Kılıç niyeti güçlü ve baskıcıydı. Antuan'nın sıradan bir öğrenci olmadığı açıktı. Kılıç Niyeti 1. Seviyede olsa bile, anlayışı daha yüksekti bu sebeple yarattığı tehdit çok daha büyüktü lakin Axel ve Dean kolay hedefler değildi.
Axel hızlıca geri çekilirken, Dean kılıcını sıkıca kavradı. İkisi kısa bir süre bakıştı, o anda kimse bir şey söylemedi fakat ikisi de ne yapması gerektiğini biliyor gibiydi.
Axel çevik bir hareketle, Dean'nin önüne geçti. Aynı anda kalkanını kaldırdı, yirmi santimden biraz daha büyük olan kalkanın, bu savaşta pek bir faydası olmayacak gibiydi.
'Ölecekler...' bir kaç öğrenci memnuniyetle söyledi. Son günlerde onlara Dean ve Axel çok problem çıkartmıştı. Onların acı çekeceğini, hatta öleceğini bilmek gülümsemelerine sebep olmuştu.
'Sabre Kaplumbağa Kalkanı!' Axel güçlü bir aura yayarken yüksek sesle bağırdı. Aynı anda, kalkanı adeta canlanmıştı. İnanılmaz bir hızla, en az kılıç kadar büyük olan, üç dişli, uzun boynuzları olan büyük bir kaplumbağa ortaya çıktı.
Antuan'nın gözleri bir anda büyüdü fakat hemen ardından şaşkınlığı üstünden atıp, kaşlarını çattı.
'GERBERİN!' diye bağırmasıyla birlikte, büyük kılıç Kaplumbağa ya doğru atıldı. Axel dişlerini sıktı ve bütün gücüyle karşı koymaya hazırlandı.
O anda, Dean'nin varlığı sanki herkes tarafından unutulmuş gibiydi.
Kılıç ve Kaplumbağa kabuğu çarpıştığında, şok dalgası, öğrencileri süpürdü. Büyük bir patlama ile Axel bir kaç adım geri itildi, kılıcın üstünde çatlaklar oluştu. Antuan'nın kaşları çatıldı, 'Bu nasıl bir savunma ?' yaşananlara inanamamıştı.
Şüphesiz üstün taraf oydu fakat kılıç niyetiyle oluşturduğu kılıcının da hasar görmesi onu şaşırtmıştı. Üstelik bu kılıç niyeti 1. seviyedeydi ve karşısında niyet gücü kullanmayan bir teknik vardı.
Fakat o şaşkınlık anında, Antuan'nın kalbi hızlıca atmaya başladı, tehlike hissi bütün bedenini ele geçirmişti. O esnada, Dean, kör noktasından yıldırım hızıyla çıktı ve kılıcını savurmasıyla güçlü bir teknik açığa çıkarması bir oldu.
'EJDERHA DİŞİ KILICI!!!' Bir kükreme, Dean'nin kılıcından fırladı, aynı anda inanılmaz baskı Antuanın üstüne çöktü, eğer biraz daha zayıf olsa kımıldayamazdı bile fakat tepki vermekte geç kalmıştı.
Hızlıca çekilmeye çalışırken, Dean'nin tekniği ile kolu çarpıştı. Güçlükle kılıcını kaldırıp karşı saldırıya geçse de, kolu çarpışmanın gücüyle, neredeyse parçalanmıştı.
Bir ağız dolusu kan kusup, geriye itildi, güçlükle kılıcını tutuyordu. Seyircilerin ağzı açık kalmıştı, Antuan bile şaşkındı.
Kimse böyle bir sahne beklemiyordu. Dean ve Axel şüphesiz güçlüydü fakat onlar daha niyet enerjisini 1. seviyeye ulaştırmayı başaramamıştı. Buna karşın, kullandıkları teknikler korkunçtu, niyet gücünü uyandırmamışlardı belki ama rahatlıkla bu tekniklerle, 1. seviye Niyet enerjisine denktiler.
Eğer karşılarında Antuan yerine başkası olsa, bu kısa savaşta kesinlikle ezilmiş olurdu.
Antuan ise, nefes nefese, öfkeli gözlerle Dean ve Axele bakıyordu.
'Sizi hafife aldım...' diye itiraf etti. Gerçek gücünü en başından beri kullanmamıştı ve şimdi bundan pişmandı. Kim, niyet enerjisini uyandırmamış bu iki hizmetkarın bu kadar güçlü olacağını düşünürdü ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimi Kendim Yazarım! (2.Kitap-Kanlı Yol)
Fantasy'Herkes zirveye tırmanırken ben zirveden düştüm. Herkes çalışırken ben sadece eğlendim. Herkes ter dökerken, ben sadece güldüm. Şimdi, orduda sıradan bir kaptan oldum. Hayat bana acımasız davranmadı, kaderimi kendim yazdım! Bir defa daha yazmak iste...