156.Bölüm / Final 2.Kısım / Ve Geriye Kalanlar
1 Yıl Sonra
Masmavi bir deniz, sapsarı bir kumsal, arka taraf yemyeşil orman... Küçücük bir koy, Gece ve Mavi... Beyaz uçuş uçuş elbisesi üzerinde, kucağında beyaz zıbınıyla gülücükler saçan minik kızıyla köpük köpük kıyıya vuran küçük dalgalara basarak kah koşuyor kah kendi etrafında dönüyor Gece. Mavi mutlu, annesinin kollarına sarılmış gülücükler saçıyor etrafa. Kimi zaman küçük kulübelerinin verandasındaki salıncakta kucak kucağa oturup sallanıyor, kimi zaman kumlardan kaleler yapıp oynuyorlar. Çok sıkılırlarsa kasabanın pazarına iniyorlar birlikte. Yemeklerini teraslarındaki küçük masada yiyorlar. Hafta bir iki akşam iki kadeh rakı koyuyor Gece sofraya. Biri kendine diğeri Yamaç'a. Bazen çok kızıyor Gece onun bardağını içiyor bir dikişte. "Özledim işte çok özledim." Diye feryat ediyor ama sonra hemen düşürüyor sesini Mavi duyup uyanmasın diye.
Başta Sultan olmak üzere buralara taşındığı için gönül koyuyor Koçovalı kadınları. Ama Gece "Yamaç'ın hayalini gerçekleştireceğim." Diye anlatınca kimse bir şey diyemiyor bunun üzerine. En büyük pişmanlığı bu Gece'nin. Şuan kaldıkları ev Yamaç'ın yıllar evvel Gece vurulduğu zaman her şeyden el etek çekip yerleşmek için ayarladığı ev. O zaman türlü bahaneler uydurup gelmediği için pişmanlık duyuyor. Belki o zaman sevdiğim adamı dinleseydim şimdi yanımda olurdu diye düşünmekten alıkoyamıyor kendisini. Bu evde bu sahilde bir kerecik onunla olamamış olmak çok yakıyor canını.
Küçük kulübenin her yanını fotoğraflarla kaplamış. Yamaç'la anılarıyla dolu duvarlar. Unutmaktan korkuyor, onunla yaşadığı en ufak bir şeyin hafızasından silinmesinden. Ona ait bir şeyi hatırlayamamaktan. Bir diğer meşgalesi de Mavi'ye baba dedirtmeye çalışmak. Sürekli Ymaç'ın fotoğrafını gösterip "Babbb baa..." diyerek tekrarlatmaya çalışıyor kızına. Ama Mavi dış görünüş olarak her ne kadar babasının kopyası olsa da huyu aynı annesi. Ne kadar üzerine giderse bir konuda küçük kız o kadar inat ediyor. "Baban benimle nasıl uğraştı acaba. Hiç hoş bir durum değilmiş gerçekten. Ama ben çağırıyorum gelmiyor be Mavi kuş hani sen belki çağırsan baba desen çıkar gelir belki he?" Derken sesi çatallanıyor yine. Ardından yerde oynayan ufaklığı kucağına alıp beyaz örtülerle kaplı büyük pirinç yatağa götürüyor. "Hadi bakalım küçük hanım uyku vakti." Derken çocuğu yatağa yatırıp oda yanına uzanıyor. Mavi'nin uykusu yok. Düşe kalka komodinin üzerindeki albüme uzanmaya çalışıyor. Bu ikisinin de en sevdiği masal. Gece uyumadığı zamanlarda aile üyelerinin fotoğraflarının olduğu bu albümü açıp gösterirken bir masal gibi kim kimdir anlatıyor kızına. Her ne kadar şimdilik uzak olsalar da, her ne kadar çok yarım kalmış olsalarda herkesi bilsin tanısın istiyor çünkü.