Nicolas elini yavaşça beyaz tenli kızın ipeksi teninde gezdirdi ve çıplak sırtına şehvet dolu gözlerle baktı. Dian Parus çaresizce başını kaldırdı, yüzü kızarmış fakat biraz soluktu. Gözlerinde hala tutku olsa bile enerjisi olmadığı açıktı fakat Nicolasın bir canavar olduğuna inanıyordu.
"Biraz dinlenmeliyim sevgilim..." diye mırıldandı, sevimli fakat yalvarır bir tonda. Nicolas herhangi bir duygu belirtisi göstermedi, adeta bu sevimli yalvarışı duymamış gibiydi fakat gözlerinde ki şehvete eşlik eden hayal kırıklığını görmek kolaydı.
Onun gücünde birisi için tatmin olmak neredeyse imkansızdı. Nicolas şimdi yetiştiricilerin neden birden fazla eş aldığını daha iyi anlıyordu, tam olarak tatmin olmak çok zordu, nitelikli eş o kadar azdı ki, ancak bunu sayılarla telafi etmek mümkündü.
En nihayetinde her şeyi belirleyen güçtü, aristokrasinin kuralları, bekaretin önemi ancak güçlü kişinin gücü kadar önemliydi. Bir kadın sözde bir eşe sadık olmak zorundaydı fakat bu kişi Nicolas kadar güçlü bir kadınsa, kim onu bu aptal kurallara uymaya mecbur bıraka bilirdi ?
Genel olarak güç erkeklerin elinde olsa bile, Situ Ank gibi kadınların olduğu da göz ardı edilmemesi gereken bir gerçekti.
Nicolas sadece rahatlamak istedi, seks önemli değildi hatta Nicolasın gözünde zar zor duygusal bir yaklaşım olarak görüle bilirdi. Yetiştiricilerin hayatları çok uzundu ve ömrünün %90'nı nı sadece ekim ve savaşla geçirse bile hala kalan %10'luk kısım bir kaç yüz yıldan fazlaydı. Bu durumda her canlının üç temel ihtiyacı karşılanmak zorundaydı. Yemek, Barınmak ve Sevişmek...
Nicolas için Dian Parus ile arasında ki etkileşim bir çeşit ticaretti, Dian Parus Nicolas için önemli birisi değildi, belki ona bekaretini vermişti fakat elbette Nicolas bunun bedelini ödemeye istekliydi.
Bir yetiştiriciye ahlak kurallarını veya vicdan kurallarını yok saydıran şey, elbette ekim kaynaklarıydı. Daha güçlü olmak için, 4 yıldızlı bir hap uğruna bekaretini verecek, kocalarını aldatacak sayısız kadın vardı. Aynı şekilde erkekler bile en iğrenç fantazilere sahip olan kaynak sahiplerini tatmin etmek için her şeyi yapabilirdi.
Bunun en açık örneği Simya Birlikleriydi, Simya Birlikleri dışarıdan şatafatlı ve asil, yüksek statülü ve egemen görünürdü. Kimse onlar hakkında kötü düşünmezdi fakat bir hesap yapılacak olursa, en güçlü yetiştiricileri köleleştirenler Simya Birlikleriydi, bazı haplar uğruna bütün ömrünü bir köle gibi geçirmeye istekli sayısız kişi vardı.
Binlerce yıl yaşamış Simya Üstatların da kendisini seve seve verecek olan kızlar arka arkaya dizilse onlarca mil uzunluğunda bir kuyruk oluşurdu.
Daha fazla güç karşılığında, bir kaç saatlik zevk vermek kimsenin umurunda değildi. Aristokrasinin kuralları her ne kadar ahlak dolu görünse de temelde bu göz boyamadan farklı değildi. Situ Ank aristokrat Situ Klanından gelmişti ve çok fazla erkekle birlikte oluyordu. Dian Parus her şeye rağmen Nicolasla birlikte olmaya gönüllü olmuştu, aynı şekilde Xia Ming düşünmeden kendisini Nicolasa teslim etmişti ve Xia Klanının üstün kuralları Nicolasın gücünü gördükten sonra bir şaka haline gelmekle kalmamış, klan üyeleri kendi kızlarını Nicolasa hizmetçi veya cariye olarak bile vermeye istekliydi.
Mutlak olan sadece güçtü, eğer yeterince fayda sağlanırsa gerçekten ilkeli olanlar dışında her canlı yozlaşmaya mahkumdu.
Bu sebeple Nicolas Dian Parusun bekaretini alsa bile rahatsız hissetmedi, bir aidiyet veya bir bağlılık hissetmedi. Bu sadece bir oyundu ve bedelini ödediği sürece iki tarafta memnun olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimi Kendim Yazarım! (2.Kitap-Kanlı Yol)
Fantasy'Herkes zirveye tırmanırken ben zirveden düştüm. Herkes çalışırken ben sadece eğlendim. Herkes ter dökerken, ben sadece güldüm. Şimdi, orduda sıradan bir kaptan oldum. Hayat bana acımasız davranmadı, kaderimi kendim yazdım! Bir defa daha yazmak iste...