüreyim seni." Diyerek ellerini silkeleyip kapıya doğru yürüdü. "Şişş damat kim bu?" diye sordu Cumali sessiz olma çaktırmama gereği duymadan. "Akın'ın bir arkadaşı abi lise zamanından." Diye yanıtladı Celasun aynı zamanda kaş göz yapıyordu sus anlamında."Celasun'du değil mi?" diye sordu Songül hızlı adımlarla Çukur sokaklarından geçiyorlardı. "Evet yenge." Diye yanıtladı çocuk gülerek. Kız çok utanmıştı ama cevap vermedi. "Geldik işte Akın içerdedir akşam Yamaç abinin kınası var hazırlıklar falan onlarla uğraşıyoruz. Sen geç bu kapıdan sesleniver depodadır." Diyerek uzaklaştı Celasun. Songül ürkek adımlarla girdi içeri. Görünürde kimse yoktu ama bir çekiç sesi geliyordu içerden. Bir an dönmeyi düşünse de vazgeçip Celasun'un söylediği kapıdan geçip elindeki demiri döven Akın'ı gördü. Bir süre kapının köşesinde sessizce izledi çocuğu. Akın silahların saklandığı düzenekleri kilitlemek üzere çalışıyordu. Demir istediği düzlüğe gelince dövme işini bırakıp çelik sandığının üzerine geçirdi. Tam kafasını kaldırmıştı ki kızı görüp panik yapınca hemen baş ucundaki çekici ayağına düşürdü. "Dikkat et." Diye bağırarak yanına koştuysa da Songül acıyla bir küfür savurmuştu bile Akın. Aslında acıda değil kızı karşısında görmenin verdiği refleksti o küfür. Kısa bir an gözlerini kapatıp birkaç derin soluk verdikten sonra "Niye geldin sen?" diyerek açtı gözlerini. Songül şaşkındı bu kadar sert olmasını beklemiyordu. "Ben... Sen neden telefonlarımı açmıyorsun?" diye sordu konuyu geçiştirmek için. "Çünkü seninle konuşmak istemiyorum." Diye yanıtladı sandalyenin üzerindeki tişörtü üzerine geçiren Akın. Songül adamın ne yapmaya çalıştığını anlamıştı. "Belki önemliydi." Dedi kapının pervazına yaslanarak. "Söyle neymiş?" diye sordu Akı fazlasıyla umursamaz görünüyordu. "Akın biz seninle o düğün akşamı konuştuk. Sen.. sen o akşam..." derken sözünü kesti çocuk "Ben o akşam çok sarhoştum." Diyerek. Songül sinirlenmeye başlamıştı "Günlerce kapımın önünde bekledin." Diyerek dikleşti. Akın cevap vermedi. "Neden geldin o zaman neden uyandırdın eski duyguları." Akın arkasını dönmüş kıza bakmıyordu. "Söylesene... Bıktım senin bencilliğinden gelip gidip benim duygularımla oynamandan." Kız avaz avaz bağırıyordu. "Ne sanıyorsun sen ha? Gideyim Songül'ü arayayım. Biraz kafasını karıştırayım üzeyim bu mu derdin?"